- 1084 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DERBEDER ÇERKEZ EMMİ- 1
Derbeder Emmi, büyük şehrin varoşlarında bulunan, kerpiçten yapılmış, çatısı ve bacası olmayan ,tek odalı evinin tahtadan kapısını açarak içeri girdi. Kapının arkasında duran süpürgeyi alarak pantolonun diz kısmına kadar gelen karları kapının önünde temizledi. Kardan ıslanmış, ayakkabısını ve çorabını çıkararak kapının önündeki ayakkabılığa bıraktı. Kamburlaşmış vücudunu soğuktan koruyan paltosunu çıkarıp karları silkeleyerek kaşkolü ile birlikte duvara çakılı yirmilik çiviye astı. Yaşının olgunluğu aklaşmış bıyıklarının üstüne düşmüştü. Soğuktan yanakları kızarmış, beyaz bıyıkları, soğuktan buz tutmuştu. Odanın bir köşesinde yatağı ve yorganı toplanmış halde bırakılmıştı. Odanın ortasında en az Derbeder Emmi kadar yaşlı ve temiz sandalye ve masası bulunuyordu. Sakat ayağı kamburlaşmış vücudunu taşımakta zorlanıyordu. Odanın çağalık kısmında bir kaç odunu kalmıştı.Son odunları alarak ince sacdan yapılmış, hayli eskimiş sobasının kapısını açarak odunları yerleştirdi. Bir kaç parça kağıt alarak, cebinden çıkardığı çakmakla odunları tutuşturdu.Elini sobanın üzerine tutarak ısıtmaya çalıştı.
Şirin kentimiz Sivas’ın kışı çok zorlu ve çetin geçer . İnsanın kanını donduracak soğuk, bazen sizi eve hapis edebilir.Kırsal yerleşim birimlerinde günlerce tipi,fırtına bölge insanın yaşam şartlarını olumsuz yönden etkiler.Beyaz ölüm insanları tehdit eder.Bazen hasta eder,sakat bırakır,can alır,canan alır. Kaderinizi beyaz ölüm belirler. Kış hazırlığı odun ve kömürden başlamak zorundasınız.Gıda ihtiyacınız bu bölgede ikinciliğe düşmüştür.Bölge halkı arasında şaka ile karışık güzel bir deyim vardır.(komşumdan bir çuval un istenir ama bir çuval odun istenmez.)Yaşlı insanlar hastalıktan, genç gelinler doğumdan dolayı hastaneye zamanında ulaştırılmadığı için ölümle burun buruna gelmiştir.Burun farkıyla yaşamını kaybeden insanlar olmuştur.Aç kurtlar köylere kadar inerek dışarıda ki köpekleri vahşice parçalarlar .Kediler damdan dama atlamaya cesaret edemezler.Havada buz tutmasınlar diye...Kışın bitmesi sayılı günlerle belidir. Kışın uzunluğu on bir ay yirmi dokuz gündür.Cemreler bir türlü düşmeyi bilmez…
Derbeder Emmi, tahta rafta duran eski ama temiz çaydanlığı aldı.Bakraçtan çaydanlığa suyu doldurdu.Kendi çayını demlemek için sobanın üstüne çaydanlığı bıraktı. Biraz ısınmak için tahta sandalyesini sobanın yanına çekip oturdu.Beli bir süre sonra sobanın üzerindeki çaydanlıktan ıslık sesi gelmeye başladı.Su fokur, fokur kaynamaya başlayınca,kambur ve yorgun bedenini zar zor sandalyeden kaldırarak raftaki çay kavanozuna uzandı.Bir avuç çayını kavanozdan aldıktan sonra kaynayan suya attı.Çaydanlığı , dört bacaklı masasının üzerine koyarak çayın demlenmesini bekledi.Ceketinin cebinden ay, yıldızlı tütün tabakasını çıkararak çakmakla birlikte masanın üzerine bıraktı.Titreyen eliyle tütün tabakasını açtı. Tabakadan bir deste sigara kağıdı çıkardı. Ay, yıldızlı tabakasının İçinden ,ince bir sigara kağıdı çıkararak, sararmış parmaklarının arasına yerleştirdi.Altın sarısı tütününden yetecek kadar alarak kalınca bir sigara sardı.Masanın üzerinde duran çakmağıyla yaktı.Bu esnada masasının üstündeki çay da demini alarak demlenmişti. Çayını cam bardağa önce demini boşaltarak ,sonrada üzerine kaynamış suyu ekledi.Güzel bir ahenkle çayını karıştırdı.Demir kaşık ile camın çıkardığı ritmik sesle oda yankılanıyordu.Sarılı sigarsından uzun bir nefes çekti.Dumanın tamamını yuttuktan sonra burnundan bir kısmını çıkardı.Sigarasını önündeki demir kül tablasına bırakarak yeni demlenmiş mis kokulu çayını yudumladı.
