Rehin Hayatlar_13
**işte kapı,işte de sapı*****
Ekrem bana doğru bakmaktan kaçınır gibi bütün dikkatini yola verip;
_”Evet Suna.Niye öyle imalı bir şekilde ,’Hııı Suna haaa’ dedin?.”
_”Ben olsaydım,sekreterime Suna yerine Suna hanım derdim.”
Resmi tekrar çantasına koyduğumda marketin otoparkına gelmiş arabayı istop etmişti.Sol omzumun üzerinden elimdeki çantayı arka koltuğa fırlatıp indim.
_”Niye arkaya fırlatıyorsun çantamı?.İçinde bir şey olmayan çanta için birde camları mı kırdıralım?.”
_”Sence bir şey yok mu içinde(!)”
_”Yok tabi.Cüzdanım yanımda,paralar ve kartlar da onun içinde.”
Arabanın sağ ön tarafında duruyordum.Elimle arabanın üzerinden sol arka tarafı göstererek;
_”İşte kapı işte de sapı.Çantan da bak orda,ister al,ister alma.”diyerek ,otoparktan markete giren kapıya doğru hızla yürümeye başladım.
Güvenlik görevlisinin beklediği kapı dedektöründen bir hışımla geçerken,dedektör dat….dat…dat…. ötmeye başladı.Görevli elimdeki çantayı yandaki masaya bırakıp tekrar geçmemi söyleyince istenileni yapıp tekrar geçtim.Yine dat…dat…dat…Görevli;
_”Hanımefendi,cebinizde telefon, anahtar ya da metalimsi bir şey varsa çıkarın lütfen.”
_”Yok…”
_”Kemer ya da çelik korse falan?.”
_”Onlar da yok.”
Güvenlik görevlisi kapı dedektörünün etrafında aheste aheste bir tur atıp;
_”Görünürde bişeyciği yok gibi ama…Demikten geçenlerde hiç ses etmemişdi…”
Zaten canım sıkkın .Sinir kat sayımın çarpanları da yükselmeye başlamıştı.
_”Eeee,napcam şimdi?.Soyunupta mı geçeceğim?.”
_”Yok efendim…Ben öle bişey demedim.”
_”E bi de deseydin bari(!).Şimdi ne olacak?ben geçemeyecek miyim buradan?”
Ben daha kapıdan bile geçemeden Ekrem de yanımıza gelmişti.
_”Ne var?ne oldu?sorun ne?”
_”N’olcak,Aksilikler etrafımda kol geziyor.Bu makine hazretleri benim tipimi mi beğenmedi ne,geçmeme müsade etmiyor.”
Kapıda bir sorun olduğunu düşünen biri bayan biri iri kıyım cinsinden erkek iki güvenlik görevlisi daha geldi yanımıza.İri kıyım ,uzun boylu olanı;
_Ramazan ne oldu?bir sorun mu var?”
_”Yok şefim…Bayan geçerkene alet ötüyorda…” İri kıyım eşime dönüp;
_”Bey efendi birde siz geçin ötecek mi bakalım.”
Ekrem geçerken dedektörde çıt yok.Arkandan gelen iki üç müşteri daha geçti yine çıt yok.Düzeldi herhalde deyip beni yine geçirdiler.Vıy…vıy…vıy…Bu sefer sesi inceldi.Çıldırtma beni der gibi bağırıyordu.İri kıyımla beraber gelip,adının Ramazan olduğunu öğrendiğim görevlinin yanında duran ,sarı saçlarını arkasında atkuyruğu dediğimiz şekilde toplayan bayan görevli ,’burda bende varım’ dercesine;
_”Sanırım sorun hanımefendiden kaynaklanıyor.Ceplerinizi iyice kontrol ettiniz mi?demir para falan var mı?”
_”Bakın.Üzerimde kot pantolon ve penye tişörtten başka bir şey yok.Metal olarak sadece pantolonumun fermuarı ve düğmesi var…”
Ekrem yanıma gelip kolumdan tutarak görevlilerden biraz uzaklaştırıp kulağıma eğilerek;
_”Südyeninde metal tel vardı ya…hani ikide bir rahatsız ediyor diyordun…Üzerinde yine o mu var?makina onun yüzünden ötüyor olmasın?”
