ÜÇ KADIN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ambulansın kapıları açıldı. İçinden 35 yaşlarında bir kadın, yanında da kocası olduğu belli olan bir bey çıktı. Kadını sedyeye koyup acil kapısına, oradan da doğumhanenin olduğu bölüme götürdüler. Erken gelmeye hazırlanan bebek herkesi telâşlandırmıştı. Annenin tansiyonu oldukça da yüksekti. Doktorlar doğumun en kısa zamanda gerçekleşmesi gerektiğini yoksa annenin hayatının tehlikeye gireceğini söylediler. Kadın acılar içinde kıvranırken, kocasının kendisine söylediği güven verici sözleriyle biraz rahatlamaya çalışıyor, acısını hissetmemeye gayret ediyordu. Doğumhaneye girince elleri birbirinden ayrıldı. Kapılar kapanır kapanmaz adam var gücüyle haykırmaya başladı. Gözyaşlarına izin verme zamanı gelmişti. Eşine destek olmak adına saatlerdir içine akan damlalar özgürdü artık.
DOĞUMHANE KAPISI I . Beklemekten başka yapacağı bir şey yoktu.
Ambulansın kapıları açıldı. Yine içeriden bir kadının acı dolu inlemeleri geliyordu. Yalnızdı kadın. Sadece sağlık görevlileri vardı yanında. “Bebeğimi kurtarın. N’olur! Daha çok erken. Doğarsa yaşayamaz. Lütfen yardım edin bize!” diyen haykırması koridor boyunca yankılanıyordu. Kadının elinden tutanı yoktu. Kendisinden ve de doğmasını beklediği bebeğinden başka kimsesinin olmadığı belli olan bu kadını da doğumhaneye aldılar.
DOĞUMHANE KAPISI II . Bekleyeni olmayan kapı olarak bugün anılacaktı.
Ambulansın kapıları açıldı. İçeriden sedyeyi indiren ambulans görevlileri kadınla değil kocasıyla uğraşıyorlardı. Adam sürekli karısına bir şeyler söylüyor, söylemek bir yana bağırıp çağırıyordu. Kadın acısını unutmuş, doğmak ve doğmamak arasında kalmış olan bebeğinin üzüntüsünü bile yaşayamıyordu. “ Yine kız doğurursan vay haline, evdeki beş kızınla birlikte kapının önünde bulursun kendini!” Kadın endişeliydi. Sadece erkek doğuramamakla ilgili bir kaygı değildi bu. Daha önce de tam beş kez doğum yapmıştı ama bu sefer farklıydı. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Korkuyordu. Kız doğurmaktan, bebeğini kaybetmekten, kendi canından, kapının önüne konulmaktan, kocasından… Doğumhaneden içeri girinceye kadar kocasının homurdanmalarını dinlemiş, tek bir güzel söz duymamıştı. Kapı kapandığında kocası sigara içmeye dışarı çıktı.
DOĞUMHANE KAPISI III . Bekleyeni olan ama olmasa daha mı iyi olurdu dedirten kapı olarak bugünkü yerini aldı.
********
Doğumhane Kapısı I.
Nihayet açıldı kapı. Gözü yaşlı eş açılan kapıdan çıkan doktoru görünce konuşmakta zorlandı. “Eşim nasıl?” bile diyemiyordu. Sadece doktorun gözlerinin içine baktı. Doktor, beklediği ama duymak istemediği cümleyi kurdu. “Üzgünüm, bebeği kaybettik, ama eşiniz iyi”.Adam yıkıldı. Bu ilk bebekleriydi. Onu bekliyorlardı. Her şeyi hazırdı. Odası, kıyafetleri, oyuncakları, ismi, gideceği okullar, alacağı kurslar, olması hayal edilen meslek, kuracağı yuva, doğacak torunlar, yaşayacakları ev… Ama olmamıştı işte. Bebekleri doğmayı istememiş, kendisine sunulan bu hayatı seçmemişti. Eşinin sağlığının iyi olmasından dolayı Allah’a şükretti..
Doğumhane Kapısı II.
Nihayet açıldı kapı. Doktor çıktı önce. Baktı sağa sola. Hasta yakını olabileceğini düşündüğü kimseleri göremeyince odasına doğru gitti. Demek kadın yalnızdı. Bebeği kaybettiklerini kimseye söyleyememişti.
Doğumhane kapısı III.
