17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1808
Okunma


Onur BİLGE
Evimizdekinin aksine, burada sadece günü geçmiş gazete yığını var, benim okuyabileceğim kitaplar yok. Onların, bana hitap eden yerlerini okuyorum. İlk sayfadaki başlıkları ve ilginç olayları... Bunlardan birisi yine sandık cinayeti... Bir genç kız öldürülmüş, cesedi parçalanarak eski bir sandığa konmuş. Son gazete olduğu için, salonun bir köşesindeki gazete yığınının en üstünde duruyor. Kocaman manşet, altında sandık ve kızın resmi... Yanında da anneannemin muhtemelen altmış yıllık sandığı... Daha önceleri gazete yığını ve sandık bana bir şey ifade etmiyordu ama o haber, o kadar etkili bir biçimde verilmişti ki onu okuduktan sonra oradan geçerken gözüm o resimlere takılıyor, sandıktan da ürküyordum. O gazetenin üstüne okunduktan sonra diğerler kondu ama biraz altta kalmış olsa da biliyordum ki o, oradaydı. Sanki o gazeteyle beraber, ceset de salona gelmiş, sandığa girmişti. Bir hafta kadar bu, böyle devam etti.
Oldukça eski, geniş, büyük, sessiz, hatta ıssız evin, genellikle geceleri oturulmadığı için küçük ışıkla aydınlanan salonun loşluğu, küçüklüğüm ve yalnızlığım, ürküntünün başlıca nedeniydi. Başka hiçbir şey beni rahatsız etmiyordu. Beş yaşındayken babamın
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15