veda mektupları 2
Sevgili İsa,
Hayatımın aşkı,
O kadar uzun zaman ve o kadar çok yaşantı geçti ki üzerinden.
Aşk neydi? Nasıl bir duyguydu unutalı çok oldu. Şimdi gecenin bir vakti yıllar sonra ilk kez sorgulamaya kalktığımda aklıma gelen yine sen oldun. İsa’dan önce ve İsa’dan sonra diye hayatımı ikiye ayıran sen..Hayatımın aşkı..
Seni tanımadan önce ‘ aşk nedir?’ diye sorsalar kalbinin yerinden çıkacak gibi çarpması , ayaklarının yere basmaması,bulutlarda uçmak gibi tamamen hayal ürünü olan şeylerle tarif ederdim.
Seni tanıdığımda, bu soruyu sana sorduğumda insanın hayatında sadece bir defa aşık olacağını söyledin bana. İnanmadım. Çünkü senin bu yeryüzünde bir tanrıçan olmuştu. Buna inanmak baştan pes etmek olurdu. Oysa ben sana aşık olmuştum bile. Aşık olan kişinin dünyadan beklediği tek şey karşı tarafın da ona aynı şekilde aşık olmasıdır.
Senin aşk anlayışını değiştirmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve hayatına girdim.
Kalbimin hızla attığı, ellerimin terlediği, karnımın ağrıdığı, ayaklarımın yerden kesildiği oldu ama hiçbir zaman bulutların üzerinde uçmadım. Ben aşkı daha çok uçurumun diplerinde yaşadım.
Hayatına girince aşk anlayışım değişti. Artık onu tarif etmek için salt hayal ürünlerinden faydalanmaz oldum. Kendim yaşadım hissettim. Aşk, sendin. Seninle olan her şeyde aşk vardı. Gözyaşlarında,gülücüklerinde,oyunlarında,lirik şiirlerine bile aşk bulaşmıştı benim gözümde.
Hayatımdaki her şeyi bir kenara itmeye başladım yavaş yavaş, sana daha çok yer açabilmek için. Ailemi,arkadaşlarımı,aktivitelerimi zamanla her şeyi hayatımın küçük bir köşesine sığdırmış sana kocaman tertemiz bir hayat açmış oldum.
O zamanlarda aşk buydu benim için. Bir başkası için kendini hiçe saymak..
Ben aşkı böyle bir yoğunlukla yaşarken, sen de sevgiyi buldun bende. Belki ilk defa..
Bir gün sana çoraplarını giydirirken sevmeye başladın beni. Ne kadar sevdin bilmiyorum ama hiçbir zaman aşık olmadın bana. Bende bulduğun sevgi aslında annende aradığın sevgiden başka bir şey değildi. Oysa senin ben de görüp de sevgi sandığın şey de aşktan başka bir şey değildi.
Bütün doğru bildiklerin bir anda yanlışa dönüşmüşse, asla yapmam dediğin şeyleri yapıyorsan, kendinden çok onu düşünüyorsan,onu hiç hatası olmayan mükemmel biri olarak görüyorsan aşka düşmüşsün demektir.
Ben de senle birlikte olduğumuz 3 yıl içinde kendi doğrularımdan vazgeçtim. Sadece aşk hariç. Aşk hala insanın sadece bir kez karşısına çıkan bir şey değildi benim için. Çünkü içimde hep bir umuttu senin bana aşık olman. Bu umuda sımsıkı sarılıp birçok şeye öyle göğüs gerdim.
Dünyadaki her acının bir çaresi vardır,ölümle aşk acısı hariç..
İşte sen gidince ben bu çaresi olmayan acıyı yaşamaya başladım. Bazen diş ağrısı gibi uykumdan uyandırıp ızdırap verdi gecenin bir yarısı, bazen mutluluk göz yaşlarıma karışıp aktı. Ama ne kadar süre geçerse geçsin hiç dinmedi. Hiçbir zaman tamamen akıp gitmedi.
Aşk, simsiyah bir tişörte dökülmüş çamaşır suyu misali..İnsanın hayatına bir kere bulaştı mı çıkıp gitse bile dokunduğu yerde asla çıkmaz bir iz bırakıyor.
3 yıl sonra ilk defa seni bir fotoğrafta gördüm. Gözlerin aşık bakıyordu. Mutluluğun bir çocuğun ki kadar masumdu. Anladım. Hayatına yeniden aşkın girmiş olduğunu anladım. İnsan hayatında birden fazla kez aşık olabilirmiş. Bir zamanlar sadece bir umut olan bu düşünceyi gerçekleştirmen şaşırtıcı oldu benim için. Çünkü ben de senin görüşünü benimsemiş, bir daha asla aşkı bulacağıma ihtimal vermiyordum.
Şimdi de öyle düşünüyorum. Çünkü senden sonra kimseye aşık olamadım.Bu yüzden aşık olmadığım biriyle evlenmek üzereyim.. Aşkla kalman dileğiyle..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.