PRESA DI FINICA
Tarih 4 Haziran 1606..Yer Antalya / Finike.
Amiral Jacopo İndghirami Di Volterra komutasında
bir baskın yapılır.
Baskın dev kalyonlarla ve gecenin bir vaktinde kalleşçe yapılır.
Türkler teslim olmayı aklından bile geçirmez..
ve Gökliman, bir Kan kırmızı limandır o gün..
Kadın ve çocuklar ise ganimet sayılıp Livorno’ya götürülür.
Baskının tarihteki adı ;
PRESA DI FINICA !
Yani, FİNİKE BASKINI.!
Tarih 13 Temmuz 2009..Yer Antalya/ Finike
Bu olanlar bir baskın değildir !
Çünkü artık gerek yoktur.
Para vardır.. ve hafızalardan hürriyet ve haysiyet kavramları kazınmıştır..
ve Finike’de bir otel adı ;
PRESA DI FINICA !
Bu bir şaka mı? Bence değil.
Bu bir espri mi? Ben hiç gülemedim.
Sahiplerini tanımıyorum, ama galiba bu bir densizlik..
Yada ekonomik kaygı unsuru ecnebiye hoş görünebilme..
Emin değilim ama, belki de bu bir meydan okuma !
Bu, biz Türklere yapılan derin bir aşağılama..
Bunu hakettik mi? Sanmıyorum !
Nerede bu ülkenin Medyası?
Nerede bu ülkenin Laiklik denince, hassasiyetlerini kara cübbleriyle caddelerden siyah ırmaklar gibi akarak gösteren koca koca profösörleri?
Nerede bu ülkenin her şehit düşen Mehmetçiğini sahiplenip kimseye kaptırmayan Ülkücüleri ?
Nerede bencileyin önce maneviyat diyen,
ve bir dönem ümit bağlayıp, "işte belki bu" dediği, Mazlum ( ! ) Başbakan’ı ?
Onu da geçtim..
Bir baykuş yok mudur, sesiyle korku verecek?
Elinde sapanı, kara bir çocuğu.. yokmudur?
Yokmudur limanındaki balıkçı teknelerinde bir denizci ruh?
Ama galiba yorgun ruhlar uykuda.
Hem de bu otelde !
Ve siz ey şaşkın şaşkın bakanlar !
Kurtuluşu elinize tutuşturulan oy pusulalarında aramaya devam edin.
Bu olmadı gelecek sefere diğerini deneyin..
Biriniz Türban desin, diğeriniz Laiklik ! Siz yiyedurun birbirinizi.
Atı alan Finikeyi geçti çünkü..
ve şimdi atını Avlan’a sürüp,
"Bu sedir ağaçları bizim kutsal ağacımızdır" derse;
benim yazım, bu savaşta, sapanım için hazırladığım yanlızca küçük bir taştır..
Hani benim için Kızıltemeller vakti yakınsa da..zaten yazım yazılmış, mürekkep kurumuştur!
Ben kendi adıma, kendi ailem adına, bir söz verdim.
Hiç bir yabancı tabelanın altından içeri girmeyeceğim.
Mahallemin bakkalını kimselere değişmeyeceğim.
Ve şimdi, ulaklar salacağım oy pusulalarını basan matbaacıya.
Şimdiden söyleyeyim ki ; Bir tane eksik bassın !
İlla benim içinde basacaklarsa ;
YANLIZCA TÜRKİYE şıkkı koysunlar.
Not: Bu bir tahrik yazısı değildir. Kişilerin ticari hakları elbette engellenemez. Bu yazı yanlızca Kültür ve Turizm Bakanlığımızın engin hoşgörüsüne ( ! ) atıftır.
tahir Kaya
YORUMLAR
Sizin bu duyarlılığınız yüzünden müsadenizle alnınızdan öpmek istiyorum.
Sivas madımak otelini ateşe verenler nerde diyesim geliyor ama vahşet her kime yapılırsa ,bu ecnebi de olsa vahşettir deyip vazgeçiyorum.
Yabancı tabelalara ben de en az sizin kadar karşıyım .dün bana bir e-posta ileti geldi.Okuyunca sinirlerim depreşdi.Belki yorum sayfanızda çok yer kaplayacak ama onu buraya kopyalamadan rahat edemeyeceğim.
Başbakan medya aracılığıyla açıklama yapmış;
"Krizden kurtulmak için yerli malı kullanın!"
Ben de dedim ki amenna, başbakanımız doğru söylemiş...
Başbakanı cepten arayıp tebrik edeyim dedim...
Meğerse Turkcell'in bir kısmına el koyup, Finliler'e Ruslar'a satmışlar...
Telsim'den arayayım dedim...
El koyup İngilizler'e satmışlar...
AVEA'dan arayayım dedim...
Lübnanlı'ya satmışlar...
Ev telefonundan arayayım dedim...
Araplar'a satmışlar...
E bari internetten e-posta yollayayım, maksat yerli malı kullanmak olsun...
O da Araplar'a gitmiş...
Ne diyelim...
Arab...
Sen bizi kurtar Ya Rab...
Bari dedim bineyim otomobile, başbakanın yanına gidip öyle tebrik edeyim...
Uzun yola çıkma dan önce araç muayenesi yaptırayım dedim...
Araç muayene işlerini Alman'a vermişler...
Sigortasını yaptırayım dedim...
Başak Sigorta'yı Fransa'ya vermişler...
Benzin alayım desem...
Zaten direk Irak'a dolaylı olarak ABD'ye gidecek param...
Ondan da vazgeçtim...
Madem dedim, başbakanı yerli malı kullanma sevdasından dolayı tebrik edemedik..
E bari gidip bir bankadan kredi çekeyim de yüzde yüz Türk sermayeli bir iş kurayım...
Maksat, başbakanın gözüne girmek...
TEB'e gittim, Fransızlar kapmış...
Deniz Bank'a gittim Danimarkalılar almış...
Oyak Bank'a gittim, Hollandalı oturuyor patron koltuğunda...
Finans Bank'ı da vermişiz Yunan'a...
Hani, Türk Bankası olduğu için Ziraat Bankası'nın Atina'da şube açmasına izin vermeyen Yunanistan...
Ama Allah'ı var sayın başbakanımızın, Garanti Bankası'nın hepsini değil sadece yarısını vermişiz Amerikalılar'a...
Valla tebrikler...
* * *
Dedim ki kendi kendime, bu da olmadı, en iyisi mi açayım bir radyoyu da kafamı dinleyeyim...
Açtım... Süper FM...
Kanadalı'ya satmışlar...
* * *
Valla nasıl olur bu iş dedim kendi kendime...
Ne var ne yok elin ecnebisi kapmış...
Cep delik tava delik... Nokta nokta nokta üstelik...
* * *
Hemen bir 70'lik rakı açtım büyüğünden... Hani Türk içkisi ya. O bakımdan.
Efkar dağıtmak için...
Onu da Amerikalılar'a satmışlar meğerse...
* * *
Bir tek kömür madenlerini satmamışlar...
Seçim zamanlarında işe yarıyor çünkü...
Demokraside devrim yaptık ya hani...
Kömür demokrasi düzenine geçirdik ülkemizi...
O bakımdan...
* * *
Hadi bakalım...
Durmak yok yola devam...
Duyarlılığınızı bir kezde ayakta alkışlıyorum.
Saygılar
nerimanK tarafından 8/6/2009 10:35:05 PM zamanında düzenlenmiştir.