TÜRKİYE'DE VATAN BÖLME FAALİYETLERİ
Beynelmilel Yahudiliğin emir erleri emperyalist devletler, koskoca Osmanlı İmparatorluğunu parçaladıkları gibi, Anadolu’yu da parçalayıp, son müstakil varlığımızı da yem yapmak istiyorlar.
Misyoner Yuvaları, Mason Locaları, Komünist Ocakları; Türk, kürd, çerkez, boşnak, arnavut, laz, yerli ve muhacir diyerek son vatan parçasını da lime lime etmek istiyorlar.
Ey bu din, bu devlet, bu vatan ve bu bayrak için gaza meydanlarında şehit olmuş ataların çocukları! Ayrılmayalım, birleşelim.
Kıblemiz bir, kitabımız bir, vatan bir bayrak bir, gaye aynı. Düşmanlarımızın sesine değil, siperlerde yan yana şehit olan dedelerimizin, bütün tarihi dolduran ve uğuldayarak bizlere kadar gelen sesine kulak verelim!
VATAN BÖLME FAALİYETLERİNDE KÜRT MESELESİ:
Kürt meselesini deşmek üzere bütün milletler seferber olmuşlardır. İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar ve diğerleri... Aslında bütün bunları yöneten ve taktik veren gizli bir el var! Beynelmilel Yahudilik.
KÜRT MESELESİNDE İNGİLİZ POLİTİKASI:
"Benim problemim kürtler. Binbaşı Noel Bağdat’tan buraya geldi. Çok iyi bir insan, çok kudretli biri. Fakat öte yandan kürtlerin peygamberi olmak istiyor. "Kürtler gibi kimse yoktur. Onlar çok asil, çok iyidir."diyor. Ermenilerin değersiz ve hilekar oldukları görüşünde..."Kürtler hiçbir ermeni öldürmedi. Fakat Ermeniler kürtleri öldürdü"diyor. Korkarım ki Noel bir kürt Lavrens’i olabilir. Mezopotamya şimdi bizim olacağına göre, O’na bir kürt devleti kurdurup Kuzey Dağlarını böylece koruyabiliriz... Bununla beraber Kürtlere fazla güvenilmez. Majestelerinin amacı, Türkleri azami derecede zayıflatmak olduğuna göre, Kürtleri bu şekilde harekete geçirmek fena plan değil." (İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye- 21 Temmuz 1919- Vesika No: 464- Mr. Hohler’den Sör F. Tilley’e)
"Binbaşı Noel, gayet tehlikeli bir şekilde Türklerin aleyhine çalışıp, kürd propagandası yapıyor." (27 Eylül 1919- Vesika No: 523- Albay Meirerthagen’den Lord Curzon’a)
"Kürtlerin ve Ermenilerin durumu beni hiç ilgilendirmez. Kürt Meselesine verdiğimiz önem Mezopotamya bakımındandır." (27 Ağustos 1919 -Vesika No: 498- Mr. Hohler’den Mr.Kerr’e)
"Kürtlere her ne kadar inanmasak da onları kullanmamız menfaatimiz icabıdır." (İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye- Mr. Kitson’dan Sir E. Gronea’ya- 28 Kasım 1919- Shf:907- Vesika No: 609)
Yukarıdaki vesikalar dehşet verici!
Mezopotamya da zengin petrol kaynakları vardı. Beynelmilel Yahudilik bunu İngilizler vasıtasıyla ele geçirecekti.
"İngilizler, Kürt Devleti kurmak istedikleri bölgede çok fazla maden olduğundan eminler." (26 Aralık 1919- Kürt Meselesi ile ilgili 3. toplantı- shf: 258- İngiliz gizli belgelerinde Türkiye- Erol Ulubelen)
"Amerikalı Yahudiler de Lloyd Georgea’ya telgraf gönderip, parçalanan Türk Yurdundan hisse istiyorlar. (Londra Konferansı 14 Şubat 1920- shf: 42 - İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye)
"Lord Curzon, Kürdü Türk’ten ayırmak çok zor." diyor. (La Nation Kurde 1933)
Büyük ihanetlerde yıkılan İmparatorluğumuzun yıkılış sebeplerinden birisi de, devleti idare eden gafil veya hain idarecilerinin devamlı hata ve ihanetleri olmuştur.
