- 978 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SELMA ÖĞRETMEN VE BABASI
(’Mahallede Sapık Var ’ adlı öykümün devamıdır.)
Yıllar süren emeğin karşılığında erişilen öğretmenliğe gururla başladığı ilk görev yerinden,
babasının sapık damgası yiyerek ve dövülerek ayrılmak zorunda kaldıkları mahalleden,doğ-
ruca İlçe Milli eğitim Müdürlüğüne gidip,başlarına gelenleri anlattılar,Selma Öğretmen ve ba
bası.
Milli Eğitim Müdürü,olayın bir parçasıymışcasına utandı,kahroldu bu pırıl pırıl insanların baş
larına gelen olaydan.Tüm insiyatifini ve olanaklarını kullanarak,Selma Öğretmeni İstanbul’-
un nezih semtlerinden birindeki okula tayin etti.
Sevindiler,Terzi Rıza Usta ve kızı Öğretmen Selma.Elini öpmek istediler Müdür’ün.
- Elleri öpülmesi,başlarda taşınması gerekenler sizler ve sizin gibiler,dedi Müdür.O insanlar
da bir gün yaptıkları korkunç hatayı anlayıp,özür dilemek için sizi arayacaklardır,emin olu
nuz,diye devam etti.
Koşarcasına ayrıldılar oradan.Bir gün daha beklemeye güçleri yoktu.Aynı gün yola koyulup
yeni okullarına vardılar.Çok güzel bir semtin,yeni ve tertemiz okuluydu burası.Selma Öğ-
retmen Okul Müdürüyle tanışıp evraklarını verdi.Semtte kiralık ev bulup yerleşmek için
bir kaç gün izin istedi.Çok anlayışlı davrandı Okul Müdürü.
Baba-kız hemen kiralık ev aramaya koyuldular.Bir de terzi dükkanı tabii.
Fakat hiç hesapta olmayan bir problemle karşılaştılar bu defa ; ev kiraları da,dükkanlar da
çok pahalıydı bu semtte.Selma Öğretmen’in maaşıyla bu semtte oturmak mümkün değildi.
- Olsun dedi ,Rıza Usta.Biraz şehir dışına çıkarız ev aramak için.Öyle de yaptılar.Okula
oldukça uzak bir gecekondu semtinde ev ve dükkan kiralamak zorunda kaldılar.
Zor da olsa,yeniden kurdular düzenlerini.Otobüsle okula gidip gelmeye başladı Selma Öğret
men.Eve yakın küçük bir dükkanda terziliğe devam etti Rıza Usta.
Güzeldi okul.Rahattı Selma Öğretmen okulunda.Sevdi çocukları.Onlara sevgisini belli etmek
ten hiç çekinmedi.Hep iyilikler güzellikler öğretmeye çalıştı.Sıkıntısı,derdi olan her öğren-
cisiyle elinden geldiğince ilgilendi.
Diğer taraftan eski okulunun olduğu yerde yaşadıkları,babasının başına gelenler aklından
pek kolay çıkmadı.Kolay değil ; onun şeref abidesi,kahramanı,gururu,babası,sapık damgası
yiyerek ve dövülerek mahalleden kovulmuştu..Yıllar geçse de unutmak kolay olmayacaktı.
Yine çocuklar cıvıl cıvıldı,Rıza Usta’nın dükkanının etrafında.Ama o,onları sevmeye,seyret
meye bile korkuyordu : Ya yanlış anlaşılırsa ?
Yine iki tane kız çocuğu yaklaştı,terzi dükkanının kapısına.Sekiz-dokuz yaşlarında ancak
varlardı.Gördüğünde,meleklere benzetti Rıza Usta onları.Farkında olmadan gülümsedi on-
lara.Çocuklar da cesaret bulmuş olacaklar ki,biri kapıdan seslendi :
- Amca,bize bir bardak su verebilir misin ?
