Aclık tokluk üzerine

• 1 Ağustos 2009 Cumartesi 13:31:43

Size yazacağım konu haklı veya haksız olmak konusu olsun, Diye başladım sonu nereye varır bilemem.
Sonunda haklımıyım ,haksızmıyım yazacaklarımın sonunda belli olacak.
Hayatla mucaddele etmek öyle kolay değil, degil mi? Zorluğu zor oluşundan kaynaklanmakladır. Birilerine güvenmek ve acı tatlı sorunları paylaşa bilmek adına, Paylaşım yaptığın insanlar seni arkandan vururlar,

Bilemezsin nerden geldiğini: İşte o an dünyan alt üst olur, kahrolur sığmazsın bir yerlere, çaresiz umutsuz ve kimsesizsin, Çare ölüm mü diye düşünürsün ama değil dersin çünkü sonunda ölümü her canlı yaşayacak başka yolu yok (Ölümlü Dünya).
Dünyanın düzenini yönetenler bunlardan uzak, bir yaşam tarzlarıyla yaşamaya devam ederler. Onlar acı bilmezler çünkü paylaşımcı değiller ve dahası, Dünyaya bakış acıları bellidir desinler den yola çıkarak yaşarlar. Yedikleri içtikleri, helal ve haram önemli değil yeter ki lüks hayatları devam etsin ,etsinde gerisi önemli değildir. Hayatın özünde olan insanlık sevgisinden mahrum kalmışlar hiç mi hiç umursamazlar, kendi çarkları dönsün yeter.
Bu gün birilerinin karnı tok ise, Birilerinin karnı aç ise bu denklemi hep eleştirmişiz neden acaba, sorun nerede diye? Kolay olan her işte olduğu gibi sineye çekerek istemeye isteme ye kader bu deriz. Evet, kaderde haksızlık, adaletsizlik yâda ayrımcılık ve zülüm etmek var mıdır sizce... Kaderin özünde varmadır!

İşin aslı nedir. Bana göre kendi kendimize yapıyoruz... Hangi kurallara sadık kalıyoruz, Hangi haklarımızı sonuna kadar savunuyoruz acaba.
Ülkemizde ve Dünyada yasalar Durmadan değişmiyor mu, değişiyor neden her siyasi geldiğinde şu yasayı değiştireceğim veya şu anayasada şu madde değişecek ve siyasi gücü varsa değiştiriyorlar. Yâda muhalefetle görüşmeler sonucu, daha doğrusu pazarlık yapar ve anlaşırlarsa değiştirirler. Adımı Yaşar koymuşlar her yerde adımla seslenirler. Bu ölene dek bu böyle sürecek adım hep yaşar olacak, Yasaların altını doldurmazlarda üstüne üstü ne giderler bu Dolayısıyla yıllar yılı süre gelmekte neden acaba bu tür sistemler. İşin başka ve aklımızın almadığı ama düşüncelerle bizleri yönlendirmeye çalışma çabaları her zaman var.

Bizler kendi haklarımızın farkında olmadığımız sürece de devam edeceğe benzer ve özellikle bu konu seçim dönemlerinde su yüzüne çıkmak da. Bunun arkasında aç kalma veya tok olma muçaddelesi var. Menfaatleri gereği şanslarının yardımıyla daha doğrusu yalakalıklarıyla bu düzeni kurarlar.

Çünkü ben bu gün aç isem suç benim değil, Babamın veya Annemizde değil benim karnımı doyurmak için yapmadıkları fedakârlık yok. Her şey gözlerimizin gördüğü kulaklarımızın duyduğu gibi değil mi?

Şunu da belirtmeliyim bir yerde aç insanımız varsa birileri kendi hakları haricinde bu aç insanında hakkını yemişlerdir, mutlaka bu böyledir, Yok sa dünyamızda aç insan kalmaz, eğer bu gün ülkemde siyasiler yaptıkları yardımları kesip, adaletli paylaşım sistemini oturtsalar, ülkem insanı çektiği bunca acıları çekmez, yapılan keyfi yardımlar yerine ülkeme fabrika kursalar, Yardıma muhtaç aileden birer fert sigortalı çalıştırsalar olmaz mı?

Olur, olmasına ama kula kulluk eden toplum olmaz... Mesele kim haklı kim haksız değil, Yurdum insanının kimi aç kimi tok meselesidir. Bugün dünyamıza ektiklerimizi, yarın torunlarımız nasıl biçecekler yada başkalarına mı biçtirecekler.’Bakamadım ardından ölesiye sevmiştim kaderimdi yaşamak’ Benden söylemesi dostcakalın.