İKİ KAT ESİRLİK
................Çayımı yudumlarken penceremden ağaçları seyre dadım.Hafif bir rüzgarla neşeli neşeli dans eden dallar, yaprakları sımsıkı onlara yapışmış eller gibiydi.Sanki biz ayrılamayız namesini dinler gibi oldum, ve kıskandım onları. Bana misilleme yapar gibiydiler.Anaç ağaçlar etrafında ,yeni boy vermeye çalışan fidanlar, onların gölgesinde yemyeşil çimenler bir tabloda buluşan aileye benziyorlardı.Üstelik kuşlarıda misafir olarak almışlar, ne sidiye nede şaşalı sanatçılara ödün vermişlerdi.Her şey doğal ve natüreldi.Bir an ruhum daraldı kendimi onların arasına atıp, rahat bir nefes almak ihtiyacı duydum.Ama nafileydi hayal ettiklerim. Prangalanmıştım ayaklarımdan ve beynimden.Düşünmeme yazmama sansür vardı, rahat yaşamı seçersem onlar yok, seçmezsem onlar var, bu sefer ben yokum gel gitler arasında bocalamam devam ediyorve ben özgür doğaya bakarak ,esirliğimi yaşıyorum hala. Onların karşısında durmam esirliğimi iki kat daha artırıyor.Bir sabun misali eriyip bitirmek istiyorum bedenimi.Ruhum ise ne hali varsa görsün kendisiyle, hesplaşmasına tanık olmak istemiyorum,taraf tutarım diye.
.................Yani kısacası özgürlükler içerisinde hala esirim hemde ömür boyu.