- 1524 Okunma
- 9 Yorum
- 1 Beğeni
DOĞU TÜRKİSTAN VE HÜRGÖKBAYRAK
Eskiden her nerede sıkıntıda olan, yardıma ihtiyacı olan bir devlet, zulüm altında olan türk var ise Osmanlı devleti oradaymış.
Dünyamızda son yıllarda yaşananlara şöyle bir göz gezdirecek olursak hepsi
“imdat “ diye bağırmasa da zulüm altında yaşamaya çalışan çok insan var. Azerbaycan’da, Bosna’da, Musul’da, Kerkük’de, Rusya’da, Trakya’da, Bulgaristan’da daha önce veya günümüzde de yaşananlar ilk aklıma gelenler.
Dün tesadüfen Hürgökbayrak adlı bir web sitesi adresi buldum. Okuduklarım öğrendiklerim ben hayrete düşürdü ve üzüldüm. Bazıları;
Doğu Türkistan da türk nüfusunun artışını önlemek için şehirde yaşayanlar bir, kırsal kesimde yaşayanlar iki çocuk olmak üzere zorunlu aile planlaması uygulanıp, gebe kaldığını fark ettiklerinde bebekler 6-7 aylık bile olsa zorunlu küretaj işlemi uygulanmakta, gebe kalanlar kontrol dışı gebe kaldığından dolayı dövülmekte, plan dışı hamile kalanların rahmi zorla alınmakta, böyle yapılan ameliyatlarda gerekli tedbirler alınmamakta, anne kan kaybından ölmektedir.
Yine okuduklarımdan öğrendiğime göre; bebekler doğduktan sonra başına ispirto şırınga ederek ölmesi sağlanmakta, böyle bir kadın onca işkenceye ragmen doğurmuş, iğne yapılarak cocuğu öldürülünce aklını kaybetmiştir.
Hiroşimaya atılandan 70 kat daha güçlü atom bombası kullanılmış, nükleer silah denemeleri sonucu yüzlerce kişi ölmüş ve yüzlercesi de sakat kalmıştır. Bebeklerin sakat doğmasına sebep olmuşlar, ne olduğu bilinmeyen hastalıklar ortaya çıkmış, hamile hasta veya yaşlı olmasına bakılmaksızın günde tarlada maden gibi ağır işlerde18 saat çalıştırılıp açlıklarını giderecek yiyecek bile verilmemekte, buralarda ölenlerin cenazelerinin gerektiği şekilde defnedilmesine müsaade edilmemekte, Hapiste olan Türklerden organları alınıp satılması gibi insanlığa sığmayacak daha bir sürü işkenceler yapılmaktadır. Böyle daha bir sürü insanlık suçu ve zulüm. Eğer bunlar gerçek ise demeyeceğim Çünkü Türk İnsanı böyle bir durumda yalan söylemez. Tüm bunları yapanlar ise diğer devletlerin İnsan haklarıyla ilgili olarak yaptıkları bir çok anlaşmalarda imzası bulunan bir ülke; Çin.
Çin son yıllarda ticari sebepler dolayısıyla fazlaca samimi olduğumuz bir ülke. İçinde güzel ve estetik görünen ürünlerin yanında çoğu uyduruk ve kalitesiz olarak imal edilmiş kısa sürede kullanılamaz hale gelebilen bir sürü ıvır zıvır eşyalar ithal ediyoruz oradan. Hem de sağlıklı olup olmadığına bile bakmadan.
Birkaç ay önce orada imal edilmiş olan boyalı çocuk oyuncakları sağlığa zararlı boya içerdiği sebebiyle toplatılmıştı. Bir de görünen yerde sağlığımızı kötü yönde etkilemesinin yanında, oradan gelen kalitesiz ve ucuz malların yurt içindeki esnafın durumunu kötü yönde etkilemesi var. Görünen belki minnacık bir bölüm. Görünmeyen durum ne kadar onu bilemiyoruz.
Durum böyleyken aldığımız her çin malı ile Türkistan insanına zulüm yapan bir milletin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Bunun yanında hem kendi esnafımız zarara uğruyor, hem kalitesiz ticari ürünler yüzünden kendi ekonomimize ve sağlığımıza zarar veriyoruz.
