DOĞUM SANCISI (2)
Düşünüyorum vermek mi doğru ,almak mı ?Sıralama nasıl olmalı...Almadan vermek Allah a mahsus . Önce verip gelenimi beklemek lazım, yoksa aldıkça mı vermek lazım? Ne saçma, bir de düşünüyorum diyorum. Kişinin kendinde olmayanı vermesi zor ,kabul etmek lazım olmayanı nasıl alabilirsin ki, nasıl alabilirdim ki? Olanda yok oluyor! Ama almayı bilen olanı da sömürüyor. Kabahat kimde? Sömürülende... Varmış ki olanı biteni vermiş...Suç mu? Yokmuş ki alamamış ...Veremeyenin suçu ne? Suç kör olan da,sadece kendin de olanı görüp, dağıtıp ,etrafındakileri görmeyende. Görmeyen bir insanın gözlerinin açıldığını düşünsenize? Işıktan gözleri kamaşır , göremediği her şeyi görmek için ne telaşlı , ne sabırsız olur. Sonuna kadar açar gözlerini daha çok görsün diye...Hala gözlerim kamaşıyor...
Şimdi sorarım size?. Ruhunuzu besliyor musunuz? Ruhunuzu incitiyor musunuz? Gelişiyor musunuz, çürüyor musunuz? Genişliyor musunuz, daralıyor musunuz? Ruhunuz zihniniz kadar yalnız mı? Hatta daha vahim durumda mı? En son ne zaman ruhunuzu ifade ettiniz? En son ne zaman sevinçten ağladınız? Şiir yazdınız, müzik bestelediniz, yağmur da dans ettiniz, harikulade bir pasta yaptınız,bir resim yaptınız, birşey boyadınız,kırılmış bir şeyi tamir ettiniz,bebeği öptünüz,kediyi yüzünüze yaklaştırdınız,tepelere tırmandınız, gün doğumun da yürüdünüz,armonika çaldınız,günbatımına kadar konuştunuz ,doğayla iletişim kurdunuz,Tanrıyı aradınız? En son ne zaman sessizce oturdunuz,derinlikleriniz de yolculuğa çıktınız? En son ne zaman rüzgarla yarıştınız? En son ne zaman ruhunuza merhaba dediniz? Şimdi yazarken de bunların hepsini zaman zaman yaşadığımı ve büyük haz aldığımı hatırlıyorum. Evet ben karanlıklara,sessizliğe ittiğim ruhumla bu hazzı yaşattım kendime. Yani varmış ki verebilmişim,varmış ki vermeyi bilmişim. Alamadıklarımın peşine düşmemişim,sömürmemişim... ne mutlu bana. Ne mutlu böyle bir ruha ve yüreğe sahibim.Yazık bu ruha,bana kendi sevdirirken ,beslerken ben onu aç bıraktım,incittim,yaraladım,çürüttüm,daralttım...
Ruhum ,bana benim için en iyi olanı hep söylemiştir,ben ne kadar da duymuyormuş gibi yapsam da duyuyorum. Duygularım ,ruhumun aynası. Mantık beni yok eden. Duygularım ruhumu ışıldatıyor. Ruhum sesini bana duyuruyor. Mantığım eylemi durduruyor. Ruhuma inanırken,mantığıma yenik düşüyorum. Ben kimi dinleyeyim?Kime inanayım?Kime yenik düşeyim? Kendime mi? Yoksa beni yalnız bırakanlara mı?
06/12/2001
YORUMLAR
yazmayı çok seviyorum.Bir zamanlar bir nevi terapiydi.Söyleyemediklerimi,içimde sıkışanları yazıyordum.Zaman zaman kavga tadında,bazen ağlamaklı,bazende neşeli..İlk defa burada paylaşmaya başladım,cesaret edemiyordum.Buradaki yazıları okudukça,paylaşımları gördükçe..paylaşmaktan korkmadım.Hele yazılarımın okunması,yorumlanması,eleştirilmesi beni çokmutlu ediyor.Yazmaktan hiç vazgeçmedim.İlk yazılarımla başladım ,gün gün yakın zamana geleceğim.Yorumlarla,eleştirilerle şekillenip yazmaya devam edeceğim..
teşekkürederim
saygılarımla
ne mutlu bana. Ne mutlu böyle bir ruha ve yüreğe sahibim.Yazık bu ruha,bana kendi sevdirirken ,beslerken ben onu aç bıraktım,incittim,yaraladım,çürüttüm,daralttım...
Ruhum ,bana benim için en iyi olanı hep söylemiştir,ben ne kadar da duymuyormuş gibi yapsam da duyuyorum. Duygularım ,ruhumun aynası. Mantık beni yok eden. Duygularım ruhumu ışıldatıyor. Ruhum sesini bana duyuruyor. Mantığım eylemi durduruyor. Ruhuma inanırken,mantığıma yenik düşüyorum. Ben kimi dinleyeyim?Kime inanayım?Kime yenik düşeyim? Kendime mi? Yoksa beni yalnız bırakanlara mı?
kalemin serbest bıraka bıraka
duygudan duyguya sıçramalar yapıyorsun
sevgili asara.
bunu da edebi bir güçlü yerine getiriyorsun.
saygılarımla.