- 1546 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YARIM AKILLI
YARIM AKILLI
Kar bütün köyü beyaz bir cennetin içine gömmüştü sanki. Evlerin bacalarından çıkan simsiyah tezek dumanı olmasa cennet diyeceksiniz. Eşeği ahırdan çıkardı.Evin önündeki taşlık balkondaki bir ağaca bağladı.
“Kız Emine eşek için torbaya biraz yem koy. Sonra da paltomu getir.”
“Buyur bey.”
“Kız bir şey mi diyeceksin?”
“Şey bey bize biraz kestane getirirsin, sobanın üstüne koyarız.”
“Tamam.”
İpi ağaçtan söküp , kahveye doğru yürüdü. Ayağı bileklerinin üst tarafına kadar kara bulanmıştı. Ayaklarını tak tak yere vurdu.Kapıyı açtı içeri girdi. Gıcırdayan kapı ile birlikte herkes kapıya dönüp baktı.
Avdo: “Selam aleyküm”
Kahvedekilerde selam verdikten sonra, bir çay istedi.Kahvedekilere döndü.
“Ağalar bugün şehre iniyorum erzak almak için.Sizlere de bir şeyler lazımsa getireyim.”
Naim “Bu karda şehre mi gidilir Avdo”
“Hanım ve çocuklar biraz hasta ilaç alacam, hem ağabeylerimin de erzakları kalmamış.”
Köyde bakkal yok, eskiden varmış sahibi ölünce çocukları yer,mülkü satıp Aydın’ a gitmişler.
Kahvedekilerin hepsi Avdo’nun eline para sıkıştırdı.Herkeste bir karton cigara istiyordu.Başka ne isteyeceklerdi ki.Erzak desen zaten sonbahar da torba torba, koli koli, 6 aylık alırlardı.
Silahıda belindeydi, eşeğe bindi hafif hafif yağan karla birlikte yola koyuldu.Cigarasını yaktı ve derin bir nefes aldı.Sonra geçen sene kardeşi vurulmadan önce biçtikleri buğday tarlasının önünden şöyle bir baktı,hüzünlendi, gözyaşları yavaş yavaş suratında gezinerek boynunun altına kadar indi.Ve yola devam etti.Bir buçuk saat sonra şehre vardı.Kan davalıları olduğu için tedirginlikle şehre girdi ve etrafını sürekli kolaçan ediyordu.Kaymakamlığın önünden geçti, büyük bir kahvenin önüne geldi.Küçük bir sokaktan tam girecekti ki kan davalılarını gördü.
Göz göze geldiler, uzaktan sert sert bakıştıktan sonra, silahı belinden çıkardı.Eşeğe bir tekme koydu.Eşeği siper edecekti kendine, iki de bir başını kaldırıyor hayvan.
Avdo: “ Sanki bir insanmış gibi hayvana otur lan yerine” diyor.
Silah seslerinden irkilen hayvan kalkıp kaçacaktı ki Avdo silahla vurdu ve hayvanı yere serdi.V e arkasına geçip siper almaya çalışıyor.Karşı taraf iki üç el ateş ettikten sonra ateşi kesip kaçtılar.Jandarma olay yerine geldi.Yere serili hayvanı ve Avdo’yu görünce toplanan halkla birlikte gülüştüler.
Komutan:
“Hayırdır, neden eşeği öldürdün,ne istedin hayvancıktan.”
Avdo:
“Beyim biliyorsunuz Zelo ailesi geçen sene kardeşimi öldürdüler, bu seferde bana saldırdılar.Bana ateş ettiler eşeği yere serdim, kendimi korumak için, eşek yerinde durmayınca bende vurdum”
“Olan sümüklü eşek senin nereni koruyacak, de bana kafasız yarım kafalı, eşek siper edilir mi?”
“Şey komutanım” dedi ve sustu.
Karakola götürüldü, sorguya çekildikten sonra serbest bırakıldı. Eczaneden ilaçları aldı.Şimdi nasıl gidecekti diye düşünüyordu.Yakın köylerden bir arkadaşının yük kamyonu vardı.Ve kışları çerçicilik yapıyordu.Onu gördü “ Memet” diye seslendi.
“Oooo Avdo nasılsın”
“İyiyim sağol”
“Hayırdır ne var, ne yok”
Olayı sırayla anlattı.Ve şimdi nasıl köye gideceğini Memet’e söyledi.
“Bende sizin köye yakın bir yere gidiyorum gel seni bırakayım.”
“O zaman sen birkaç dakika bekle ben bir şeyler alıp geleyim.”
“Olur çabuk et.”
Cigaraların hepsini aldı.
Ve yola koyuldular.Eski anılardan bahsedip gülmeye başladılar.Gece yarısıydı köye geldiler ve vedalaştıktan sonra Memet ayrıldı. Avdo eve geldi, kapıyı çaldı.Emine bi kapıyı açtı bütün çocuklar,abisi,abisinin hanımı hepsi onu kapı karşıladı.Merak etmişlerdi.
Abisi Cesim.
“Nerde kaldın seni merak ettik, sabahtan beri.”
“Bir şey yok” dedi.
Oturdu biraz bekledikten sonra abisini dışarı çıkardı, olayın hepsini anlattı.
Abisi:
“İyi ki de eşeği öldürdün”
“Niye ki?”
“Geçen sene babam öldüğünde ahıra gitmiştim.Eşek çifte atıp seviniyordu, iki de bir de anıryodu.”
“Gerçekten mi?”
“He ya.”
“İyi ki de öldürmüşüm o zaman.”
“Eşekoğlueşeği.”
Mustafa orman 26.07.2009