İngiltere de uzun zaman eğitim gören Abdülkadir Sait, Kürt Teali Cemiyetinin Başkanı idi ve Bedirhanlılar ile birlikte çalışarak Binbaşı Noel’in direktiflerini yerine getiriyordu. Binbaşı Noel bir Kürtolog idi.
Abdülkadir Sait bu ihanetini Diyarbakır da asılmakla ödemiştir. Damat Ferit Paşa bu İngiliz Ajanını kabinesine almıştır. Acaba İngiliz mason localarının baskısı mı Abdülkadir Sait’i Osmanlı Kabinesine aldırtmıştı?
Osmanlıların başına nasıl gafil veya hain bazı idareciler musallat olmuşsa, kürtlerin de başına Şerif Paşa gibi bir hain İngiliz ajanı getirilmiştir. Şampanya ve gece kulüplerine düşkün olan bu paşa, bir kürttü fakat İngiliz ajanlığı yapan bir kürt! Fransa da kürtçülük hareketine destek veriyordu. Paris de eski bir diplomat olan Kürt Şerif Paşanın başkanlığında HOYBUN adlı bir komite kuruldu.
Bu ermeni hoybun komitesi, 600.000 doğulu kardeşimizi şehit etmiştir. Buna rağmen bu paşa bu komitenin başına getirilmiştir.
DOĞU MESELESİNDE RUS POLİTİKASI:
Komünistler, her memlekette milli davaları istismar ederek ihtilale yönelirler. Geçici olarak vatanperverlerle ittifaklarda bulunurlar. İhtilal gerçekleştikten sonra bu gurupların tasfiyesi yapılır. Türkistan da Galiyef, Macaristan da Beneş ve Partisi komünist olmadıkları halde aldatılarak, ihtilal ortamı için komünistler tarafından kullanıldılar. Daha sonra hunharca katledildiler.
Mao’nun talimatıyla hareket eden Türkiye komünistleri Doğuda bölücü faaliyetlere başladılar. İleride ırk kavgalarını körüklemek üzere kürtlerle Türklerin arasını açmak için zemin hazırlayıcı propaganda ve kürtlerle ittifak senaryoları hazırlıyorlar. Bunu yapanlar Mihri Belli gibi komünistlerdi.
Doğuda bir ızdırap vardı fakat bu ızdırabı ele alanlar, onun ızdırabının üzerine kadeh kaldırıyorlardı. İstiklal Savaşının kazanılmasını; Rusya yardım etti de öyle kazandık diyene kadar ileri gittiler. Ruslar kürtlere verdikleri sözlerin sadece birisini tutmuşlardı. O da, kürt talebelerinin Rusya da tahsil yapabilecekleri idi. Kürt talebeleri komünist olarak yetiştirilip memleketlerinde komünist rejimi gerçekleştirmek üzere gönderileceklerdi.
Resmen kurulan ilk Kürdistan Cumhuriyeti, Mahabad Kürdistan Cumhuriyetidir. 1946 da kurulmuştur. İlk başkanı Muhammed Gazi’dir. Ruslar tarafından başa geçirilmiştir.
Irak’ta iç harbin neticesi Rusya’ya sığınmış olan Barzani ve 528 adamı, Kızıl ordu da gerilla eğitimine tabi tutuldular. Rusya da 12 yıl kaldı. Muhammed Gazi, kürt şeyhleri tarafında bir siyaset izlemeye başlayınca, İngilizlerle Ruslar Muhammed Gazinin idam kararını verdiler. 31 Mart 1947 de asılarak öldürüldü. Federal bir kürd devleti istediği için, Rusya ve İngiltere’nin işine gelmedi.
Muhammed Gazi’nin tasfiyesinden sonra Ruslar, Mustafa Barzani’yi kürt hareketinin başına getirdiler. Barzani kızıl orduda general rütbesine yükseltilmiştir.
"Sovyetlerin kürtleri desteklemelerinde gizli bir maksat vardı. Kürtleri koz tutarak siyasi havaya göre Tahran, Ankara ve Şam’daki hükümetlere baskı yapmak istiyorlardı. (Der Spiegel-20 Haziran 1969)
"Irak’tan sonra ikinci mücadele cephemiz Türkiye olacaktır..." (Barzani, 28/8/1966 İsviçre Televizyonu)
"1937 yılına kadar Türkiye de ki kürtçülük hareketlerinin arkasında İngiliz altınları vardı..." (Yarın Mecmuası, 31/5/1963)
Irak ordusu tarafından sıkıştırılan Molla Mustafa Barzani, Amerikan Büyükelçiliğine sığınmak istemiştir. Büyük elçi bunu reddeder. Çünkü, henüz Beynelmilel Yahudilik buna izin vermemiştir.
