BU ÇAĞDA YUSUF OLMAK..
Kötü aşk bizzat kalbi ifsad eder. Kalp bozulunca da niyetleri, sözler ve ameller bozulur, tevhid kalesi yıpranır. Bunları daha önce anlattık, inşallah biraz ileride de bahsedeceğiz.
Yüce Allah bu hastalıkla ilgili sadece iki grup insandan, homoseksüellerden ve kadınlardan bahsetmiştir. Azizin hanımının Yusuf’a olan aşkından, ona tuzak kurmasından Yusuf’un sabır, iffet ve takvasıyla korunmasından bahsetmiştir. Halbuki o Yusuf’un başına gelen Ancak Allah’ın yardımıyla atlatılacak sabredilecek bir belâydı. Çünkü bir şeyi işlemek ona itici şeylerin güçlü olup, engellerin tamamen ortadan kalmasıyla daha da kolaylaşır. Burada ise itici etkenler son derece güçlüydü.
Bu etkenler şunlardır:
Bir: Yüce Allah erkeğin tabiatına kadına meyletme özelliği koymuştur. Erkek susuzun suya, açın yemeğe meyletmesi gibi kadına meyleder. Hatta bir çok insan yemeyip içmemeye sabredilir, ama kadınsızlığa sabredemez. Bu, helâl olursa yerilecek değil, bilakis övülecek bir durumdur.
Nitekim İmam Ahmed, Zühd kitabında Yusuf b. Atiyye es-Saffâr’ın Sabit el-Bünnânî’den, O’nun Enes’ten, O’nun Rasûlullah’tan rivayet ettiğine göre O şöyle buyurmuştur:
"Bana dünyanızdan kadınlar ve hoş koku sevdirildi."
İki: Yusuf genç idi. Gencin şehveti ise daha güçlü ve şiddetlidir.
Üç: Bekâr idi, şehvetini kıracağı ne eşi ne de cariyesi vardı.
Dört: Memleketinden uzakta, gurbette idi. Kişi vatanında, ailesinin ve çevresindeki insanların arasında yapamayacağı pek çok şeyi onlardan uzakta rahatlıkla yapabilir.
Beş: Kadın şerefli ve güzeldi ki bunlardan her biri kadınla ilişkiye girmesine davet eden şeylerdi.
Altı: Kadın ilişkiye girmekten çekinmemiş hiç sakınmamıştı. Bir çok erkeğin bir kadına olan meyli Kadının yüz çevirmesi ve bundan kaçmasıyla yok olur. Çünkü erkekler kadından istemeyi ve ona yalvarmayı bir zillet olarak görürler. Bir çoğunda ise kadının sakınması ve kaçınması daha çok istek ve arzu doğurur.
Şairin dediği gibi:
Engellenmek sevgimi daha da artırdı.
Zira insanın en sevdiği şeyler engellendiği şeylerdir.
Nefislerin tabiatları farklı farklıdır. Kiminin sevgisi kadın ona meylettiğinde ve izin verdiğinde çoğalır, yüz çevirip kaçındığında ise sönüp biter. Nitekim yargıçlardan biri bana eşinin veya cariyesinin onunla cinsel ilişkiye yanaşmayınca şehvetinin ve arzusunun tekrar dönmemek üzere söndüğünü anlatmıştı. Bazılarının sevgi ve arzusu ne kadar çok engellenirse o kadar artar, şiddetlenir, karşıdakinin sakınma ve kaçması sonrası da ona kavuşmanın, ulaşılmasını çok zor görürken ve tadmayı çok arzularken sonunda onu yanaşmanın büyük zevkini yaşar.
Yedi: Kadının kendisi istedi, arzuladı, teklif etti ve gayret gösterdi. Böylece Yusuf’u isteme yükünden, talep zilletinden kurtardı. Bilakis asıl rağbet ve zillet gösteren kendisi oldu. Yusuf (a.s.) ise başı dik ve aziz idi.
