- 776 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ARDAHAN LİSESİ RADYO YAYINLARI/ Ardahan Öyküleri 45... kitap-31
68-69 seneleri...
Bahar’a doğru...
O akşam Enver Dayılardayız. Yemekten sonraları annem; Raile Teyze ile oturur konuşurdular. Enver Dayı bir kenara çekilir, rahlede Kuran-ı Kerim’i okurdu!
Uzun bu zaman boyunda. Tıkkıldayan saatin sesi akamazdı ama duyulmazda idi. Onu unutur giderdik!
69 senesindeyiz. Dünya’da olan: Ay’a yolculuk!.. Falan!
Wittingstein; dil felsefesi’ni açıklayalı... çok olmuş ki!.. Filan!
Kavramsal sanatta: Üç sandalye sunumu ile Joseph Beuys gerçekliği üç sanal gerçeklikle sunmuş. Sandalyenin kendisi, sandalyenin resmi ve sandalyenin sözlükteki anlamını kitapdan çıkarmış, duvara asmış. Üç nesne de sandalyenin kendisi gerçek diğerleriyse sanal gerçeklik göstergesiyle izhar edilmişti.
Beuys sandalyenin kendini ve diğer gösterge sistemleriyle gösterimi bilgi teorisi olarak aynı kapıya çıktıklarını söylemeye getiriyordu lafı.
Bütün zihinsel bilgilerimiz bir gösterge sistemiymiş!..
Orhan Abi hışımla içeri girdi!
- Baba!.. Ardahan Lisesinin çatısı yanıyor!
Enver Dayı:
- Oooo!.. Vah! dedi!
- Orhan koş! Söndürmeğe sen de yardım et!
- Ona sebep geldim! İzin alıp gideyim! Gidem mi?
- Koş oğul koş! Yazuğdur! Toplum malı, hepimizin malı!.. Koymayın yanmasın!
Anneme sordum." Lise; Enver dayının mı?" Öyle " O Vah!" çekmişti ki!"
Çocuklar bilmez:
"Kamu malı, toplum çıkarı..."
Annem cevaplamayınca beni... daha sormadım!
Ardahan Lisesi: Radyo yayını yapardı. Müdür Bedir Mert’in ön-ayak olmasıyla...
O zaman çok bilgili, kuvvetli öğretmenler gelirdi Ardahan’a! Onlar da bu girişime baş koşunca, "radyo yayınları" öğrenci eğitiminin bir parçası olarak başladı!
Öğretmenlerin her biri: Bir "Aç Aslan!"
Öğrenciyi teşvik ediyorlar: Çocukların yetenekleri gelişsin!
Eğitsel kol kapsamında radyo yayınları yapılıyor. Çevrenin dolaylı eğitimi de bu yolla okul-aile ilişkisine izafeten sağlanmıştı. Analar babalar kendi yavrularının maharetlerini görüp efkarlanıyordular!
Bu... benim oğlan, ha?..
Bu... benim kız, ha?..
"Hayat buna değse gerek!"
İşte hayatın sırrı!..
Ardahan Lisesinin radyo istasyonunda çıkmıştı yangın!
Sigara izmariti ile başlayan yangın çatıya sıçramıştı! Lisenin karşısında oturan Ali Kaya’gil, Bükrek Hocagil, Hüseyin Yılmaz’gil telefonla, ulakla itfaiye’ye yettiler yetiştirdiler!
Yetişen itfaiye soğuk hava altında çatıya bir soğuk duş yaptırdı.
Çatı sıcaktan Sibirya soğuğuna geçince, başladı kırkıt kesmeye:
- Dı dııııı dııı!
Rahmetli itfaiye eri Nuri Emi:
- Sensin yanan, don şimdi göröm! dedi.
Ardahan Lisesi yeni yapılmıştı. Radyo Yayını yapılan sınıftan başlayan yangın az daha çatıdan sonra okulu yakacaktı!
" Çok şükür esirgeyen Allah liseyi korudu!"
Ertesi gün bu kabil anlatı ile insanlar olayı söyleştiler!
O liseyi esirgeyen Mukadderat: Bugün Türkiye’nin en okumuş yerlerinden birini; Ardahanlı mevkii sahibi nice gençleri, yurt içi ve dışına yaymış durumdadır!
Çok şükür; okumaktan arlanılmaz ki!
Gurur duyulur ancak!
Allah insanı abursuz (onursuz) etmesin; o kadar!
Bir örnek sadece:
"Gökçe" Ardahan’da Dünya’ya geldi. Babası memurdu. 1982 yılında Ardahan Lisesini bitirdi. Samsun’da fakülteye güçlükle kayıt oldu. Burayı da bitirdikten sonra O.D.T.Ü’ye gitti. Bugün on büyük Türk bilim adamından birisidir.Toprak kaymasının heyalanı matematik olarak hesaplamayı icat etmiştir!"
Üç veya dört sene evvel Milliyet Gazetesinde okuduğum bir haberdir.
Enver Dayının:
"Ooo vahhh!" demesini: Yaş kemale geldi sayılır; şimdi anlıyoruz!
Hey gidi günler heyyyy!
13/08/2009
Yalçıner Yılmaz
Resim öğretmeni
Darıca İ.Ö.O.
Gebze