- 670 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR ATI
Şiirle şairin ilişkisi üzerine birçok tahmin üretildiği bilinen bir gerçektir. Şiire olduğu kadar şaire de uzak olanların, şairle ilk karşılaşmalarında sordukları: “ Bunları siz mi yazdınız?” gibi ilk anda saçma ve basit gelen soruyu irdelediğinizde; aslında, şiirin olağanüstü gücüyle karşı karşıya kaldığını anlıyorsunuz.
Şiirin o büyülü atmosferine bir anda kendini kaptıran kişi, o sihirli sözcüklerin, karşısında etten kemikten bir duvar gibi duran insanın o sözcükleri üreten kişi olduğuna inanamıyor, ancak hayalinde yaşattığı bir şairin bunları yazabileceğine inanmak istiyor. Bu durum, toplumda şair imajının salt soğuk edebiyat kitaplarında yer alan ve bir türlü kendini sevdirmeyi beceremeyen yapıtlarla sınırlı kalmasının yol açtığı, eksik bir eğitim sonucu olduğuna inanır gibiyim.
Güzel bir Akdeniz güneşi altında, insanların arasına karışmak, onların heyecanına ortak olmak için en ideal yerlerden birisi kuşkusuz hipodromdur. Şiirin şairle olan derin ilişkisini anlamak isteyenler için iyi bir yer olsa gerek!
Şair şiir atına binmiş bir jokerdir; nasıl ki joker her yarışı kazanmak ister, şairde kaleme aldığı her şiirin bir öncekinden daha güzel olmasını ister. Eğer şair, şiir atına yarış öncesi iyi çalışma yaptırır, onun her şeyiyle yakından ilgilenirse, bu onun gelecek yarışta iyi bir performans elde etmesine yol açar. Yarışı kazanmanın ön koşulu, yarış öncesi yapılan bu hazırlıklardır. Şair, kendini bir jokey gibi hazırlamak ve üzerine bineceği şiir atını çok iyi tanımak zorundadır. Onun dilinden, huyundan, suyundan ne kadar iyi anlarsa, o denli başarı şansı yakalayabilir. Şair, bilgi donanımlı, birikimli olmak zorunda olan insandır.
Şiir atı huysuzdur. Kıskançtır, paylaşmayı sevmez. Kendisine ne denli özen gösterilirse o denli başarılı olacaktır. Yarışın başlangıcından sonuna kadar süren kısa zaman dilimini en iyi şekilde değerlendiren; iyi çıkış, tempolu koşu ve finalde soluk soluğa mücadele, işte müthiş bir şiir başarısı! Her koşu öncesi şiir atı kadar jokeyi olan şair de huzursuz günler, geceler geçirir. Bu sancılı geçen günlerin ardından gelen başarı ancak bir başka finalin başlangıcı demektir. Çünkü şiir atı da, şair de bilmektedir ki, en güzel şiir henüz yazılmayandır!
Akdeniz güneşinin o hiç bitmeyecek sandığımız mavi derinliklerinde, bu hiç kuşkusuz aynı zamanda karşımıza ansızın çıkıveren bir ebem kuşağı da olabilir ya, öyleyse siz olun, şiir atına binin arasıra. O sonsuz mutluluk kuşağının altından geçiverin. Bu yarışta kaçıncı olduğunuz hiç önemli değil, önemli olan asıl sizin şiir atıyla yaşadığınız o olağanüstü duygulardır.