Öyle sitemler vardır ki, bir medihtir ve öyle medihler vardır ki, bir kötülemedir. la rochefaucauld
kz
kzueydekisis

Mektup

Yorum

Mektup

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

707

Okunma

Mektup

Merhaba Büyükbaba

Ben de yavaş yavaş yaşlanıyorum. Yaşım yirmi bir oldu. Yaklaşık üç senedir ömrüm otobüslerde ve terminallerde geçiyor. Üç senedir birçok yolculuk yaşadım. Sadece o yolculukların başında el sallanmıştı bana. Aklıma donuk ve mat otobüs terminalleri geliyor. Buz gibi lanet… Herkese göre aynı değil ama ben ne otobüsleri ne de terminalleri sevebildim.

Sen de bu sene başladın yolculuğuna. Şu an nerde ne yapıyorsun bilmiyorum. Böyle bir mektup hangi adrese gönderilir onu da bilmiyorum ama bugün canım ne anneme ne babama ne kardeşime ne de sevdiğime yazmak istiyor. Bugün sana yazıyorum çünkü ben bildiğim her şeyi senden öğrendim ve seni çok özledim.

O kocaman ellerini özledim mesela, tam bir çiftçi eliydi. Arada sırada saçlarımızı okşar gülerdin. Gülerdin… Ağzında dişlerin yoktu senin. Takma dişlerini inadına takmazdın. Hiç sevemedin onları, benim otobüs terminallerini sevemediğim gibi.

Her şeyini aceleyle yapardın ama şeytan bile karışamazdı senin acele işlerine. Tez canlıydın hiç durmazdın yerinde bizden su istemezdin hiç, kendin alır içerdin suyunu. Hatta son anlarında bile seni biz tıraş etmek istedik ama sen bize bırakmadın. İnsanların yaşlanınca niye sakal bıraktıklarını anlamıştım. Yaşlanınca zordu tıraş olmak. Ama sen son anına kadar tıraş olmaktan vazgeçmedin. Sakalınla beraber yüzünü de keserdin ama vazgeçmezdin tıraş olmaktan.

Her işin tezdi gidişin de tez oldu senin. Mahallemizde son çınar sendin. İzzet Amca, Mahmut Amca, İbrahim Amca hepsi önce gittiler. Kendimi senin yerine koyardım bazen. Sıranın sana geldiğini biliyordun ondandı değimli sessizliğin.

Son günlerinde bir homurtu peydah oldu sende. İşten geç gelmiştim. Saat üçü on geçiyordu. Bahçeye girdim homurtunu duyamadım dışardan. Kapıyı açmak istemedim. Sonra derin bir nefes çektin, içimi kaplayan saçma bir sevinçle yüklendim kapıya. Başında bekleyen herkes uyuyordu. Bir tek sen uyanıktın, tavana bakıyordun. Nefes alıyordun ama bomboştu bakışların. Eskiden benim yattığım yatağa yatırmışlardı seni. Ben o yatakta o tavana bakarak sevdiğim kızı, geleceğimi düşünür hayaller kurardım. Sende ölümü bekledin o tavana bakarak. Hatırlasana Büyükbaba, bembeyaz bir tavan buz gibi bir floresan, perde ve kornişler… İnsan olmak ne garip…

Ertesi gün bilmem kaç yüz milyon nefes tüketmiş ve sondan bilmem kaç yüzüncü nefesini soluyan bir adamdın. Sabah homurtunla uyandım. Saat on ikide aradılar beni: “istersen gel” dediler. “Büyükbaban çok rahatsız...”

Hemen eve geldim, senin çeneni bağlıyorlardı. Her zamanki gibi tertemizdin. Ağladım, elini tuttum. Elin her zamankinde soğuktu. Senin de bir çocuk olduğunu geçirdim içimden. Seksen iki yaşında bir çocuk... Kim bilir bizi üzen bu gidişin ne sevindirmişti anneni, babanı. Elinden tuttular belki de.

Üç yıldır önümde o kadar insan can çekişmişti ki hissizleşmiştim. Gidişinle bir şey daha öğrettin bana. “Gideceğiz evlat… Ben gidiyorum, sen de gideceksin”

Çok sevdiğin bir usta vardı. Evini o yaptı senin, o onardı. Çatısını her sonbahar o aktardı. Mezarını yapmak da ona düştü en sonunda. O, tuğlayla destekledi mezarını sonra senin soğuyan bedenini oraya koydular. Kürekler toprağa aç canavarlar gibi inip inip kalktı, toprak tükürdüler senin üzerine.

O an insana çok garip, çok yabancı bir an gibi geliyor. Seni hiç öyle hayal etmedim ben büyükbaba. Hemen doldu o mezar. Karışıp toprağa toz olup gittin. Sana yazdığım bu mektubu, şehrin sağanak yağışlı bir günüde mezarına bırakacağım. O da senin gibi eriyip, bulacak seni…



Mehmet Erman

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mektup Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mektup yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mektup yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
karhan
karhan, @karhan
5.7.2007 06:27:20
yaşlıların sakalı bırakmalarının bir sebebi de yaşlılık olabilir ama sakalın sünnet olduğunu siz de biliyorsunuz.

dedenize de Allah rahmet etsin. güzel anlatmışsınız.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
4.7.2007 18:32:40
Beğeni:
0
Okunma:
707
Yorum:
1
BEĞENENLER
SON YAZILARI
POPÜLER YAZILARI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL