- 715 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Şiir formunda düzyazı, düzyazı formatında şiir..."Ölümümden sonra açılmak üzeredir:"
Oct,20/04
Ölümümden sonra açılmak üzeredir:
Oğulum,
Öncelikle özür dilerim.
Biraz, sıradışı bir anne idim.
Muhtemelen, bu yüzden, seni çokça üzdüm!
Bunları sana çok kez söyledim
Ama biliyorum,
Yaşarken değil de,
Öldükten sonradır bazı şeylerin değeri!
Oğulum,
Sana, ben olarak,
Bence neyse en doğrusu
Onu vermeye çalıştım,
Yanlış yapmadım, umarım!
Dürüst ol istedim,
Sen,
Sen ol istedim,
İstediğince...
Yüreğin, istedim,
Yüreğin geniş olsun,
Zaten öyle genişti ki,
Çocukluğundan beri beni anladın!
Elbet, belki, zaman zaman seni zorladım
Ama, istedim ki
Ben ben olayım,
Sen de sen!
Sevgimiz öyle yoğundu ki,
Bağlarım diye seni, çok korktum!
Çok korktum,
Seni, sen olmaktan alıkoyarsam, bilmeden...
Yolunu tıkamaktan korktum!
İşte bu yüzden, zaman zaman,
Sana biraz kayıtsız kaldım...
Sevgimi eksik tutmadan! ...
Ben, dedim, özgürüm, hayatımı yaşarım,
Sen de, dedim,
Sen de yaşamalısın!
Anla beni, bir taş olmak istemedim
Hiç yaşamında,
Sevgi adına önüne konulmuş...
Eğer, adasaydım her şeyimi sana,
Biliyorsun, yaşarken çok kez söyledim,
Senden çok şey beklerdim!
Yapamadıklarımı beklerdim,
Elimde olmadan,
Yapamadıklarımı yapmanı...
Yapamadıklarımdan dolayı
Seni sorumlu tutardım, elimde olmadan,
Ve bunu, öyle kılıflara sokardım ki,
Ve yine elimde olmadan,
Ben, belki de seni suçlardım!
Belki de, seni sevenleri...
Hiçbir yanlış olmasın istedim hayatında,
Benim dürüstlüğümce,
Bilmem ki, belki hata ettim!
Ne işle uğraşırsın şimdi,
Mutlu musundur
Karınla?
Çocuklarına nasıl anlatırsın,
Çocukluğunu?
Acıların mı kalmıştır en çok belleğinde,
Bilmem ki...
Ama, bil ki,
Ben, bence,
Sana en iyisini vermeye çalıştım,
İnan ki! ..
Doğurdum diye, hak iddia edemem ki! ..
Ağlama nolur,
Canım, oğulum,
Seni üzdüğüm zamanları hatırla,
Hep öyle yapmaz mıydık,
Beni özlediğinde,
Kötü yanlarımı hatırla diye
Bir oyun oynamaz mıydık! ...
Sarhoşluklarımı hatırla,
Türkü barlara gidişlerimi
Seni evde yalnız bırakıp! ...
Hadi anne, neredesin deyişlerini...
Kaygılarını hatırla...
Üzgünüm, böyle bir annen vardı,
Biraz keyfi kendine,
Biraz sana sen olmayı öğretmeye...
Bilmem ki,
Açtığım yaralar
Seni çoğaltmış mıdır?
İnsanların özgür ruhunu
Sana anlatmış mıdır?
Verdiğim acılardan dolayı, üzgünüm,
Şu saatten sonra neye değer, bilemem,ama,
Özür dilerim!
Verdiğim değerler varsa eğer,
Elbet helal olsun,
Ak sütüm gibi...
Ağlama! ...
Kıyamam! ...
Kıyamam, ben, o saf gözyaşlarına...
Saf olalım,
Saydam olalım,
Temiz olalım istedim.
İnsan duygularımızla,
İnsan dürtülerimizle
Biz, biz olalım istedim,
Sarmalamadan çarşaflara,
Biz, doğrumuzu yaşayalım istedim,
Yalansızca...
Üzgünüm, eğer üzdümse seni...
Eğer, eğdirdiysem başını,
Bil ki, doğruluk adınaydı! ...
Seni seviyorum, hep sevdim,
Yalnız oğulumsun diye değil,
Seni Oğulcan olarak sevdim! ..
Sen, hep, iyi bir yürektin,
Sevgi,
Güç,
Derinlik dolu...
Kaldıramasaydın eğer,
Ben sana nasıl bu kadar
Yüklenirdim!
Hatalarımdan dolayı, affet, nolur,
Ben hep iyi yapıyorum zannettim!
Kocalarım,
Araya giren insanlarım,
Sizlerden beklediğim, yalnızca,
Bir yürek dolusu hoşluktu! ...
Yürek dışında
Hiç olmadı ki bir kaygım!
Beni anlayın istedim,
Anlayıp, yanımda olun, istedim.
Yanımda olup, saçımı okşayın,
Saçımı okşayıp,
Yüreğime dokunun istedim!
Ulaşmak zor olur kuşkusuyla
Onu
Önünüze sere serpe serdim!
Bedenim gibi...
Gözlerim gibi...
Sözlerim gibi...
Öyle,
Apaçık...
Öyle, kolayca...
Kolay geldiği için
Belki hiç anlaşılamadım!
