- 870 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEKLERLE SAKLAMBAÇ...
Açlığı yaşamadan, açlığın ne olduğunu ancak hayal edebiliriz, ama tam olarak anlayamayız. Evrensel bilince hazır bilgi ile varılamaz; nasihatlarla yargılarla, baskılarla varılamaz. Evrensel bilince ancak deneme yanılma ve öğrenme yoluyla varılabilir. Hayat her zaman eğiticidir. Kendini korkularla kurallarla sınırlayan insan hayat eğitiminden tam olarak geçemez... Kurallar kendi doğrularımızı buluşmaya fırsat vermezler; kurallar bizim için hazır bilgilerdir, onun içindir ki üzerlerinde düşünmeyi gerektirmez. Kurallara sadece uyulur. oysa evrensel bilince düşünce özgürlüğüyle varılır.Düşünen insan kendi yolunu arayan insandır. Kendimiz için doğru olan düşünceleri seçmek, kendi seçimlerimizi yaşamak ve tüm sonuçların sorumluluğunu yüklenmek, özgürlüktür.
Bence, başkasının trampet sesini dinleyenler, evrensel bilince varamazlar, çünkü hayata uyum sağlayamazlar, kendilerine uyum sağlayamazlar. Kişi ancak kendi duyduğu trampet sesine doğru yürüdüğü zaman kendisi olabilir. Başkalarının trampet sesine doğru yürüyenler, kendilerini yitirirler, başkaları olurlar ve hiçbir zaman içlerindeki öze ulaşamazlar. Oysa kişi ,kendi trampet sesini dinleyip içindeki öze ulaştığında, diğerleriyle yabancılaşmak yerine, gün gelir ki diğerleriyle bütünleşir. Çünkü hepimizin özü aynıdır.İşte biz bunu kabul edemiyoruz, çünkü kendi özümüzü tanımıyoruz...Kendi özümüzü kaybetmeden, diğer insanlarla bağdaşmak; yalnız kendimize benzeyip de yine de herkesi anlayabilmek... Anlamak için benzemek şart değildir... İşte işin sırrı buydu... Bireyselliğimizi yitirirsek hiçbir zamanda kendimizle bütünleşip kendimizi gerçek anlamda tanıyamayız.’Ben’ olmadan ’Biz’ olamayız. Başkasının trampet sesini dinleyen kişiler, kendilerini gerçekleştirip olgunlaşamazlar. Bir insan kendisini olgunlaştırdığı oranda verebilir... Elbette amacımız paylaşmaktır; ama sizde olmayan bir şeyi nasıl paylaşabilirsiniz? En fazla paylaşır görünebilirsiniz; kendinizi ve karşınızdakini kandırırsınız ki buda sizi ve kişiliğinizi tüketir...
Farklılığını yaşayanlar ve yaşamayanlar vardır; ama sıradan insan yoktur.Hepimizin göründüğünden çok farklı özellikleri vardır. Sıradan gördüğümüz her insanın içinde kim bilir ne farklılıklar gizlidir. Oysa hep bastırmayı öğrettiler bize. Bu baskıların etkisiyle özelliklerimizde basıldı gitti. Dışa vurmanın önemini kavrayamadık bir türlü. Oysa biz kendimizden bile saklıyoruz gerçeklerimizi...