- 833 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şekilcilikten Uzak Dostluk (Dostluk Mektupları )
ŞEKİLCİLİKTEN UZAK DOSTLUK
Sevgili Dostum,
Biz seninle aramızda kurduğumuz dostlukta , sadece sevgi ve bilgimize bakacağımızı , bizim dostluğumuzun şekilcilikten tamamen uzak olacağını baştan söylemiştik.
Can dostum ,
Nedir şekilcilik, bunu şöyle izah edeyim Hani derler ya “cevizi kırarak içindeki cevize ulaşamayan cevizi kabuğundan ibaret sanır” İşte bu apaçık şekilciliktir. Bizler ise bilgimizle kabuğun cevizi saklayan , koruyan bir kalkan olduğunu, onun içinde nice vitaminler saklayan ceviz olduğunu biliriz. Fındık , badem gibi bize son derece meyvelerde aynı kabukla çevrelenmiştir. Bir çocuk nasıl ki kabuğun içinde bir ceviz olduğunu zamanla çevresinden , öğrenerek , bilinç sahibi olarak öğrenmekteyse, biz insanlarda insanların içinde bir sevgi , nefret , iyi ile kötünün savaştığı bir can olduğunu bilerek insanlara öyle davranmak zorundayız .
Can dostum,
Ama hayatta insanlara baktığımız zaman çok defa şekillere hapsolduklarını , sembolleri aşamayarak, bir dava adamı olamadıkları , bunun sonucu olarak da etkili insan olamadıklarından , hem sıkıntılı geçmekte onlara zaman , hem de insanları anlamadıklarından dolayı da kendilerinde hata görmezler. Bu mektubumda bunu anlatmak istemekteyim.
Can dostum ,
İnsanoğlu genelde şekilcidir. Çalışmak istemez veya az çalışarak çok kazanç sağlayacak işler isterler çok zaman . Bunun için da hayatta çalışmaktan çok , onun bunun eleştirisini yapmak , veya gelişen insanları kıskanmak ile geçer zamanı.
Canım Kardeşim , sevgili dostum,
İnsanlar seni kıskandığını söylemez. Seni seviyor görünerek sana gizli kinlerini kusarlar. Çünkü şekilciliğe çok önem vermekteyiz. İnsanları anlamak yerine anlıyor görünerek , onlarla kafa bulmak nerede ise bizim milli geleneğimiz olmuş. Ama biz dostluğumuzu geliştirmek için şekilcilikten uzak dost olmak , bunları da insanlara yaşayarak göstermek zorundayız.
Canım dostum,
Şekilcilik sadece sembollerde kalmaz. İnsanlar kendilerini anlatma bahanesi ile insanın kılık kıyafetinden , saçının modeline kadar eleştiride bulunurlar. Çok dindar geçinen insanlar bile insan olmanın yolunun şık giyinmek , güzel yemek, lüks evlerde barınmakla olduğunu zannederler ama bu yanılgıdır. Düşünmeyi öğrenemeyen , güzel düşünemeyen ve çevresini de aydınlatamayan insanı ben ceviz kabuğunu kıramayan insan olarak görürüm. İnsan olmamızın sebebi , hayvanlardan ayrılmamızın sebebi düşünmek değil mi?
Canım dostum,
Şekilciliğe önem veren insanlar , bedensel engellileri, yaşlıları , kadınları güçsüz insanları fazla önemsemezler. Aslında çok önemsediklerini iddia ederler ama , bu sadece lafta kalır. Çünkü onlar , kendilerini akıllı , karşılarındaki insanları saf zannederler. Zaman gelir ki kimin akıllı , kimin saf olduğunu anlarlar.. Şekillerle meşgul olanlar , şekillerin aslını unuturlarsa , şekillerden ibaret dünyalarında sıkıntılardan , dertlerden kurtulamazlar. Çünkü içinde sevgi olmayan , yani cevizin kırılarak içinde başka cevher olduğunu bilemeyen insan hazineleri keşfedemez.
Can dostum,
Bizler sadece şekillere saplanıp kalmamalı, önce okumalı, sonra düşünmeli ve düşüncelerimizi gençlerin ve insanların anlayacağı sadelik, durulukta onları yanımızdan uzaklaştırmayacak şekilde anlatmak , anlatmak ve gene anlatmakla uğraşmalıyız. İnsanlara anlattığımız bilgilerimizin içine sevgimizi katmadığımız müddetçe , hakiki sevginin ne olduğunu tam anlayarak , sevgimizi bilgimize katarak bunu söze dönüştürmediğimiz müddetçe insanlara etkili olamayız işte. Bunu öğrenmek, cevizin kabuğunu kırarak cevize ulaşmak zorundayız işte sevgili dostum benim. Bunu da danışarak sonra da kendimize güvenerek yapmalıyız her zaman.
