- 654 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AYRILIRKEN
Gözleri, dudaklarına inat ağzından çıkmayan kelimeleri söylüyor gibiydi. Sakin bakmaya çalışıyor, olayları olağan görmeye çalışıyordu. Ama bir türlü içindeki öfkeyi saklayamıyordu. masadaki çay bardağını sıkı sıkı tutmuş öfkesini bardağı sıkarak gidermeye çalışıyordu.
"anlıyormusun?" sesiyle başını kaldırıp baktı. içinde bulunduğu derin bir kuyuya atılan bir taş olmuştu bu ses. boş ve anlamsız baktı. yüzüne gayr-ı ihtiyari bir gülümseme yayıldı.
"hayır" dedi kasvetli bir sesle. ve gözleri adamın gözleriyle buluştu. bakışmaları sessiz bir çatışmaya dönüşüvermişti o an. adamın, kırmak istemeden halletmeye çalıştığı olay, kadında çoktan onanmaz yaralar açmıştı bile.
"niye" diye sorabilmişti sonunda gözlerini kadından çekerken. "niye"sözü beraberinde ikinci bir niye"yi daha beraberinde sürüklemişti.
kadın, adamın yüzüne baktı uzun bir süre. sanki yüzünü aklına çizmeye çalışıyordu. adamın sorusunu alaycı bir tonda kendi de tekrarlamıştı yüzünde oluşan acımayla.
artık kullanılacak kelimelerin verilecek cevapların çoktan değerini yitirdiğini düşündü.
artık karşısında kendisinin fikirlerini, söyleyeceklerini önemsemeyen bir adam vardı. önemsenmeyen ve kendi fikirlerini kabul ettirip mekanı terk etmek isteyen bir adam. adamın, ağzından çıkacak kelimeleri heyecanla beklediğini biliyordu.
kadın gözlerini kapatırken yorgunluğunu hissetti. üzerinden geçen koca bir aşkın yorgunluğunu...
içinde barındırdığı mutlulukları, sözleri ve umutları birden canını yaktı. çok derinlerde çığlıklaşan sevgisinin sesini duydu. ürperdi.
gözlerini açtı. karşısında içindekilerden sonra kalan enkazı gördü. artık bir şey söylemenin boş olduğunu biliyordu. ve söyleyebileceği her cümlenin karşısındakini rahatlatacağını da biliyordu. son kez içindeki sevgi kırıntılarıyla adama baktı. bir daha asla böyle bakamayacaktı. bakışları gittikçe anlamsızlaştı. yüzünde acıyla karışık alaycı bir gülümseme oluştu.
masadaki çay bardağını elinin tersiyle itti. kalkmak için davrandı adamın şaşkın bakışlarına aldırmadan.
adam kekeleyen sesiyle " ne oluyor" diyebilmişti.
kadın "siz..." dedi sonra sustu. gülümsedi. çantasını alarak adama aldırmadan yanından ayrıldı.
adamın arkasından seslenişini duymuyordu artık. içindeki sevgisi yıkılıyordu her adımda. gözlerinden iri iri yaşlar boşanmaya başladı. ömrünü harcadığı adam artık arkasında sadece bir yabancıydı.
YORUMLAR
Sevgili şairem.Belliki yaşınız sanırım 50 devirmiş,geride scılar ve hüzünler kalmış.Bu yorgunluğunuzuda buraya yansıtmışsıınız.
Olmaya bilir veys kurgudur,ama pekde benzemiyor.Bizde altmışa dayandık mevla ömür verirse,bunları yaşadık halada yaşıyoruz,Hayat ne garib değilmi,bir zamanlar hangi sevda doruklarında mola vermedik,bülbüller gibi şakımadık,ne olduda bu gün feveran ediyoruz.Arkamızda bıraktığımız yıllara bir baksa neler kaldı mazide neler.Fazla deşmeyim yarayı.Siz yinede bir yaralı yürekten bir nasihat alın,geçmişin muhasebedini yapın,kabahat kimde.
Seven yarıyolda bırakmaz