DEĞİŞİM ZAMANI...

• 29 Temmuz 2009 Çarşamba 12:28:57

Sorunu hep başkalarında ararız, hep en iyi bizizdir, yoktur bizden iyisi; dönüp kendimize bakmayı unuturuz çoğu zaman, hiç aklımıza gelmez karşılaştığımız sorunların asıl kaynağının kendimiz olduğu, testide ne varsa dışa dahi onun sızdığı… Ama hayat ilginç bir o kadar da öğretici...
İnsanlar tabiatlarında var olan yönetme ve hükmetme duygusundan sıyrılabildiği ölçüde, anlamaya başlarlar yaşamı.. Bu duygularından kendini kurtaramayanlar ise isterler ki, her şey onların dilediği gibi olsun; en doğru onlardır hep kendilerince.. İki sevgili neden anlaşamaz dersin? Eşler neden ayrılıyorlar sence? İşte bunların hepsinin altında; özgür düşünce, seçme hakkı, sevgi, saygı, hoşgörü kavramlarının olmayışı neticesinde açığa çıkan, yönetme ve hükmetme DUYGUSU vardır. Zorla güzellik olmayacağını hiç duymadılar mı bilinmez! Yoksa bir perde mi var GÖZ(!)lerinde!?
Kimileri kendine göre birini bulmaktan, kafa yapısına uygun bir arkadaş, sevgili, eş bulmaktan söz ederler, biraz anlaşmazlık olup ta ayrıldı mı yollar; derler ki kafa yapılarımız birbirine uymuyorDUDA ondan ayrıldık, sanki onlara soran varmış gibi.. Ayrılık kendilerinden değilde, karşıdan gelmiş ise başlarlar kırıp dökmeye, sövüp saymaya.. Nefret kaplamıştır, kin kaplamıştır içlerini; hükmedip, yönetemediler diye.
Oysa karşılıklı SEVGİ, SAYGI, HOŞGÖRÜ (demokratik kültürün ÖZnel değerleridir bunlar) ile; farklı düşüncelere dahi sahip olsa insanlar geçinebilirler kanaatimce.. Ama nerdeee..! İlla ki de “benim” dediğim olacak anlayışına sahip ve çevresindekileri kendi anlayışına göre değiştirmek düşüncesinde, o kendini bilmez insanlarımız bizim.. Bu ÖZnel değerleri bünyesinde barındıranlar ise elbette onları da HOŞ göreceklerdir karşılıksız. Farkındadır onlar çevrenin değişmesi ve yenilenmesi için DEĞİŞİMin önce kendilerinde, ZİHİNlerinde olması gerektiğinin...
Sen dilediğin kadar bir sistemi değiştir ve onu insanların yararına uygulamaya koy; eğer o sistemin ÖZünde yatan mantık o insanlar tarafından İDRAK edilmemiş ise, kaçınılmaz sonuç takliden yaşamaktır o sistem içinde..
Halbuki sen yenilendiğinde ve değiştiğinde, çevren de yenilenip, değişecektir senden etkilenerek.. O halde çevreni değil, kendini yenilemenin ve değiştirmenin yollarını ara vakit kaybetmeden...

NOT: Sistem derken hayatın her ANINI kastediyorum; sadece iki sevgili ilişkisini veya devlet sistemini değil. Çünkü yaşamın her ANı SİSTEMledir.