- 1940 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Ahmed Arif ve Şiiri Üzerine
Amacım; Ahmed Arif hakkında bir biyografiye yeltenmek
ya da küçük bir araştırmayla ulaşılabilecek bilgileri aktarmak olmayacak.
Sadece, "şiire bulunduğu istasyondan binmeyi" kabul etmeyen şairin
kendi özgün, ayrıksı, söyleve dayalı, epik ve lirik şiirinden dikkatimi çeken hususları
paylaşmak olacaktır.
***
Ahmed Arifin şiir yazmaya başladığı yıllarda ülkemizde şiir,
Orhan Veli ve arkadaşlarının yazdıklarından ibaret sayılıyordu neredeyse.
Herkes bu "garip" adamlara öykünerek yazıyor,
1940ların sürrealizmi sanatçının vazgeçilmez tercihi oluyordu.
Ahmed Arif;
"şiirin gıdıklama alay ve ucuz espiri ile" asla bağdaşamayacağına olan inancından
bu yola dönüp bakmadı bile. Bunu sadece yaratılış tarzı olarak değil
yaşayış tarzı ve bir dünya görüşünün sonucu olarak görmek gerektiğini ifade ediyordu.
Orhan veli olsun çevresindekiler olsun birer küçük burjuvaydılar onun gözünde
hem de düşünce ve davranışlarıyla kendilerine örnek seçtikleri
fransız şairlerin izinde birer istanbul burjuvası...
Oysa ben diyor Ahmed Arif
"Doğuluydum .Azgelişmiş değil sömürülmek için kasıtlı olarak geri bırakılmış bir ülkenin
aşiret töreleriyle yetişmiş çocuğuydum. Sömürgeci fransız toplumunun bohemi serseriliği, gerçekten kaçma çabaları beni ırgalayamazdı"
Halkının duygularına ve çıkarlarına yabancı ve aykırı olarak bulduğu bu akımdan başka
bir şiir akımı arıyordu.Aradığını; başta Nazım Hikmet olmak üzere Rıfat ıIgaz, A.kadir
Suphi Taşhan gibi "yürekli abilerinde" bulduğunu söylüyordu
***
Ahmed Arif şiirinde;
"karpuzdan fener yapmakta" , " beyit düzüp mektup yazmakta"
"bunca yılın halimesini memnun etmekte" iddialı,
aşkları heyecanları yaşantısı ile metropol kayısının "küçük adamı"
ve onun düştüğü komik durumlar yoktur.
Onun şiiri bütün çıplaklığı ve gerçekliği ile komik olanın değil trajik olanın öyküsüdür.
Şiirinde bir tarafta ;
sofralarına kamyonlarla kervanlarla pirinç taşınan beyler,
diğer tarafta;
dağbaşında unutulmuş, üşümüş, minicik bir aşiret kızı vardır.
Duygu ve anlam ikincisinden yanadır hep, ona seslenir onu çağırır.
Kar altındaki varoşlar vardır mesela
Ekmeğe aşka ve ömre küfeleriyle hükmeden
ciğerlerinne göre elleri büyük
nefesleri avuçlarını ısıtmaya yetmeyen
hepsi ilkokul çağında, kar altındaki kenar mahalle çocukları vardır.
"dostuna yarasını gösterir gibi"
"bir salkım söğüde su verir gibi"
öylesine içten öylesine derin çukurova yiğidi vardır.
Sabır taşlarının çatladığı sıcağında yüreği çatlamayan çukurova ırgatı...
ve ismi belki ayşe belki elif olan fıkara ölümleri...
tütün işçileri, kömür işçileri hatta yürek namus işçileri vardır.
***
Evet Ahmed Arif komünist bir şairdi ancak onun yazdıklarını
bir sosyo ekonomik sınıfın siyasal savunusu olarak idealize etmek haksızlık olmaz mı?
Ahmed Arif halkının gerçeklerine sırtını dönmeyen duyarlılığı ile
sanatını "şiir siyasa ilişkisinin" sınırlarının ötesine taşıyarak
insani olanı hedefleyen bir ifadeye ulaştırmıştır.
***
NOT1
Ahmed Arifin ilk ve tek şiir kitabı toplam 19 şiirinin bulunduğu "hasretinden prangalar eskittim" kitabıdır. Kendisine yöneltilen "tek kitapla şair mi olunur" " suçlamalarına
"tek kitapla peygamber olunuyor da şair niye olunmasın" diye cevap veriyordu.
***
"muhammed isa aşkına
yattığım ranza aşkına"
---
İki büyük peygambere olan yemininin/yadının ardına, yattığı ranzasını eklemesi;
onun maddeci dünya görüşü ile
içinden çıkıp geldiği toplumunun metafizik etkilerinin çatışması/çelişmesi
ya da sentezi midir? Yoksa,
1951 solcu tevkifatıyla başlayan 38 aylık mahkumluk döneminde
"akşamın erken indiği hapisanede "
acılarına, özlemlerine, sevdalarına,
şahit olan ranzasıyla, arasında oluşan ünsiyet bağı mıdır?
***
NOT 2
Ahmed Arif şiirinde imge apayrı ele alınmalıdır
uçuk kaçık, zorlama, anlamsız ve soyut olan
sürekli "dışardan uyarlamalı" imge kurgusu yerine ,
anlatılmak istenen/benzetilmek isten şey ile bağlantılı
vurucu duygusal düşünsel dayanakları olan
gerçekçi bir imge yaklaşımı hakimdir.
kendi şiirinden örneklerle desteklenmesini başka bir yazıya bırakalım
YORUMLAR
Sn.Haluk Bey
Ahmed Arif gibi benim için çok değerli bir şairimizi,
değerli kaleminizle bize tekrar yad etme imkanını verdiğiniz için..lütfen en içten teşekkürlerimi sunmama izin verin..
...
Benim için çok değerli dememin iki nedeni var.
1-Böyle bir yazıyı ben de hazırlamayı düşünüyordum
Siz önce davrandınız.İyi oldu rahatlatınz beni.
2-Ahmed Arif hemşerim olduğu için.
....
Şiirinden örneklerle incelmeyi de yapacağınızı bilerek
şiirilerinden örnek vermeyeceğim ama imge konusunda ,
edindiğim izlenim,son zamanlarda imge karmaşası içinde bulunan şairlerin,o'nu örnek göstermelerine çalışması,
ki bu tamamen ..bataklığa batmış kişilerin tutunacak dal misalı..hayalı bir yandaş olarak kullanmak istemeleridir.
....
Sizin belirtiğiniz gibi"vurucu duygusal düşünsel dayanakları olan
gerçekçi bir imge yaklaşımı hakimdir"
Buna ilaveten diyebilirim ki, Ahmed Arif hiç bir zaman imgenin tutsağı olmamıştır.
Ve en son ,ben şuna inanırım
Bir insanın imgelemi ne kadar zenginse,kendilik duygusu o kadar zayıftır.
..
Güzel bir paylaşım.
Saygılar
Haluk bey bir biyografi konunuz ve bir büyük ustanın yaşamını seçmişsiniz ne güzel
ama biraz daha özen gerkir böyle bir konu anlatımında. ilk ve en büyük yanlış üstadın adının yazılışı.
AHMED ARİF'tir adı. ( t ) ile değil ( d ) ile biter Ahmed
benim için ayrı bir yeri vardır Ahmed Arif'in. ve bu isim konusunda da oldukça titizlenirim :)
güzel bir konuyu ele aldığınız için kutlarım.
saygılarımla
NesrinAkalmis tarafından 7/30/2009 4:17:02 PM zamanında düzenlenmiştir.