Hemen ayağa kalkıp su getirmek istedi Rıza usta.Sonra birden duraksadı.Eski mahallede
başına elenleri anımsadı.Korktu,yine aynı şeylerin başına gelmesinden.Yanlış anlaşılmak,
sapık yerine konmak korkusu sardı içini.Tekrar yerine oturup ;
- Su yok kızım.Hadi gidip evinizden için,derken son nefesini vermekte olan bir insanın
çektiklerini çeker gibi oldu.Çocuklar yadırgadı onu.Biraz mahçup,biraz da öfkeli bir şekilde ayrıldılar oradan.
Oyuncağı elinden alınmış bebekler gibi,bağıra bağıra ağladı,koskoca adam.Dakikalarca
ağladı.Kapıyı kapatıp,bağıra bağıra ağladı.Bir ara fenalaşacak gibi olup,su içecek oldu.
Doldurduğu bardağı ağzına götürmek isterken,az önceki çocuklar geldi aklına.Bir bardak
suyu esirgemek zorunda kaldığı çocuklar.Ve yere fırlatıp kırdı,su dolu bardağı....
Akşam okuldan dönen kızına,yine ağlayarak anlattı başına gelenleri.Baba-kız birbirlerine
sarılıp ağladılar.Kızı,babasını teselli etmek için çok uğraştı..
Birlikte kahvaltı ettiler baba-kız.Evden birlikte ayrıldılar.Terzi dükkanına kadar yürü-
dükten sonra ,öperek hayırlı işler diledi babasına Selma öğretmen.Rıza Usta da öperek
okuluna uğurladı kızını.
Yakındaki bakkaldan aldığı gazetesini okumaya koyuldu Rıza Usta.Bir cinayet haberi gö-
züne takıldı.Bir sapık cinayeti idi bu.İki küçük kız çocuğu,bir sapık tarafından kirletilip
öldürülmüştü.Biraz daha okuyunca,olayın kızı ile birlikte oturduğu,sapık damgası yiyip,
dövülerek kovulduğu mahallede geçtiğini öğrendi.Kaatilin bulunamadığını öğrenince,aklına
o mahallede kendisinden para isteyen küçük kzıın söyledikleri geldi .
- Fırıncı Amca,Zeynep’i öpüp para veriyor ama
Bu sözler,o mahallede sapık bir fırıncının olduğunu,kaatilin de o olabileciği izlenimini verdi
Rıza Usta’ya.Gözleri bantla kapalı çocuklardan birinin,ondan para isteyen küçük kız olduğunu da anlayınca,hiç durmadı Rıza Usta; doğruca İlçe Polis Karakoluna gidip,bildik-
lerini,yaşadıklarını ve kuşkularını anlattı.’Fırıncı Amca’ dan söz etti.
Polis,’Fırıncı Amca’yı takibe aldı.Aynı vahşeti,bir kez daha gerçekleştirmek üzere iken,
suç üstü yakaladı.Diğer cinayetleri de onun işlediği ortaya çıktı.
Polis,mahalleliyi toplayıp,Rıza Usta’nın ihbarı ile kaailin yakalandığını anlattı.Mahalleli,ona
yaptıklarını anımsayıp utandı.Rıza Usta’nın yeni adresi öğrenilip,ayağına kadar Mahalle
Muhtarı ile birlikte gidlildi.Defalarca af dilenip,eli öpüldü.
Biraz da olsa rahatladı Rza Usta.En azından artık onun kötü biri olmadığını anlamışlardı.
Bir de,o minnacık çocuklara kıyan kaatilin yakalnmasına sebep olmuştu.
Rıza usta ve Selma Öğretmen,bu ülkenin ve insanlığın gurur duyacağı,elleri öpülesi,kutsal
insanlar olarak görevlerini yapmaya ve gururla yaşamaya devam ettiler.
(Beni bu öyküyü yazmaya teşvik eden,değerli edebiyet dostu Adnan BİLGİÇ’e teşekkürler)
Fikret TEZAL