Derbeder Emmi,odasının odunluğunda odunu kalmamıştı.Sobasında son odunlarını yakıyordu.Tahta raflardaki kavanozun içinde çayı, şekeri çok az kalmıştı. Elini, eski ama temiz pantolonunun cebine attı.Cebinde tek meteliği kalmamıştı. Böyle durumları hiç dert edinmezdi.İsyan etmez Eyüp Nebi sabrıyla bekler, yaratana şükür ederdi . Metropol şehirlerde yaşam zordu. Tek odası bulunan gece kondu da zor günler geçirmişti.Geçirmeye devam ediyordu.Duvarı, penceresi ,yatağı ,masası, boş tenceresi bu duruma çok şahit olmuşlardı.Bayat ekmek keser, ekmeği ekmeğe katık yapardı. Yaratana isyan etmez aksine şükrederdi.Yaratandan bir şey istemedi kendi namına . Kimsenin hakkını yemez, hakkını da yedirmezdi.
Hak yen insanlarla konuşmaz.Haksızlığa karşı kale duvarı gibi dimdik ayakta dururdu.Zalime karşı Aslan kesilir mazluma karşı uysal bir kedi olurdu .Namerde boyun eğmez merde dost olurdu.Dürüstlüğün kitabını yazmıştı.Gurur timsaliydi..Kadere inanır,şerefle yaşardı..Komşuları yardım etmek için yalvarır yardımlarını kabul etmezdi.Bir tas çorbasına kuru ekmeğini katık yapardı.Kimseden medet ummaz, eski sedirde yatardı.Yoksulluğunu dert etmez, onuruyla dik durmaya çalışırdı .Günlerce tek gözlü odası olan gece kondu sun da aç ve susuz kalmasına rağmen yaratanından başka kimseye avuç açmazdı.
Tüyü yetmemiş yetimlerin hakkı için ,devletin malını çalmaz çırpmazdı.Mehmetleri, Hasanları, Alileri, Hüseyinleri şehit olduklarını duyardı Çocuklar gibi hüngür, hüngür ağlardı.Göz yaşları yanağından akar ,ağarmış sakalını ıslatırdı. Fatmaların ,Ayşelerin ,Zeyneplerin ,Eliflerin, yetim kalan çocuklarının başlarını okşar güler yüzün dahi bir sadaka sayan ,dindarlığı ile yetim çocukların yüzlerine gülerdi.Son yıllarda Derbeder Emmiyi üzen olayların başında ermeni yasa tasarısında içimizde bazı insanlarında onaylaması oldu.Utanmadan kendi milletinin yüzüne baka, baka Ermenilerden özür dileyecek kadar alçalan insanlara bir çift lafı vardı. Şehitlerimizin arkasında sırıtarak gülen insanlara Derbederce isyanı ederdi.Yoksul halkını soyan yüzü kızarmayan yüzsüzler hakkında ki pulsuz ,adresiz dilekçesini yüce yaratana gönderirdi,
Derbeder Emmi çayını yudumlayarak karşısında bulanan beyaz kireçle badana yapılmış duvara baktı.duvardaki çivi asılmış Kuranı kerim Onun yanında Kore gazilik beratı ve madalya,madalyanın yanında da takvim vardı.Gözü takvime takıldı..Takvim 07.Ocak.1996 yılının Pazar gününü gösteriyordu.Uzun, uzun takvime baktı.Gazilik maaşının gününü düşünmeden uzaklara çok uzaklara daldı.Koskoca 66 yıl geride kalmıştı.Bir ömür ,büyüdükçe azalan bir ömür..