Duyduklarım,bardağı taşıran son damlaydı.
_”Tabi canım(!)…Bu Memlekette südyeninde metal telle dolaşan tek kadın benim ya(!)…Kapı mı dır?makina mı dır?o da haklı tabi(!)…İlk defa böyle bir telle karşılaştığı için ötmesini bile şaşırıp hangi makamdan çalacağını bilemedi.bir dat..dat.bir vıy…vıy.”
Ekrem elini uzatıp ağzımı kapatmak istediyse de,Ona her nasıl baktıysam vazgeçip;
_”Gel canım,sinirlenme.Biz de başka markete gideriz,bir tek burası mı var?.”
_”Hayır efendim.ben bu markete gi re ce ğim!...Ya da bu lanet kapının orta yerine oturup,çatlayıncaya kadar ötmesini bekleyeceğim.”
Benim sesimi duyan iki güvenlik ve boynunda görevli kimliği asılı sivil giyimli kelle felli bir beyle üç kişi daha yanımıza geldiler.Beş güvenlik, bir sivil görevli ile oldular altı görevli.Onlara doğru yaklaşıp;
_”Sakın ola ki beni kolumdan tutup dışarıya çıkartmaya kalkışmayın.Burasını dar ederim hepinize!...”diye bağırırken içimden de yüzlerine karşı,”Nergis,ateş olsan cürümün kadar yer yakarsın.Kime nereyi dar ediyorsun?”diyordum.Sivil olan görevli;
_”Hanım efendi sinirlenmeyin lütfen.Bizim öyle bir niyetimiz yok.Dedektörün bozuk olmadığı kesin,çünkü diğerleri geçerken problem çıkmıyor.El dedektörümüz bozuk olduğu için servisine gönderdik.Kurallarımız gereği sizi içeriye almamamız gerekiyor ama ben insiyatifimi kullanarak geçmenize müsade ediyorum.Buyurun…
_”Wawwww.Ne lütuf ne lütuf(!)…”
Karadenizli değilim ama bir defa o bölgeye gitmiştim.Suyundan da içmişimdir tabi…Bunca stres ve sıkıntımın arasında aklıma Karadeniz fıkrası geldi.
Adamın biri yolda giderken Temel’e selam vermiş.Temel selam veren adamın yakasına yapışmış.Uy... senmisun bağa selam veren.Temel başlamış sorulara;
--Anamı tanirmisun?babamı tanirmisun?amıcamı tanirmisun?halami,teyzemu ,onlarun uşaklarunu da tanirmisun?
--Hayır.bu saydıklarının hiç birini tanımam .demiş,selam veren kişi.
--Madem tanimaysun,niçün selam verursun?
Şimdi benim de O görevliye bunları mı sormam gerekiyor?.Beni tanıyor mu da insiyatif kullanıyor?
_”Çok teşekkür ederim ,çok naziksiniz ama ben bu kapıdan geçsem bile zaten geri dönmeyi düşünüyordum.”diyerek Ekrem’e dönüp,”Canın ne istiyorsa onu al,özellikle kıymayı ve pirinci unutma”,deyip geldiğim yöne geri dönüp otoparka giden koridora doğru yürüdüm.
Hepsi de analarına sövülmüş gibi arkamdan bakakaldılar.Geri dönüp yüzlerinin aldığı şekli görmek istesem de yürümeye devam ettim.Tam sağa dönüp otoparka gireceğim sırada Oğuz la burun buruna geldik,bir adım gerisinde bir bey daha vardı ama alış/verişe gelen bir müşteri olduğunu düşünerek Oğuz’a bağırmakta hiç tereddüt etmedim.
_”Sakın peşimden geleyim deme,şuracıkta boğuveririm seni.”
Müşteri olduğunu düşündüğüm kişi Oğuz’un yanına gelip,şaşkın şaşkın;
_”Ne oldu abi ya?kim bu kadın?”