Canım dostum,
İnsanların başka İnsanlara yaklaşım tarzları bana çok zaman , aynı gelir. Güçlüye aşırı miktarda saygı ve sevgi , kendinden güçsüz insanlara ise sanki onları seviyormuş gibi yaparak baştan savma , işleri ile ilgilenecekmiş gibi görünerek onları baştan savma tutumları sergilemeleri. O küçümsedikleri insanlar zaman gelince daha güçlü konuma geldikleri zaman bu sefer onlardan saygı görmek isterler. Sen zamanında sevgi göstermediğin insandan ne yüzle sevgi beklemektesin diye insana sorduğumuz zaman pişkince de zamanında ona çok yardım ettiklerini söylemeye kalkarlar. Tabii ki kendi yalanlarına sadece kendileri inanırlar . Bu da şekilciliğin daniskası yani.
Canım dostum,
Şekiller aslında önemlidir. İnsanlara yol göstermek , belli kurum ve kurulları başkalarından ayırmak için birer ayırt edici sembollerdir. Ama şekillerden faydalanırken şekilci olmamak , sevgi ve bilgiyi göz ardı etmemek lazım. Belki şekillerde bilgi olabilir ama sevgi olamaz. İnsan olduğumuz için o şekillere anlam vermek bizim görevimiz . Bir insan bir işi yaparken yüreğini, sevgisini ve gayretini o işe koymazsa o işin şekilleri ne kadar güzel olursa olsun o iş sakat olur.
Can dostum,
Bugün elleri sadece şekiller yapan , ama fikirleri olmayan , olsa da onların yani fikirlerini sevgi ile beslemedikleri, davranışları ile süslemedikleri için büyük çoğunluk karşısında inandırıcı olamamaktadırlar. Aslın büyük çoğunluklar sana inanacak ki o zaman amacına ulaşmış olabilelim bizler. Bu yüzden şekilleri fikirlerle, sevgilerle ete kemiğe bu güzel dostlukta beraber büründürmeliyiz. Bunu da çevremize ve çocuklarımıza da aşılamalıyız .
Canım dostum,
Gelişmiş ülkeler, insanların şekillerine bakmaz. Bu dini mensupları da bilir ki , Allah bile “ Ben sizin şekil ve suretlerinize değil, niyet ve amellerinize (yaptıklarınıza) bakarım “ der. O halde bizlerin şekillerinden çok niyetlerimiz ve yaptıklarımız , seninle kurduğumuz örnek dostluk , şekillere boğulmamış dostluk değer kazansın hayatımızda. Bunu da yaşayarak çevremize anlatalım.
Can dostum,
Niyet o kadar önemlidir ki , çok zaman yaptıklarımızın da önüne geçer. İyi niyet kavramını bilen insan şekillere bakmaz. Şekillere bakan insanlar ya bilemediklerinden ya da yanlış bildiklerinden şekillere saklanırlar. Onlara şekillerden iyi niyetle hayatın içine çekmeye çalışmak bizlerin görevi olmalı .
Can dostum,
İnsanları sevmek demek onları aynı zamanda anlamak demek. Anlamak demek de sadece söylemekle olmaz. Bir insanı kucaklayamıyorsak o insanı nasıl sevdiğimizi söyleyebiliriz. Kucaklaşmak demek de insanlarla sevgi ile yaklaşmak demek. Bu kucaklaşma sadece fiziki kucaklaşma olarak algılanmamalı. Gönülden seven insan da kucaklaşmış gibi olur sevdiği insan ile . Gönülden kucaklaşmayı bilenlerde şekillere boğulmaktan uzak kalarak sevgi ve bilgi ile yoluna devam ederler aynı senin ve benim gibi.
Canım dostum,
Ben senle şekilcilikten uzak ve gerçek sevgi bağları ile kurulmuş bir dostluk benim hoşuma giden bir dostluk. Böyle dostlukları da herkes yaşayamaz. Bunu sen de benim kadar bilmektesin . Bu kurduğumuz dostlukların sayısı artarsa o zaman bu ülkede de mutluluklar ve şekilden uzak dostluklar artar ve bu de ülkemizin gelişmesi için güzel bir adım olur. Bir dostluk iki aileye , iki aile bir mahalleye , bir mahalle bir şehre , bir şehir bir ülkeye renk katar . Herkes dünyayı değiştirmeye bakmakta , biz dostluğumuzu değiştirmeye ve geliştirmeye bakalım , gerisi de gelecek inşallah…
Canım dostum,
Bu güzel dostluklar ve dostluk mektuplarının herkese faydalı olmasın için sende herkese okut bende . İmkan bulursak ne kadar insan okursa belki de , bu mektupları okuyup anlayanlar sayesinde kötülükler yok olmaza da hayatta azalır belki.
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.