Derbeder Emmi Sıvasın Yıldızeli ilçesinin Gündoğan (Bulamır) köyünde doğmuştu.Küçük yaşlarda babasını kaybetmiş, Anneciğiyle tek başına kalmıştı.Derbeder Emminin kafa kağıdın da ki adı Abdullah ti.Derbeder Emminin babası abahaza annesi Abzek ti. Köy Çerkez köyü idi.Derbeder Emmi ilkokulu ancak üçüncü sınıfa kadar okumuş, üçüncü sınıftan sonra kendi köyünde ,çobanlığa başlamıştı.Evin geçimi Derbeder Emminin ve annesinin sırtına yüklenmiştir..Derbeder Emmi tam bir Çerkez örf ve adetlerine göre yetişir.Çerkez adetlerine sıkı sıkıya bağlıydı Çocuğun doğumundan itibaren büyüyüp yetişmesine, yaşlanıp ölmesine kadar, insan hayatını düzenleyen ve güzelleştiren çeşitli kurallar vardır.Çerkez toplumu kurallarla yönetilir.Çocuğun doğumundan itibaren büyüyüp Bunlar, modern sosyolojideki görgü kurallarından, gelenek ve göreneklere, örf, adet ve töre kurallarından ahlak ve din kurallarını kapsar. Delikanlı deyimi Çerkezlerde ergenlik çağına gelmiş genç anlamında kullanılmaz. Çünkü Çerkez çocukları on yaşını geçince artık delikanlı sayılır. Kendilerinden mertlik özellikleri beklenir ve istenir. Bunu sağlama konusunda Çerkez görgü yöntemleri rekabet kabul etmez. Çerkez kızlarının sosyal durumu hiç bir ulusun kızlarına benzemez. Doğuda kızlar kapalı, örtülü ve hapis, batıda güvensiz bir özgürlüğe sahip Çerkez kızları ise tam bir gelecek ve özgürlüğün sahibidir. Kızlar ailenin en nazlı bir bireyidir.Baba çocuklarından yalnız kızlarına yumuşak davranır. Kız erkeklere armağan verir ve armağan alır. Bu biçimde arkadaşlarıyla bir erkek gibi diyalog kurabilir. Kaşen olmak için en önemli husus, iki tarafında Çerkez olmasıdır. Aynı anda birden çok kaşeniniz olabilir. Bunlarla konuşarak evlilik yolunda tanıyarak ciddi bir kaşeniniz olur. Anne ve babalarda daha önce kaşenlik yoluyla evlendikleri içindir ki, kaşenliğe kızılmaz. Kaşenler düğünlerde , toplantılarda görüşürler. Kaşenlikte terbiye sınırları çok önemlidir. Çerkezlerde akraba evliliği çok ayıp olduğu, hatta yakın komşuyla bile evlilik olmadığı için, kaşen olduğunuz kişi 7 göbekten akrabanızsa kaşenlik olayı bozulur.Derbeder Emmi böyle bir sosyal ortamda yetişmiştir.
Derbeder Emmi, on iki yaşına kadar köyünün danalarını güder. Teslim aldığı danaları dağ bayır demeden köyünün ormanında otlatır . Köylünün malına emanet gözüyle bakar.Danaları sahiplerine sapa sağlam teslim eder. Derbeder Emmi on sekiz yaşına gelmiştir.Köyün büyük baş hayvanlarını artık otlatmaya götürür.Akşamları annesi yemeğini hazırlar.Yemeğini yer köyün gençleri bir evde toplanır kız erkek oyun oynarlar. Yeterince eğlendikten sonra eve gelerek uyur.Sabah erkenden annesi tarafından yemek çıkınına biraz çökelek , ekmek koyarak yolcular…
Köyde hasan adında bir delikanlı evlenecektir.Köyde hazırlıklar ona göre yapılır. Derbeder Emmi on sekiz yaşlarında genç bir delikanlıdır. Çerkez düğünleri güzel ve kalabalık olur genç kız ve erkekler eğlenirler.Evliliğin ilk adımıdır. Aynı zamanda genç kız ve erkek kaşenlik yoluyla birbirlerini tanırlar.Kaşenlik düğün süresince sınırlı kalmaz .uygun görüldüğü taktirde bu beraberlik evliliğe kadar gider.Çerkez topluluğunda Çerkez olmayan kaşenlik teklif edemez.Önce köyün büyükleri akşam yemeğine düğün sahibinin evinde toplantı yapılarak çağırılır.Odanın iki tarafın baş köşesinde ,köyün yaşlıları oturur.Kapıya doğru yaş itibariyle yaşları küçük olanlar oturur.Genç erkekler hizmet yaparlar.Köyün en yaşlısı düğün sahibine niçin toplanıldığı sorulur. Düğün sahibi oğlunu evlendireceğini söyler.Herkese bir görev dağılımı yapılır.Bayrağın kalkacağı gün gençler tarafından bayrak çekilir. Çevre köylere okuntu denilen davetiyeler gönderilir. Düğünü organize eden bir kahya vardır.Kahya düğün merasimin asayişinden sorumludur.Kadın Çerkez toplumunda çok saygı değerdir.Esasına göre çağırılmayan kız düğüne katılmaz.Düğünden önce ,düğüncü aile , kızlarının (kızları yoksa yakın bir akrabalarının) yanına bir delikanlıyı katarak, ev, ev dolaşırlar ve genç kızları düğüne çağırırlar. Düğün yapılır; düğün bozulduktan sonra evlerinden alınan genç kızlar, tekrar evlerine götürülürler.
Çerkez düğünlerinde oturmak yoktur. Yaşlı, genç düğüne katılan kim olursa olsun oturmaz. Sadece evli kadınlar gerilerde bir köşeden düğünü seyrederler. Bunun dışında herkesin ayakta durması, ayakta duramayacakların düğüne katılmaması gerekir. Düğünde erkekler bir tarafa, bayanlar bir tarafa dizilir. Düğün yapılan yerin en emin tarafı kızlara verilir.
22.07.2009 Hacı ÇATKIN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.