Siyon politikası dünyaya hakimdir. Siyonizmin önderlerinden Dr. Teodor Herzl, "Satranç tahtamdaki yeni elemanlar, Amerikan Cumhurreisi Roosvelt, Fransız Başbakanı Clemenseaou ve İngiliz Başbakanı Winston Churchill"demiştir. (Siyonizm ve Türkiye, Doç. Y.Kutluay)
Demek ki Yahudilik dünya politikasını çizerken, emrindeki devlet adamlarıyla satranç taşı gibi oynayabiliyor. Bu gün de durum değişmemiştir. Amerika Cumhurbaşkanı Nixon’un baş danışmanları, Arthur Burns ve Albert Keisinger birer yahudidir.
Fransız Başbakanı George Pompeidu, İsrail’e 5 hücum botunu nasıl hediye edebiliyordu? Üstelik bu hücum botları, 6. Filonun yedeğinde Akdeniz de Rus Donanmasının önünden ellerini kollarını sallayarak nasıl geçtiler?
Rusların bütün isteği, bütün kürtleri ayaklandırmaktı. Kürtler Rusya’nın bir peyki haline gelecek ve sonra sıra Türkiyede karışıklık çıkarmaya gelecekti.
Barzani’nin yakın destekçisi Prof. Kamuran Bedirhan, Kürd davasının Avrupa temsilcisidir ve karısı Polonya yahudisidir.
Memleketimizin doğu bölgelerinde yaşayan yezidiler, Barzaniyi desteklemektedirler ve aynı zamanda şeytana tapmaktadırlar. Barzaniyi destekleyen hristiyanların ise başını Keldani Papazı Paul Bidari çekmektedir.
Rusya destekli, kürtler adına kurulan 4 teşkilattan bir tanesi de Hoybun Partisi idi. Bu partinin proğramında da; "Kürt-Ermeni kardeşliği için çalışılacağı" mevcuttu.
Molla Barzaniyi, Yahudiler, Yezidiler, Hristiyanlar ve Ermeniler hararetle destekliyorlardı. Menfaatleri ise şunlardı:
1-Müslümanları zayıflatma politikası
2-Kürtleri ortadoğudaki müslümanlar arasında tampon olarak kullanmak ve Türkiye’yi tehdit. 3-Kürtlerin meskun bulundukları yerlerdeki zengin petrol ve maden yataklarının ele geçirilmesi.
4-Kürtlerin, toprak vaadleriyle Beynelmilel Yahudiliğin daimi kontrolü altında tutulması.
Irak’ta kürtler adına kurulan 4 partinin proğramları dışarıda hazırlanmıştı. "Sovyet Konsülünde hazırlanmıştır."
"1915-1918 yılları arası 600.000 kürt ermeniler tarafından katledilmişti. Bunun üzerine bazı kürtler Musul ve Haleb’e gitmişlerdir. Ve Padişahın Ruslara karşı açtığı cihadda cesaretle döğüşmüşlerdir." (The Kurds, Hasan Arfa, s:25)
Bütün bu katliamlardan sonra bazı devletler (Rusya, Fransa, İngiltere vb.) Kürt-Ermeni kardeşlik politikasını kurmaya çalışmışlardır.
1925 yılında Şeyh Sait isyanında; Doğu Bölgelerinde bildiriler dağıtılıyor ve nerede basıldıkları belli olmayan bu bildirilerde kürtler alenen kışkırtılıyor ve şöyle tahrik yazıları yazılıydı:
"Kürd kardeşler sizler büyük bir millet olmaya layıksınız. Siz, diğer bütün milletler bağımsızlıklarını kazandıkları halde, nasıl olur da asıl Kürt milletini Türk boyunduruğu altında köleler gibi yaşamasına izin verebilirsiniz? İran ve Irak arasındaki büyük topraklar bize vaad edilmiştir. Bize asırlardan beri bağlı olan bu toprakları kurtarmak için, Türk boyunduruğu altındaki kardeşlerimizi hürriyete kavuşturmak için başlattığımız mücadeleye siz de katılınız." (Türkisçher Post, 29/7/1930)
Şurası gerçektir ki; Osmanlı İmparatorluğunun hakim olduğu yerlerde değil kürtler, Yahudiler bile köle değildi.