Her kolaylığın ardındaki gibi,
Öyle ucuz,
Öyle hafif...
Öyle,
Sıradan!
Oysa, o yüreği açmak,
Bir çoğu için hiç kolay değildi!
Bunu bildiğinizden, belki,
Açılan bu yüreğe
Hep
Riya yüklediniz! ...
Hep ardında
Aradınız
Bir başka şeyler,
Oysa o,
O kadar natureldi! ...
Aldıkça, sizlerden bazı yaralar
Elbet biraz, nasırlaşır gibi oldular,
Ama, üzgünüm, nasır tutamadılar! ..
Yüreğim, her biriniz için,
Ayrı ayrı çarptılar! ...
Bir sayfa kapanmadan
Bir başkasına atlamadım hiç,
Yani, hiç birinize
İhanet etmedim!
Yalnızca,
Sayfayı değiştirdim! ...
Sizlere iyi bir eş olamadıysam,
Üzgünüm...
Ben yine, hep olduğu gibi, ben olmak istedim!
Aslında, itiraf etmeliyim,
Size uymaya çokça
Çaba sarfettim! ...
Belki, uymaya çalıştıkça,
Elimde değildi,
Bende size benzedim! ..
Hep söyledim,
Yine de söylüyorum,
Her birinizi
Bir ayrı sevdim! ...
Hepiniz için,
Ben kaç kez öldüm!
Hiç bilmediniz belki,
Bir bakışınız...
Bir sözünüz...
Bir gülüşünüz için...
Ben neler vermezdim! ...
Dostlarım,
Sizler beni, belki daha kolay anlarsınız! ...
Ne de olsa bağımız
Dostlukla sınırlanmış! ..
Yani özgür,
Yani, daha bir biz! ...
Bizler, paylaştık,
Coştuk,
Taştık...
Bazen,
Birbirimize katlandık,
Ama, hep, özgürce,
Ama hep sevgiyle
Yaptık! ...
O yüzden, belki, hiç
Yaralanmadık! ...
Annem, babam...
Oysa,
Belki en çok yarayı siz aldınız...
Sizin için zordu,
Bir değişik kızınız vardı...
Gerçi, çokça zamanlar içinde sakladı
Ama, sonuna dek taşıyamadı,
Taştı! ...
Ne güzeldiniz ki,
Kaygılarınız yüreklerinizde saklı! ...
Ben, yine, hep, yüreğinize basılı...
İşte, belki de bu yüzden,
İçimdeki çağlayanlar
Bir türlü
Susturulamadı! ...
Can verenlerim!
Can verdiğim! ..
Kardeşim...
Arkadaşlarım...
Vedalaştık mı, o aceleyle, farkında değilim...
Ben gittim artık,
Hoşçakalın.
Kendinize iyi bakın!
Ben size bakıyor olacağım!
Şarkı söyleyin,
Türkü tutturun aklınıza geldiğimde...
Elleriniz yukarıda olsun,
Ya eşlik edin bir şarkıya çakmakla,
Ya benim için kadeh kaldırın!
Ve, ama, lütfen,
Mutlaka bir kahkaha atın,
Ben orada olacağım...
Orada da gülerler belki,
Aşağıda bir yerlere öpücük göndermeme...
Aldırmam!
Yani, aynı buradaki gibi...
Arada bir başınızı yukarıya kaldırın,
Öpüldünüz...
Haydi, hoşçakalın! ...
Gülgün Karaoğlu
YORUMLAR
Sevgili Zeynep, o çizgi çok ince, gerçekten... Ve inan ki o çizgi belirliyor zaten çocukların da birer birey olduklarını kabullenmemizi... Özgür iradelerinin olduğunu... Size sımsıkı bağlı, ergen bir oğlunuz olsaydı, kimbilir, doğru bulabilirdiniz beni..:) Ama... Seviyorum, sorgulayan yorumları... Uyaran... Hoş bir dilde, hoş amaçlı eleştiren yorumları... Ve... Gerçekten de çok teşekkür ediyorummm... Sevgilerimle...
vasiyet olması gerekirken,
destan yazmışsınız...
kendi çelişkilerinizde kendinizle birlikte ''oğulunuzu''da boğarak...
''Ben, dedim, özgürüm, hayatımı yaşarım,
Sen de, dedim,
Sen de yaşamalısın! ''
çok özür dilerim ama ''sizene!'' demek geçti içimden...
belki oğlunuz bunu istemiyor.
neden yön veriyorsunuz?
çocuk olmaları onların birey olduğu gerçeğini göz ardı etmemizi gerektirmez...
:)derken:)
ana babaların koruyucu ve yönlendirici kimliklerine bürünmek zorunluluğu gelir önüme...
sorumluluk duygusu...
o ince çizgi...
okumaya devam ediyorum...
eşler, ana baba, dostlar, kardeşler
ve
''Vedalaştık mı, o aceleyle, farkında değilim...''
''Orada da gülerler belki,
Aşağıda bir yerlere öpücük göndermeme...''
sevgi dolu, sevgiye aç yüreğin vedası...
hüzünlü bir gülümseme bıraktınız yüzüme son vedanızda...
şimdi
burada da bana gülüyorlar
görebilenlere, göremeyenlerin önünde yolladığım öpücüklerden dolayı...
sevgimle kalın...
Zeynep Tavukçu tarafından 7/6/2007 8:19:40 PM zamanında düzenlenmiştir.