_”Yok bişey ,yok…Bayan beni birine benzetti herhalde.Gel sen gel.”deyip markete doğru yürüdüklerinde,utancımdan tepemden aşağıya kaynar sular döküldü sandım.Eve gelinceye kadar yol boyunca ağladım mı,güldüm mü bilmiyorum ama ısırmaktan dudaklarımın acıdığını iyi biliyorum.Asansöre binip giriş kapısına geldiğim de içeriden gelen telefon sesini duyunca apar topar kapıyı açıp mutfağa koşup ahizeyi kaldırdığımda koşudan geliyor gibi nefes nefeseydim.
_”Alo…”
_Alo..Nergis…Ben Neriman.”
_”Ablacığım az bekle lütfen,nefes alamıyorum,iki yudum su içeyim.”Suyumu içip ahizeyi tekrar elime aldığımda az da olsa rahatlamış,nefes alışlarım normale dönmeye başlamıştı.
_”Ablacığım nasılsın?geldiniz mi?nerdesiniz şimdi?”
_”Hayır gelmedik.Akşama doğru anca geliriz,yaklaştığımızda ararım ben seni.Ne oldu kız?neydi öyle az önceki telaşın?arkandan atlılar geliyor gibi…”
_”Sorma…Marketten geliyordum da,çok hızlı yürümüşüm nefesim tıkandı,birde sigaranın faydaları eklenince…”
_”Nerde O mezarcı?O varken de mi sen gidiyorsun markete?Evdeyse ver telefonu ona da çarkına tükürüvereyim bi.”
_”Mezarcı da kim ya?”
_”Şaşkın!..Arkeologlara mezarcı dendiğini bilmiyor muydun sen?”
_”Ha…biliyorum da,kafamı toparlayamadım birden.”
_”Kızacağım diye kıyamadın demi?”
_”Yok ya kıyamadığımdan değil.Ben Onu markette bırakıp geldim.”dedikten sonra attığım kahkaha sesini Cevriye abla bile duyup kesin balkona çıkmıştır diye düşünüp daha çok gülesim geldi.
_”Alo…Allah neşeni artırsın artırmasına da,hayrola ne o gülüş öyle?”
_”Sorma ablacığım.Uzun hikaye ,gelince anlatırım tamam mı?siz nerdesiniz şimdi onu söyle.”
_”Çıkmadık daha ,akşama doğru geliriz dedim ya.İkide bir abla deyip durma,hep den kocakarı ettin beni.”
_”Aşkosun abla ya…İkimizi yan yana gören beni senin ablan zanneder.”
_”Yok.ninemin ebesi zanneder(!).Bak abla deyip durma,kırkından sonra kişinin kendisini iniş basamaklarında debeleniyor görmesi zoruna gidiyor,Neriman de tamam mı?”
_”Tamam da…Neriman müdürüm desem?”
_”Ya ne müdürlüğü? Allahını seversen müdürlük mü kaldı ki bende? Düzgünce Neriman deyip deli etmesene insanı.”
_”Peki peki,tamam.Hemen olmasa da zamanla alışırım.”
_”Anlaştık,cankurtarana gelince ararım tamam mı?”
_”Tamam.Yalnız mı geliyorsunuz?Hazal da var demi yanınızda?”
_”O yok canım.Teyzesi bırakmadı.Haftaya İzmir’e gelecek.”
_”Ben biliyorum onun neden gelmediğini.Burda deniz yok tabi…Parayla alınacak bir şey olsa neyse, ben sorarım ona.”
_”Nergisciğim cebim çalıyor,gelince bol bol konuşuruz.Öptüm.bay bayy.”
Ahizeyi yerine koyup dondurucuya koyduğum sigara böreklerini çıkarıp buzunun çözülmesi için tezgahın üzerine bıraktım.
Uzun bir süreden sonra Neriman ablayı görebilecek olmamım heyecanıyla duygularım tarif edilemez boyuta ulaştı.Kaç yıl önce gördüğümü bile hatırlayamıyorum.Üç dört yıl önce kızı sırma’nın düğününe Sinan’ın ayağı kırılıp alçıya alındığı için ben kaldım Ekrem gitmişti.
Özellikle gelmedin diye ne sitemler duymuştum.Ekrem bana gidelim bile dememişti,sadece arkadaşlarına söyleyeceğin bir şey var mı?diye sorduğunda,selam göndermeyi bile akıl edemeyip,geçmişime bir rehin daha vererek;
_”Yok.” Dedim.
(devamı var)
NerimanK