Zindan Masalları
ışık huzmelerine binip, üstüme saldırıyor toz zerrecikleri. ekmeğimde kurtlar büyütüyorum. geceleri ay ışığında gölge oyunları. uyumak mümkün değil, karanlıkta fark etmiyorum, uyudum mu yoksa? kendi sesim de olmasa sağır olacak kulaklarım. düşünmek tek marifet, bu izbe zindanda.
cezamın dolmasına daha çok var, alışmalıyım buraya. taşların soğukluğu, ruhumu da soğutuyor ve git gide taşlaşıyorum. aslında yalnız sayılmam, haşeratın her türlüsü, sağ olsunlar, ziyaretime geliyor her fırsatta. bir fareyle dost olmak, meğer ne kolay şeymiş! birlikte kemiriyoruz kemiklerimi. sonra karıncalarla beraber mücadele ediyorum, bir lokma ekmek bulabilmek için. hayatı öğreniyorum, hamam böceğinden.
yazdıklarım da, düşüncelerim gibi pek hoş değil, mide bulandırıcı. öğle sıcağı ve gece ayazıyla beraber, kimyasal çözünüyorum. derdimi anlatamıyorum, ben bile unuttum, neydi derdim? kireç duvarlarda pas tutuyor ellerim. tavana yakın bir pencereden, uçup gitti hayallerim.
biliyorum, bu kadar karamsarlık iyi değil. ölüme yaklaştıryor insanı, hatta sevdiriyor ölümü. tek düşündüğüm, bir gün çıkabilir miyim bu zindandan. muhakkak olmalı bu, ruh bedenden ayrılmalı. tek kurtuluş yolu, tanrı beni yanına almalı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.