"Gaye Türkiye’yi yeniden yaşatacak bütün kuvvetlerini parçalayarak yıkmak. Anadolu’nun azınlık hristiyanları bu teşebbüste temel vazifeyi görmektedir... Bilakis müessif vakıa, ister İngiltere’den olsun, ister Amerika’dan olsun doğuda durum vahimleşinceye kadar kullanılacak ve tahrif edilecek." (B.George Gaulis, La Politique Anglaise en Orient.)
Yahudiliğin maske teşkilatı masonluk, harıl harıl çalışarak, aldığı talimat gereğince 1850 yıllarından beri, Osmanlı İmparatorluğunun sistematik bir şekilde yıkılması noktasında, doğu meselesi üzerinde incelemeler yapıyordu. Hedef seçilmişti. Kürtlerin mason localarına gelip gitmeleri sağlanacaktı.
"1900 yıllarında, ermeni, Arap, Arnavut, Kürt; Rum, Bulgar aydınları mason localarını doldurmaya başladırlar." (Mason saltanatına paydos, cilt:1 s:47)
İngiltere’nin Türkiye’de temas kurabildiği ilk şef Bedirhanoğulllarından Abdurrahman Bey’dir. Bu zat masondu. Oğlu Osman Paşa’yı, Abdülhamit Han’ın emirlerine harfiyen uyduğu için evlatlıktan red etmiştir. (A.g.e. s:49)
Osmanlı İmparatorluğunun ölüm planına mason localarında imza konulmuştur. Sırp, Makedonya, Ermeni komitacıları ve Rum çeteleri masonlar tarafından organize edilerek, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasında çok büyük dol oynamışlardır.
Kürtlerle Ermenileri bir araya getirerek, Osmanlıya karşı kışkırtan yine Siyonizmin maske teşkilatı mason localarıdır.
Milletimize gayri müslimlerle birlikte Doğu’da en büyük darbeyi vuran Bedirhanlılardır. Abdülkadir Bedirhan, Kürt Teali Cemiyetinin başkanı olup, Damat Ferit Paşa kabinesinde yer almışlardır. Bu İngiliz ajanı daha sonra Diyarbakır’da asılarak ihanetinin cezasını bulmuştur.
Şeyh Ahmet Barzani, Molla Mustafa Barzani’nin ağabeyidir. Barzan mıntıkası genel Valisidir. Bu Şeyh Ahmet, bir müddet sonra peygamberliğini ilan etmiştir. Namazı yasaklamıştır. İbadet halinde yakalananlar ağır cezalara çarptırılmışlardır. Kuzey Irak’taki Barzan aşiretindendir. Kardeşi Mustafa Barzani kürtlerin lideridir. Barzani ve adamları komünisttir.
Komünistler Doğu’nun insanına Yavuz Sultan Selim’i; büyük bir emperyalist hakan, Kürd Alimi olan İdris-i Bitlisi’yi de Yavuz Selim’in işbirlikçisi olarak tanıtırlar. Hangi emperyalist ülke tarihte 600 yıl durabilmiştir? Koskoca Komünist Sovyetler Birliği, ancak 70 sene yaşayabilmiştir. O’da zorbalıkla, kızıl ordunun vahşeti ve insan katliamları ile ayakta durabilmiş, sonunda parçalanarak tarihteki zalim devletler zümresine katılmışlardır.
TÜRKÇÜLÜK AKIMLARI: (1908)
Kostantin Borzeçki, ilk Türkçülük akımının mümessillerindendir. Polonya asıllı bir yahudi olan bu zat, Nazım Hikmet’in dedesidir. Nazım Hikmet’in teyze çocuğu olan Mehmet Ali Aybar’ın da akrabasıdır. İstanbul da ismini Mustafa Celalettin olarak değiştirmiştir. Mustafa Celalettin İslam fıkhına çatmış ve Osmanlı Topluluğu yerine Türk Birliği istemiştir.
Ziya Gökalp Diyarbakırlıdır ve Türkçülük akımının tesiri altında kalmıştır. 1896 yılında İstanbul da Veteriner Kolejine girerken mason adetleri üzerine İttihad-ı Terakki Partisine üye olmuştu. Yahudi olan Emile Durkheim’in etkisi altında kaldı.
1905’de Lenin’le birlikte ihtilal denemesinde bulunan Alexandre Hepland’da bir Türkçü’dür. Ekserisi yahudi olan bu şahıslar Türk’ten fazla Türkçü olarak görünmüşlerdir.
