ANADOLUNUN SERHAT ŞEHRİ
Ağrıdan Edirne’ye Anadolu derler bu memlekete.O Anadolu ki nasıl Anadolu!.. bir bilsen;
Ne babayiğitler bağrında yatıyor,
Ne erenlerin emeğiyle hamuru yoğrulmuş,
Bir ezanı uğruna ne canlar feda edilmiş,
Dört bir tarafında çizilen bu sınırların manası bir kavraya bilsek,
İşte ülkemizin;
Huzur ve refahına,
İnsanlığın başarı ve mutluluğuna,
Vatandaşın göğsünü gere gere “ben bu devletin sahibiyim” diyeceğine o zaman şahit olacağız.
Hangi şehri ele alınırsa manevi zenginlikleri, kendine özgü bir geçmişi onu bir numaraya taşıyan bir ya da birkaç efsanesini bulabilirsiniz Bu gün Anadolu’muzun Serhat Şehri Erzurum’dan bahsetmek istiyorum; gezdim, gördüm, ibret aldım.
Peygamberin Sır Katibi ,Yakın Arkadaşı Abdurrahman Gazi(r.a) acaba ne diye Hz. Ömer’in Vekaletiyle burulara kadar gelmişti?
Rus istilasına karşı bu gün bile inşası zor tabyalar tepelerin içi oyularak yapılmıştı?
O ki ,kahramanlığı edebiyat kitaplarımıza konu edilmiş Nene Hatun ne diye Elinde silahı, Sırtında çocuğuyla tabyalarda “kan gövdeyi götüren” savaşa katılmıştı?.
Erzurum’un o günü ne ifade ediyordu, bu günü nasıldır?
Abdurrahman GAZİ,Palan dökene sırtını dayamış, Erzurum’u tasarrufunun altıda tutarcasına sanki yanı başındaki mescidin imamı olup misafirlerine buyur ediyor.
Sağında solunda iki nezih çeşme akıyor birinden erkekler diğerinden bayanlar afiyetle su alıyor içiyor mutluk hissi damarlarına işlerken sanki Abdurrahman gazi hazretlerinin sohbet sesini insan duyuyormuş gibi bir hava esiyor, hava ki nasıl hava…. O mübarek oralara geldiği içindir ki iman, İslam ve namus kavramı hala kıymetini koruyor, oralarda insanlık anlamını yitirmemiş, maneviyat havası hala Erzurum üzerinde bir şemsiye gibi varlığını hissettiriyor.
Tabyalar,Arkadaşlar imkanınız varsa görmenizi tavsiye ederim o günün şartlarında düşmana karsı birer gizli karakol mega mevzi düşmanı yutan kara delik mi derseniz artık nasıl tarif edilebiliyorsa bilemem benim bildiğim şu ki ecdadımızın bize bıraktığı memlekete sahip çıkmayı becerememişiz onların o başarısı bizi şımartmış memleketimizde soyut kavramlar üzerinde taşhala ve tantana çıkarmışız Anadolu insanı bin bir fedakarlıkla bu vatanı müdafaa ederken biz bunu ilerletmeyi beceremiyoruz çünkü onların izinde değiliz.
Nene Hatun,1915 olaylarında kardeşinin şehit edildiği kocasının yaralı olduğu bir savaşta sırtında çocuğu, elinde mavzeri halka katılarak tabyalara doğru iman ruhuyla ilerliyor günlerce devam eden bu hain savaşta sahih rivayetlere göre en az iki bin Rus insanı öldürülürken, iki bin Anadolu insanı şehit düşüyor ilginçtir heykelini dikerken kancık biri örtüsünü indirmemiş, Hey nene hatun hey ben senin o ayağının tozu olayım bize nasılda unutulmaz bir emsal olmuşsun senin gibi kahramanların yüzü suyu hürmetinedir ki bu memleket bölünüp parçalanmıyor her türlü müdahaleye rağmen çünkü sen namussun sen gayretsin sen insanımızın onurusun
4 kuşak öncesinden Atam Ali Efendi,Bilindiği gibi bu savaşa 93 harbi de denilmektedir işte bu savaşta benim Atamda şehit düşmüş dolayısıyla Erzurumlu kadar tabyalar benim için de kıymetlidir manidardır müdafaa ve muhafazası özerimde bir görevdir ben ki bu memleketin Anadolu’nun asıl sahibiyim benimle uğraşanlar kimlerdir anlamakta zorlanıyorum ama sar etmekten ve bu süreç içinde Anadolu’ma sahip çıkmaktan başka çarem yoktur Selam ve sevgilerimle umut var olmak başarmanın temel şartıdır Umudunuzu kayıp etmemek dileğiyle.
E.KAYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.