- 574 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Nedensiz
Yine yalnızım işte.
Süreç boyunca yaşadığım tüm olaylar, benim için bir ideal’in var olmasının olanaksızlığını da tanıtladı. Ama; yine aynı zamanda da olanaksızın, daha da spesifik olmak gerekirse ideal ’in varlığının "gerçekleştiğini" savunarak vurdu limanlarımı. Sürekli taaruz halindeki bir yaşamla boğuşarak densizlik ettiğimi düşündüğüm de oldu. Doğru kombinasyonu tutturmak adına milim milim oynatarak açmaya çalıştığım kasa kilidi de, bir "tık" sesiyle bahşetmedi içindekileri...
Üzerine gerçekten yeni bir şey kurulabilecek ideal bir zemin oluşturamama hatasıyla da başlamış olabilirim yaşamıma. Biçimsel açıdan bağıntılarla örülü bir model yaratabilmişsem de kendime, "asıl biçimi" emsal almadığımdan belki de tüm bu saçma gerçekliğin sebebi. Bunca zamandır peşinde koştuğum şeyin biçimsel anlamda bir mutluluk değil, bir öz arayışı olması beni mutlu (gene o sözcük) etti açıkçası. Hiçbir şey -tanrının varlığını gösterebilecek en değerli kanıt dahi- kişioğlunu, benliğinden kurtarmamalı hem.
Kendimin, bir tanrı tarafından teknik bir kavrayışa göre yaratıldığını düşünmüyorum. Bunun açıklaması tanrısal anlakta kolay olsa bile, benim dilimin dönmesiyle hayat bulamayacak kadar bir değer ve irade içeriyor...
Tüm bunları göz ardı etsem dahi, bunaltı ve sorumluluk içinde yaşıyorum.
YORUMLAR
Kendimin, bir tanrı tarafından teknik bir kavrayışa göre yaratıldığını düşünmüyorum. Bunun açıklaması tanrısal anlakta kolay olsa bile, benim dilimin dönmesiyle hayat bulamayacak kadar bir değer ve irade içeriyor...
Tüm bunları göz ardı etsem dahi, bunaltı ve sorumluluk içinde yaşıyorum.
..................................
her bir yanımız yalnızlık kokmakta
kalabalığıma
dokunmaktan korkuyorum
...................
saygımla.