Nihayet açıldı kapı. Doktor, babanın nikotin kokan nefesiyle burun buruna geldi. “Nasıl doktor, oğlum nasıl?” Doktor şaşırdı. Karısının durumundan önce bebeği merak eden pek ender eşler olurdu. “Beyefendi. Bebeği kaybettik. Ama eşiniz iyi.” Adam bunu hiç beklemiyordu. Ne olmuştu bu kadına? Daha önceki doğumlarını evde konu komşuyla yapan bu kadın, hastanede olduğu halde doğuramamıştı. Ağız dolusu küfretti. Doktordan hemen özür diledi. Küfürü o değil karısı hak etmişti. “Bebek erkek miydi doktor?” diye sordu. Odasına bir an önce gitme niyetinde olan doktor yorgun sesiyle “Evet, erkekti” deyiverdi. İşte o anda adam yere çöktü. Dizlerine vurarak dövünmeye başladı. Yıllardır bu anı beklemiş, ama olmamıştı. Karısı becerememişti. Yumruklarını sıktı. Öfkesi kabardı. Hele bir kendine gelsin, bunun hesabını karısından sormaz mıydı?
**********
- Özür dilerim. Çok özür dilerim. Onu dünyaya getirmeyi beceremedim.
- Olur mu hiç öyle şey? Üzülme sen. Yeter ki iyi ol. İyi ki sana da bir şey olmadı. Atlatırız bu günleri. Yine olur çocuğumuz. Sen iyi ol, başka bir şey istemem.
- Bir an önce çıkmak istiyorum bu hastaneden.
- Doktorla konuşurum ben. Bak aklıma ne geldi? Hemen bir tatil ayarlayalım. Hiç gitmediğimiz sakin bir yere gidelim. İkimize de iyi gelir.
- Çok iyisin, teşekkür ederim. Gideriz tabii.
- Hadi biraz dinlen şimdi.
- Özür dilerim bebeğim. Seni doğurmayı beceremedim. Oysa nasıl da hazırdım sana. Tüm benliğimle, tüm kalbimle. Seni sevmeye öyle hazırdım ki. Belki de sen istemedin bu hayata merhaba demeyi. Benim hazır olmam yetmedi. Babasız bir eve doğmak istemedin. Aslında haklısın. Kim ister ki! Kimsem yok bu hayatta. Bir sen olacaktın ama olmadı işte. Doğsaydın, çıkar gelirdi belki baban. Tıpkı gidişi gibi, ansızın geri gelirdi. Hiç insan evlâdını görmek istemez mi? Yalnızlığıma nokta olacaktın hâlbuki. Ahh bebeğim! İçim bomboş, yerin nasıl dolacak şimdi?
- Özür dilerim bey! Erkekmiş üstelik. Neden böyle oldu hiç anlamadım.
- Kocadın tabii. Ondan doğuramadın. Sen benim oğlumu öldürdün. Buradan bi çıkalım ben de senin kemiklerini kırmazsam. Bir de utanmadan özür diliyor. Ya sabır.
- Yapma bey, yine olur bebemiz.
- Olacak tabi kadın. Hem de erkek olacak. Ben kendime laf ettirmem. Sen doğuramazsan başka hatun bulurum. Yaşlandın sen yaşlandın.
- Ama bey!
- Sus. Yat zıbar şimdi. Ben doktoru bulayım da bir an önce çıkarsınlar bizi buradan.
******************
Üç kadının kaderi ortak bir noktada buluştu bu gece. Ortak bir kaderi paylaşmak için birbirlerini tanımaları gerekmiyordu. Üçü de bebeğini kaybetmişti. Şu anda yaşadıkları benzerdi hemen hemen. Ama… Ne geçmişleri ne de gelecekleri aynıydı.
Biri bebek sahibi olan kadınların ne kadar şanslı olduğunu düşünerek ayrılacaktı hastaneden.
Diğeri , bebeği ve kocasıyla birlikte olan kadınların dünyanın en mutlu insanı olduğunu düşünerek.
Öteki ise zor zamanlarda karısına destek olan erkek var mıdır acaba diye düşünerek kendi şanssızlığına lânet edecekti.
Kimbilir…Belki bu üç kadına birden öykünen dördüncü bir kadın da var mıydı?
02.08.2009
Özden Horan
@İSTANBUL
Fotoğraf: chakra
YORUMLAR
ah sevgili Soloyin,
ne kadar güzel yazmışsın...
hayat her insana eşit fırsatlar sunmuyor, hele birde kadın olmak, eş olmak, anne olmak, olamamak...
yazmaya ara verme, bende kendi çapımda başladım bakalım:))) hoşgeldin ve de
TEBRİKLER, öpüyor ve kutluyorum.
miracle tarafından 8/3/2009 12:32:46 AM zamanında düzenlenmiştir.