Çin mallarını protesto etmek ve almamak gerektiğini düşündüğüm ve yazdığım bir yazının gecesinde, Çinde Doğu Türkistan taraflarında deprem oldu(2008). Geçmiş olsun, üzüldük. Binlerce kişi hayatını kaybetti, belki de zulümden kurtuldular. Allah rahmet eylesin. Elbette zor bir durum. Allah daha büyük felaketlerden hepimizi korusun.
Bazen bütün dünyadaki yaşayanların zulümler karşısında beşerî duygularını harekete geçirmek için, dikkatimizi çekmek için böyle felaketler yaşanılabiliyor. Güneş bu diyardan önce o diyarlarda doğuyor. Bir yerlerde ağıtlar yakılıyor türküler söyleniyor. Seher yeli Türkistan dağlarından Toros dağlarına doğru eserken bazen gözyaşına belenmiş sözcükleri de getiriyor, durumdan biz de üzülüyoruz. Devlet yetkililerimiz ve dışişlerimiz de bu konuda üzerilerine düşen görevi yapmalıdırlar. Yüce Tanrı hep yardımcımız olsun ve bizi korusun.
Bu yazım geçen yıl üyesi olduğum www.tekelim.com da yayınlanmıştır. Konu tekrar gündemde olduğundan dolayı ve Çin’in zulümlerinin devam ettiği haberleri geldiğinden dolayı ve çin mallarını insani sorumluluk olarak, vatandaş olarak protesto etme gereği duyduğumdan dolayı tekrar yayınlama gereği duydum.
Saygılar.
YORUMLAR
Allah milletimizi tüm soydaşlarımızı din kardeşlerimizi vatanımızı vatanlarını her daim korusun..Allah hiç acılarını göstermesin Türk ün Türkten başka dostu yoktur..İslam müminlerin müminlerden başka gerçek dostlarıda yoktur..Hepsi birleşseler dil yönüyle de zengin olurlar..Allah yardımcıları olsun soydaş dinkardeşlerimizin...Selam ve dua ile..
Aydın insan demek ne demek işte bunlara bile kafa yorup kalemini konuşturmak demek Elinize kolunuza sağlık..
Bircangule
Bu toprağın sesi
Bircangule
EY TÜRK SEN NE ASİL BİR RUHSUN...
59 yıldır Doğu Türkistan da ki türklere yapılanları kimse görmüyor Türkiye'de ırkçılık yapılıyor safsatalarıyla bu millete milliyetciyim, ülkemi seviyorum,sınırlarını ve çıkarlarını korumak benim en büyük görevim demeyi bile unutturanlar ; asıl ırkçılık Çin de yapılanlarlardır işte Doğu Türkistan yok edilmeye çalışılıyor.
Bilgisayarımızın faresine varana kadar dışardan aldığımız şartlarda yaşarken nasıl protesto edeceğiz bilmiyorum lâkin biz üzerimize düşen görevi yaparsak yöneticilerimiz de duyarsız kalmayacaklardır diye ümîd ediyorum.
Eleştiriniz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Edebiyatçı değilim, imla kurallarına elimden geldiği kadar dikkat etmeye çalıştım lâkin yanlışım varsa edebiyatçı arkadaşlar hoşgörsünler .
Saygılar.
Birsen
Sevgili Bircangüle,
Ne yazık ki tarih tekerrür ediyor. Bundan yaklaşık 1400 yıl önce bir Türk hakanı: 'Çinlinin sözü tatlı agısı yumuşak imiş' diyor. Bunu ele geçirmek istediği her millete yaparmış Çin. Ele geçirdikten sonra ise birden bire tavır değiştirirmiş. Yine aynı Hakan (Bilge Kağan) şöyle diyor: 'Nerede iyi bilgi bilir kişi görse yorutmaz imiş'... Bilgili insanların kökünü kurutmak için beşikteki çocuğuna kadar öldürdüğünü anlatıyor büyük Türk hakanı... 'Ey Türk titre ve kendine dön' diyen de odur.
Hanım efendi, tarih ibret almak içindir; ama tarih bilmeyen yöneticilerden bunu beklemek biraz safdillik değil midir?
Hassasiyetinize teşekkür ediyorum... Yazınızdaki imlaya biraz daha dikkat etseydiniz daha iyi olurdu kanaatindeyim...
Saygı ve selam ile...