Sekiz: Yusuf (a.s.) kadının evinde, güç ve saltanatının altında ve itaat etmediğinde kendisine eziyet etmesinden korkacak konumda idi. Böylece hem çekici özellikleri, hem de korku verici etkenler bir araya toplanmıştı.
Dokuz: Yusuf un hadisenin duyulup yayılmasından korkmasına bir sebep yoktu. Bu kadın açısından da başkası açısından da imkansızdı. Zira talep eden ve arzulayan kadındı. Kapıları da iyice kapatmış, bekçileri aralardan uzaklaştırmıştır.
On: Yusuf görünüşte onun evindeki kölesiydi. Yanına girip çıkıyor, birlikte oluyor ve bu garipsenmiyordu. Yani talepten önce zaten bir ünsiyet oluşmuştu. Bu ise onu zinaya itecek en büyük etkenlerdendir. Nitekim soylu bir bedevi kadına:
"Seni zinaya götüren ne oldu?" diye sorulduğunda, "Yastıkların yakınlığı ve uzun süren efendilik" diye cevap vermiştir. Bununla "adamın yastığının yastığıma yakın oluşu ve birbirimizle çok karşılaşmamız" demek istemişti.
On bir: Kadın ona karşı hile ve tuzağın ustaları olan kadınlardan yardım istedi. Yusuf’u onlara gösterdi, yardım etmeleri için halini onlara şikâyet etti. Yusuf ise onlara karşı yüce Allah’tan yardım diledi ve şöyle dedi:
"Şayet tuzaklarını benden uzaklaştırmayacak olursan onlara meyleder ve cahillerden olurum". (Yusuf, 33)
On iki: Kadın onu zindana koymak ve alçaltmakla tehdit etti. Bu tehdit söylediğini hakikaten gerçekleştirme gücü olan birinden sâdır olmuştur. Böylece hem şehvet hem de zindan ve zilletten selamette olmak saikleri bir araya gelmiştir.
On üç: Kadının kocası onları birbirinden, uzaklaştıracak ve ayıracak derecede aşın bir kıskançlık ortaya koymadı. Bilakis en fazla yaptığı şey Yusuf’a "Bu işten, yüz çevir", kadına da "Günahın için tevbe et. Zira sen hatalılardansın." demek oldu. Erkeğin aşın kıskançlığı da kişiyi onun hanımıyla zina yapmaktan engelleyen etkenlerdendir.
Tüm bu zinaya itici etkenlere rağmen Yusuf Allah’ın (c.c.) rızasını ve korkusunu tercih etti. Allah’a sevgisi zindanı zinaya tercih etmesine neden oldu.
"Dedi ki: Rabbim! Zindan benim için, beni çağırdıkları şeyden daha hayırlıdır." (Yusuf, 33)
Yusuf (a.s.) bu belâyı kendisinden uzaklaştırmaya gücünün yetmeyeceğini, Rabbi onu koruyup kadınların tuzağından uzaklaştırmadığı takdirde, nefsinin ona meyledeceğini ve cahilce hareketlerde bulunacağını bildi. Bu onun, Rabbini de nefsini de iyi bildiğini göstermektedir.
Bu kıssada birden fazla ibret, fayda ve hikmet vardır.
İBNİ KAYYUMDAN ALİNTIDIR
YORUMLAR
ahir zaman denilen bu zaman da ne kadınlar züleyha asaletin de ne erkekler yusuf edebinde...yusuf züleyhanın ziynetinden kaçmadı.onsuz da onu yaşayabileceği zindanları seçti.çünkü zindan zaten züleyhaydı.zindan;züleyhanın kara gözleriydi.yusuf sadece bir gece değil bin gece o zindan da züleyha koynundaydı...kimse bunu bilmedi...züleyha ise her gün ayna da aksini seyretti,bedenine baktıkça yusufa ne çok benzediğini sezdi.kendini daha çok sevdi...ve yusuf u daha çok kendi bedenini sever gibi sevdi.(çölün kara kuyularında aşk)...