- 1090 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ELVEDA DERKEN
Bugün o beklenen gün gelmişti. İşte gidiyordun ve biz 3 aylığına ayrılacaktık. Bu ayrılık mecburiydi, kabul etmekten başka çaremiz yoktu. Herşey senin geleceğin içindi. Yabancı dil eğitimini yurtdışında tamamlayıp 3 ay sonra dönecektin.Seni son bir defa görebilmek ve vedalaşmak için koşar adımlarla herzamanki yere geldim,birkaç saatin vardı senin ama son vakitlerinide bana ayırmıştın ya buna çok sevinmiştim.
Seni herzamanki şıklığınla ve yine herzamanki gibi benden önce gelişinle sevda bahçemizin asma altında buldum. Bu kez farklı duygular taşıyordum içimde, garip heyecanlar. Sanki seninle ilk defa karşılaşıyormuşuz gibi yüreğim pır pır atıyordu ama bu heyecan farklı duygularla karışmış olmalıydıki birazda acıyordu içim.Birikmiş sızı vardı içimde ve tabiki ayrılığın verdiği hüzün de.
Elindeki taze gülü uzattın bana ve dedin ki ’Aşkımızın çiçeği, sakla bunu’ dedin. Ben gülü aldım ama ağlamaklı oldum senin gözlerine baktım, seninde gözlerin dolmuştu. ve o an seni de öyle görünce bulut olmuştu gözlerim, sağnak sağnak yağmurlar iniyordu gözlerime. Yanaklarıma doğru süzülen çiğ tanelerine engel olamıyordum.Ağlıyordum..’Ağlama.!.’ dedin bana usulca ağlama..Ama sende ağlıyordun, hemde bugüne kadar görmediğim kadar duygusaldın.
Hemen arkanı döndün ve sildin gözyaşlarını,herkes bize bakıyordu,daha fazla dikkat çekmemek için sen toparladın kendini ve eminimki bende daha çok üzülmeyeyim diye içine akıtıyordun gözyaşlarını..Dakikalar öyle hızlı geçiyordu ki, çoğu zaman tek kelime bile etmeden birbirimize bakıyorduk öylece.Bazen tebessüm ediyorduk birbirimize,bana ayrılığın uzun olmayacağını,geçici olduğunu söylemek istiyordun ama başladığın cümleyi bitiremeden dudaklarını ısırmaya başlıyordun..Ben ise sana birkaç teselli edici cümleler kurmaya çalışırken hıçkırığa boğulup başlıyordum ağlamaya.Daha da çok sessizleşiyorduk.Ne zormuş veda, ne acıymış ayrılık.
Zaman çabucak geçmişti,artık ayrılık vakti gelmişti.Son ayrılık cümlelerini sarfetmek sana düşmüş olmalıydı.’Sakın üzülme, geri döneceğim,yokluğumda dikkat et kendine iyi bak olur mu?’ dedin. Gayri ihtiyari olur dedim. ’sözmü? söz ver bana ağlamayacağına dair’ dedin ve bende söz vermiş oldum bir kere..(daha sonra buna çok pişman oldum ama).işte o an isminin baş harfi yazan kolyeni boynundan çıkarıp,avcumun içine koyup sıkıca kapattığın avcumu öyle sıkıyordunki acıttığının farkında bile değildin.Hiç sesimi çıkarmadım yüreğimin acısının yanında elimin acısının ne önemi vardıki.Hiç bırakma elimi derdim ama uçağını kaçırabilirdin o yüzden ayrıldık ve gittin.Ardından öylece bakakaldım,son kez dönüp baktın bana ve el salladın gülümseyerek.Dakikalar sonra farkettim ki avcum sımsıkı kapattığın şekilde duruyordu,sana veda etmek için kalkmamıştı kolum.Tırnaklarımın izleri avcumun içinde derin çukurlar oluşturmuştu.Keşke hep canım böyle yansaydı,bunlar acıtsaydı canımı da sen acıtmasaydın böyle yüreğimi.Verdiğin kolyen sonsuzadek boynumda kalacak.Sana verdiğim sözleri tutuyorum,ne olur sende bana verdiğin sözü tut ve dön ne olur.Sana ağlamayacağıma dair söz vermiştim ya işte onu tutamıyorum...
O akşam haberlerde senin bindiğin uçağın açık denize düştüğünü duyduğumda sanki dünya yıkıldı üstüme,defalarca senden haber almaya çalıştım ama olmadı.Birdaha senden haber alamadım ve seni birdaha göremedim.iyi veya kötü hiçbir haberin yok.yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum ama ben hala o günkü umudumla bekliyorum.3 ay sandığım ayrılık asırlık oldu..O günkü acı bundanmış meğer,seni birdaha göremeyeceğimdenmiş.
Yıllar geçti ve Sen hala dönmedin...........