- 619 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
hey dost
Hey dost
Üniversite okurken bir arkadaşım bana gelip bülent F tipi hapishaneleri protesto ediyoruz, katılmak ister misin dedi. Tamam ama nasıl protesto edeceğiz diye sorduğumda bana hapistekilerin saden F tipi hapishaneleri protesto ettiğini onlara destek amacıyla mektup yazacağımızı söyledi. Tamam dedim eli kalem tutan adama kalemi vermişler almama der mi? O zaman neler yazdığımı bilmiyorum. Bildiğim yazdığım mektubun içeriydi.
Göktürklerden beri bu millet hep savaşarak gelmiş bu güne, Osmanlı imparatorluğundan bile bu millet her iki yılda bir savaş etmiş. Hep gitmişiz hep bir yerlere sürüklenmişiz. Geride bırakılmış yaren gitmiş yar. Yıllar yılı haber alınmamış giden bilir gidildiği yerden geri dönülmez, dönülse bırakılanlar bıraktıkları gibi değil. Bu yüzden geri dönülüp bulduğunda sevdikleriyle başlar konuşmalara. Yaren anlatır yara. Ahmet’in oğlu askere gitmiş, Fatma’nın kızı kocaya kaçmış, Temel akşam takasıyla kara denize açılmış bir daha geri dönmemiş. Yar dinler, dinler çünkü özlemiştin yareni sevdiğini tenini kokusunu sesini özlemiştir dinler. Yaren sorar sen ne yaptın onca yıl. Yar anlatacak bir şey bulamaz o da geçtiği yerleri anlatır, köyleri kasabaları, köyleri yolları, dağları, siperde kurşun sıkarken şehir olan arkadaşını anlatır.
Konuşmak, sohbet etmek, bizim için nimettir. Konuşmak bizim kültürümüzde vardır. Kavgalarımız, kızgınlığımız hep dilimizdedir. Mektubumda bunu yazmıştım. Konuşmak kültürümüzde varır sohbet kültürümüzde vardır. Bu kültürü yaşatan herkesin yanındayım demiştim. Konuşan hiç kimseye ne F, M, ne de D tipi hapishaneler dayanır. Konuş hey dost konuş duvarlar dil olur seni konuştuğuna götürür.
Biz değimliydik, bir an önce ulaşa bilmek için atları evcileştiren. Biz değinliydik iletişim teknolojisine hemen kavrayan. Hey dost ne oldu da sustuk. Ne oldu da kısaldık her şeyi.
Bir dosttan ileti altım. Kimi amil, kimi elektronik posta, kimi ileti diyor. Türkçenin genişliği bile burada ortaya çıkıyor. Bir nesneyi adlandırmak için birden fazla kelime konuşa biliyoruz. Örneğin yumurtana çıkan yavruya civciv biraz büyüdüğünde ferik, biraz daha büyüdüğünde tavuk diyoruz. Daha iyi anlaya bilmek için Türkçenin geniş bir dil olduğunu size futboldan da örnek vere bilirim herkesin ilgilendiği bir spor dalı olduğu için bunu seçtim. Örneğin topun kale direğinin yanından kendi adamından çıkmasına, kimi korner, kimi köşe vuruşu. Kimi de köşe atışı diyor. Konuşmak için kelimeler üretmişiz. Daha iyi derdimizi anlatmak için daha anlaşılmak için.
Demiştim ya bir dosttan ileti almıştım. İletide bir adam şiir okuyor. Arka fonda deli bir müzik ağıt misali kadın sesi, ağıt gibi isyan gibi haykırış gibi. şiirin bana neler anlattığını, hislerimi uzun uzun arkadaşıma anlattım. Aynı iletiyi bir başkasına gönderdim. Yorumunda bunu beğendi diye bir ileti gördüm.
Hey dost beğenen sen misin? Bir başkası mı? Bir yapancının ağzından neden konuşuyorsun.
Hey dost uzun uzun konuş. Konuşurken de yazarken de kekeleme hey dost.
Hey dost sessin çok güzel farkında değil misin?
Yazı düzeltmeden yayınladım. Biliyorum üstünde biraz daha dursam bir eksin yanını bulup hevesim kaçacak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.