- 854 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
129 - TEKNE KAZINTISI
Onur BİLGE
Daha Antalya’dan çıkmadan, Kepez’e gelip de geride kalan şehre baktığımda üstüme çöken garipseme, giderek can sıkıcı bir hal almaya başladı. Garipseme olarak hissettim. Bu duyguyu biliyordum. Köylere misafirliklere gittiğimiz zamanlarda hissederdim. Şehrin kalabalıklığı, gürültüsü, aydınlığı orada yoktu. Gündüz, biraz ıssız da olsa, aynı güneşle aydınlanan yerdi, nihayetinde ama akşamüstü hafiften başlayan garipseme, hava kararıp da gaz lambaları yakılmaya başlandığında artardı. Gecelerin derin sessizliğinde mezara konmuş ölüler gibi girerdik, serilen yataklara. Hem başkasının evi, hem alabildiğine sessizlik, varsa mehtabın aydınlığı, yoksa zifir-i zindan... Sabaha karşı karşılıklı yarışan horozları öğleye doğru telaşlı telaşlı gıdaklayan tavuklar... Havlayan köpekler, çığrışan çocuklar, bağrışan köylüler... İnek böğürmesi, kuzu melemesi...
Evden, yatağımdan uzaklaşmanın verdiği gariplik; annem babam yanımda olduğu ve bu misafirlikler, sadece bir geceyle sınırlı oldukları için o kadar
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
sevgili ONUR BİLGE
sizin yazılarınızı okuyorum.kendime almam gereken dersleri alıyorum.maneviyatımı doyuruyorum.yorumu yazıp çıkıyorum.arkadaşımın yapmış olduğu yorum bana çok nahoş geldi böyle bi başlık yaparak girdim kusura bakmayın.yazınıza siizn çocukluk anılarınızı okurken çok duygulanıyorum.zaman zaman ağlıyorum.çünkü ben ablamı ailem bizden 12 yaşında ayırdı.ablam affedmediğini defalarca söyledi.ama ben nedemek istediğini anlamıyordum.sizin yazılarınızı okudukça ablamı anlıyorum.yüreğim parçalanıyor.sizinde yüreğinize sağlık.herşey gönlünüzce olsun.sevgiler,saygılar.
Yine çok güzel bir hikaye gelmiş anne ve babasından ayrı, anneannesi ile yaşayan güzel kızdan....
Özlem içe öyle vuruyor ki, her neye bakarsan özlediğin şeyin kokusunu, rengini hissediyorsun tüm benliğinde...
Üstadem yine harika bir yazı,
Yüreğiniz susmasın.
Saygılarımla......
Yukarıdakileri V ile yazmıştım. Son cümlede dalmışım. ÖVÜNMEK tabi ki!
Had safhada uykum vardı. Yorgunluk... Gözlerim allak bullak görmeye, yazılar kaymaya başlamıştı ve hemen uyudum.
O kadar ki yazımı yetiştirebilmek için yarım ekledim. 'Yaklaşık' tan sonrasını alelacele ilave ettim. Ne kadar kötü durumda olursam olayım, okuyucularımı bekletmek istemiyorum. Tempoyu bozmak da istemiyorum.
Hedefim, 1001 GECE ÖYKÜLERİ isimli bu dizide bin bir adet öykü, yani bin bir bölüm yazabilmek.
Hata bulan, lütfen yazsın. Allah razı olsun!
Mutluluklar...
Onur BİLGE
cok güzeldi yine.evet özlemek ne tuhaf bir duygu.
insan bir sokagin taslarini bile özlüyor bazen.aslinda cocuklarin aileden uzak bir yerde okumasi egitim almasi herzaman basariyi getirmeyede bilir.özlem duygusu bir kücük bedeni etkileye bilir.
hele anne baba icin cok daha zordur evladindan uzak olmak.
yasli insanlar aslin da cocuk gibdir sevinmeye ögünülmeye düskünlükleri belki bundan kaynaklidir.ilgiye sevgiye cocuklar ve birde yaslilar muhtactir.
yine cok bir yaziydi.begenerek okudum.
emeginize saglik.sevgiler cok cok.
"Kırmızı elbiseli bebeğim bile oradaydı, her ne kadar başkalarıyla evcilik oynamayı saçma bulduğum için onları dışarıdan seyrettiysem de bebeğimle bir bütündüm."
:(
Herbir sey tevafuk dedin de fitratimiz da bir mi diye dusunur oldum..
Son paragraftaki hatalara dikkat ;)
"...herkesin ozellikle ogretmeNimin basarili bulmasini..."
"Öğünmeyi, öğülüşüyle yapıyordu."
Fakat buradaki öğünü, lehceye gore yazmak istedinse o ayri..Ama; methiye ise; o zaman "Övünmeyi, övülüşüyle yapıyordu" olmasi gerekmez miydi ? Ben mi yanlis biliyor ya da yorumluyorum acaba ? :(
Guzel dillendirmissin yine..Buyusune kapilarak okudum..Tesekkur ederim; yuregine saglik..
Allah zeval vermesin ...