- 754 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
emanet yolcular...
“İğne ile kuyu kazar
Kazdığımız kuyuya atlamayı marifet sayarız…!”
Bir sigara daha yaktım. Oysa ki doktor tamamen yasaklamıştı. Kalbimde büyüme varmış. Ben de doktora dedim ki,”kalbim küçük geliyor doktor bey.sığdıramıyorum içine her şeyi. Biraz büyümesinde ne sakınca olabilir ki…”
Gülüştük beraberce.
“unutma” dedi tekrar,”nefes darlığı da çekiyorsun.”
Döndüm ve hafif bir tebessümle, “siz çekmiyor musunuz, baksanıza etrafınıza.”
Evet. Hangimizin nefesi daralmıyor ki bu hayatın çıkmazında. Elbette doktorumu dinleyip sigarayı bıraksam çok iyi olacak ya. Çektirmeyeceğini bilsem hiç bırakmayı düşünmeyeceğim bu mereti ama. Küt diye de götürmüyor adamı. Süründürüyor vesselam. Yaşamak istediğimden çok da emin değilim bu aralar.bu aralar çokça özler oldum ölümü. Herkes cennete gitmek isteyip de neden ölmek istemez ki…
Bakınca arkama , yarından da hiç umutlu değilim. Hayatın bıraktığı dalgalarda bir yığın anaforlar. Seyri bile zevk vermiyor artık.
İçim bir kum saati. O doluyor , ben çeviriyorum. Hep aynı yerden aynı yere boşalmakta.
Yaşamak. Bir iklim dönemeciymiş aslında. Yanlışlıkla tutulursan dört mevsimi bir arada yaşamayı istemek gibi bir gaflete, başka taraflarıyla gülüyor hayat adama. Ve nasıl cimrileşiyor sunduklarıyla.
Zaman bir düş ertesi
Bir avuç deniz yollar mısın bana
Can olsun kuruyan dallarıma
Yoruldum her sabah sana uyanmaya
Gülümsüyorsun
Hep aynı noktadan
Her gülüşün orman yeşili bana
“bu da neydi” demeyin sakın. İnsan başka hangi durumda yaşar ki dört mevsimi bir arada. Yavaş yavaş ölmenin en güzel yoludur bu biliyor musunuz… İki kişiden bir kıyamet .
-mutlu edemediğim için özür dilerim...
“gidiyor musun..?”
-gidiyorum...!
“dönecek misin…?”
-bilmiyorum...!
Her yazım, her şiirim bu noktaya çıkar siz bilmiyorsunuz. Ondan iklimler ters durur bana… Ondandır bitirişim davalarımı, ondan belki de hayat bu kadar barışık benimle, talepsizliğim mutlu ediyor olmalı onu…Hani küsüm ya onunla.. Yine de her sabah soyunduğum bir şeklim var hayata. Evde bıraksam da insan yanımı, çocuk yanımı… Kadınlığıma soyundum yine bu sabah
Saçlarımda gümüş yıldızlar
Biraz buruk
Sonbaharı muştular
Topladım onları hafif yorgun elimle
Biraz canlılık verdim gözlerimdeki fere
Takınca şu senden kalma küpeleri de
Hazırım işte
Yorgunum
Biliyorum
Biraz huzur arıyorum
yalnızlık aklıma vuruyor
Bedenimi hırpalıyor
Lakin eski hamlığım yok artık
Savuşturabiliyorum
İşte başladı bile günüm. Bir arkadaşla sohbetteyim şu an. Hemen düşmek istedim konuşmaları. Bakalım ne kadar hak vereceksiniz ona ve bana…
-Devrim bir süreçtir, biliyorsun hiç bitmez
“Biliyorum elbet ve ben onu tam 44 yıldır yaşıyorum, unutma şansım var mı…?”
-Var elbet. Unutulan devletler gibi, tarihi okumadıkça hatırlamazsın
“Ya tarih sürekli tekerrür halindeyse ne halt edeceğiz hocam…?”
-Tarihi ortadan kaldıracağız.En güçlü silahımızla. Düşünmeyerek, düşündürtmeyerek, hiç bir şeye mana vermeyerek, tüm mananın kendin olduğunu, dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünerek
“Ama ters bir durum bu, bize öyle dediler, dünya hep kendi etrafında dönermiş hocam…
-Onu bizi yalnızlaştırmak isteyenler uydurdu . Ne ki , sen inan dünya inansın.
İşte bu dedim kendi kendime. Bütün bildiğim gerçeklere ters dursa da; “Sen inan dünya inansın”
Nasıl güzel hissettirdi bana kendimi.
“Önce inandığını bulmalısın” dedi bir ses içimden…
Sonrası gelecektir. Kolaydı bu…Ben çok yıldır neye inandığımı biliyordum zaten… “Zincire vurulduğumuz tek yer belki de izler...
Şuursuzca takip edip, kazıyamadan taşıdığımız..”
Bu benim ilk gerçeğimdi, arkasından yaşadığım güne düşmem gerektiği sesi getiren bir gerçek. Ve ben yaşadığım güne düşecek kadar hayatın içindeydim. Hep kıyılarında gezinsem de., bu hata benimdi. Kimse için harcamayacaktım onu.
Hani doktorum demişti yaa. Artık büyük bir kalp istemiyorum Nefesim de daralmamalı bu arada. Ben kendi yüreğimin içine sığabildikten sonra. Neylemişim ötesini . Taşıdığım yürek nasılsa getirecek bana gerisini. Bu ara acım vardı. Acımla büyüyordum ağlayan tarafım hep çocuk kalsa da. Ve alınmıştı bir karar tarafımdan yarın adına.
“Hayat bana alınma...Emanet yolcu istemiyorum artık…!!!”
YORUMLAR
“Hayat bana alınma...Emanet yolcu istemiyorum artık…!!!”
hayatın da bizim için bir emanet olduğu inancımızla çok ta haklısınız aslında
Zira emanetin emaneti olmazmış ya
sığar mısın bu kalbe;
ne kadar küçültsem de kalbimi,sığar mısın sanıyorsun kalbime emanet dünya...
sevgimle dost
inecek var:))