Osmanlı İmparatorluğunun tarümar olmasında menfi ırkçılığın büyük rolü olmuştur.
İran Şahı Rıza Pehlevi’de Kürdistan’ın tampon bir devlet olarak kullanılması gerektiğini savunarak, kürt ihtilalcilere silah ve para yardımı yapmıştır. Suriye’de de Baas Partisi iktidarda idi ve komünist olduğunu açıkça ilan etmişti.
Bu mübarek Anadolu topraklarında Doğu’nun da, Batı’nın da şehitleri yan yana yatmaktadırlar.
Çanakkale de düşmana ilk kurşunları atan Kürd Çavuşları kim inkar edebilir?
Komünistler doğunun temiz saf evlatlarını destekler gibi görünerek istismar ettiler. Doğu’nun meselesini gazetelerinde; gece kulüplerinde ve dans pistlerinde karaladılar. Doğunun evlatlarına Federal bir Kürd devletinin kuruluşu ancak komünizmin gelişiyle mümkün olabilir fikri aşılanıyordu.
Erzurum’a dayanan kızılordunun toplarına, komünistler mi göğüs germiştir, yoksa Doğunun insanı mı göğüs germiştir?
Hal böyle iken, Türkiye’deki komünistler Rusya’yı bize nasıl dost gösterebilirler?
İslam İnkılâbının yürütücüleri Hz. Peygamber ve etrafında toplanan Ashab’dı. Ashap’tan Şuayip İtalyan, Selman-ı Farisi İran, Süheybi Rumi Rum, Bilal-i Habeşi Habeşistanlı idi. Peygamberimiz ise Arap’tı. Değişik ırklara mensup olmalarına rağmen, sırf İslam İnkılabı için hayatlarının sonuna kadar çarpıştılar.
Hazreti Peygamber, "Arabın Acem’e üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." buyuruyor.
Nasyonalist hareketler (ırkçılık), Hak’ka dayanmadığı için Hitleri intihara, Mussolini’yi ise linç olmaya götürdü.
Kapitalizm nasıl bir ferdi materyalizm, komünizm nasıl bir içtimai materyalizm ise, Nasyonalizm de biyolojik bir materyalizm dir. Temeli madde olan her sapık düşüncenin yıkılması mukadderdir.
Netice olarak Kürt kavmi Türkler’in bir koludur. Doğu, bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır. Doğulular bizim kardeşlerimizdir. Bizim için daha önce Rum olmasına rağmen Mihail Gazi ile Osman Gazi arasında bir fark yoktur. Osmanlının cihan imparatorluğu kurduğu devirlerde, bünyesinde 17 ırka mensup kavim yer alıyordu. Ve bu imparatorluk 600 sene 3 kıta 7 denizde hakimiyet kurmuştur.
Ancak, bütün küfür dünyası Osmanlıyı yıkmak için devamlı, bir sırtlan gibi saldırdı. Hala da saldırmaktadırlar. Türk milletine ve İslam Dünyasına karşı küfür ehli tarafından oynanan oyuna çok ama çok dikkat etmeliyiz. Uyanmalıyız, bir olmalıyız! İşte o zaman zafer Hak’kın ve Hak’a inananların olacaktır.
ŞEVKET BİNGÖL
(Kaynak: Y.M.M. haftalık mecmuası-cilt.1 yıl:1970)
YORUMLAR
toplamışsın alışıla gelen yazıları.artık bırakın bu bölme politikalarını madem kardeşsiniz neden kardeşlik haklarını vermiyorsunuz kürt kardeşlerinize.kürt halkı uyumuş değil ;kurtuluş mücadelesini birlikte vermiş bir halkı yok saymak kart-kurt sesleri diye nitelendirmek doğuda sırtlarına binet hayvan gibi binip sonrada anodoluya avrupaya göç ettirmeye çalışırsan karşında seninle çatışan hakkını arayan bir güç bulursun.kendi ülkende halkın saf duygularını kullanarak milleyetçilik yapan siyasetçilerinde boş boş bağırıp çözümsüzlüğün parçası olur herzaman.bırakın boş teneke vurupta ses çıkarmayı gelin birlik olun çözün bu iç problerinizi..türkiyenin tek sorunu kürt sorunudur aşın bu sorunu uygar çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarsınız...konuşulacak çok şey warrr..