- 2027 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
7 Kapı (Eleştiri)
Erdinç Yapan’ın "7 Kapı" kitabının eleştirisi:
Yazarlık eğer, bilimsel bilgiye ait değilse, kurguya dayanıyorsa yalnız yetenekle ve istekle üstesinden gelinebilecek bir iş değildir.
Teknik, bu zahmetli işin ancak işçilik yanını oluşturur. Yazar adayının işi bundan sonra başlar. Sadece ilham bir yapıtı süslemeye ve onu olduğundan daha güzel görünmesini sağlamaya yetmez. Bir de bu işin sanatsal boyutu vardır yani ellerin emeği ve sihri. Bu yeterince tutarlı, dengeli bir çalışmanın ürünüdür. Yani yazar adayı ne kadar çok okursa ve ne kadar çok alıştırma yazıları yazarsa o kadar çok işinde ustalaşır. Örneğin; bir heykel yaratmak gibi. Heykel ne kadar kusursuz olursa o kadar sanatsaldır.
İlk aşamada malzemeyi derlemek ve o malzemeden ilham almak gerekir, sonra iş ustalığa yani yaratıcı düşünceye ve birikime dayanır ve bunların bütünü mükemmeliyeti yakalamanın ön koşuldur.
Şimdi sizlerle paylaşacağım yapıt fantastik türünde olmakla birlikte yazarın ilk kitabıdır. Kitap AstreA yayınevi tarafından Haziran 2009’da basılmıştır. Yedi kapı ve 192 sayfadan oluşan kitap, Fantastik roman olarak okuyucuya sunulmuştur. Ancak kitabı okuduğunuz zaman fark edeceksiniz, kitap daha çok mistik korku lezzetindedir.
İlk üründe mükemmeliyet tabi ki, aranmaz. Ancak insan bu eseri okuduğu zaman hataları Güneş’ten doğan gölgeler gibi görür. Bilindiği gibi bazı kusurlar güzelliğin tescilidir. Eşsiz olmamakla birlikte ilhamın ve çabanın ürünü olan eserde efsanevi bir hava sezilir.
Kitabın adı başlı başına bir makale konusudur. 7 Kapı. 7 sayısı Kur’ an’ı Kerim’de: "Yedi gök" olmak üzere 7 defa, "Gökler’in yaratılışı" 7 defa tekrarlanır. Göğün 7 katı olduğu vurgulanır. Aynı zamanda “7 Uyuyanlar” efsanesi de, 7 sayısının kutsal ve önemli olduğunu vurgular. “Bilindiği gibi, yedi uyuyanlar, İsa’yı kabul ederler ve İsa’yı kabul etmeyenlerin onları öldürmesinden kaçmak için, bir mağaraya sığınırlar. Aradan yıllar geçer ve bir gün uyanırlar, artık korkulacak bir şeyin olmadığını, o bölgedekilerin Hristiyanlığı kabul ettiklerini görürler.”
Eser yedi kapı etrafında geçiyor. Her biri birbirinden bağımsız yedi öyküye vücut veriyor. Birbirinden ilginç ve olağanüstü öykülerin kapılarının adları şöyle: Üfçe, Gayya, Mehub, Ecnas, Ziya, Ehvel, Saadet.
Kitabın diline, anlatımına değinecek olursak, akıcı, gayet açık bir dil kullanıldığını, belirsizliğe yol açacak herhangi bir ifadeye başvurulmadığını görürsünüz. Sözler ise süsten ziyade yolu bulmak için kullanılan pusula gibidir. Ne yönü ararsanız o konuda ayrıntılı bilgi verir, zihin bulandırmaz. Kitabın akıcılığı sayesinde üç saatte okunabilecek sadeliğe sahip, buna karşın bir o kadar da, sanatsal söyleşilere rastlanan eseri herkese tavsiye ederim. Sözcüklerin büyüsüne kapılan yazar Erdinç Yapan’ın kaleminden de, kitap hakkında kısa bir parça sunup eleştirime son vermek istiyorum. “Ehli olmak gerektir oynamak için işleyişle.” “Bilineni gördüğünde inanmayı reddedenler oldu. Kapıların varlığı DNA’sına işlendiği hâlde bundan sapanlar oldu. Kilit altına alınan güç daha cazip. Kırılgan bedenleri arsız arzularına zindan oldu. Kendilerini kırdılar, kapının kulu oldular. Birbirinden medet umarak, eşik köpeği kadar aşağılık, yarını düşünmeden, günü tüketmeyi akıl sayıp, sonsuz güzellikle dolu yaşamı murdar kıldılar.” Yazarın başarısını kutlar, devamının gelmesini umut ederim.
Bana yazılarımı paylaşma olanağını sunan www.edebiyatdefteri.com yöneticileri ve editörüne en içten teşekkürlerle…
Not: Bu eleştirim, daha önce www.haberhilal.com.tr’de yayımlanmıştır.
YORUMLAR
Eser yedi kapı etrafında geçiyor. Her biri birbirinden bağımsız yedi öyküye vücut veriyor. Birbirinden ilginç ve olağanüstü öykülerin kapılarının adları şöyle: Üfçe, Gayya, Mehub, Ecnas, Ziya, Ehvel, Saadet.
Kitabın diline, anlatımına değinecek olursak, akıcı, gayet açık bir dil kullanıldığını, belirsizliğe yol açacak herhangi bir ifadeye başvurulmadığını görürsünüz. Sözler ise süsten ziyade yolu bulmak için kullanılan pusula gibidir. Ne yönü ararsanız o konuda ayrıntılı bilgi verir, zihin bulandırmaz. Kitabın akıcılığı sayesinde üç saatte okunabilecek sadeliğe sahip, buna karşın bir o kadar da, sanatsal söyleşilere rastlanan eseri herkese tavsiye ederim. Sözcüklerin büyüsüne kapılan yazar Erdinç Yapan’ın kaleminden de, kitap hakkında kısa bir parça sunup eleştirime son vermek istiyorum. “Ehli olmak gerektir oynamak için işleyişle.” “Bilineni gördüğünde inanmayı reddedenler oldu. Kapıların varlığı DNA’sına işlendiği hâlde bundan sapanlar oldu. Kilit altına alınan güç daha cazip. Kırılgan bedenleri arsız arzularına zindan oldu. Kendilerini kırdılar, kapının kulu oldular. Birbirinden medet umarak, eşik köpeği kadar aşağılık, yarını düşünmeden, günü tüketmeyi akıl sayıp, sonsuz güzellikle dolu yaşamı murdar kıldılar.” Yazarın başarısını kutlar, devamının gelmesini umut ederim.
Bana yazılarımı paylaşma olanağını sunan www.edebiyatdefteri.com yöneticileri ve editörüne en içten teşekkürlerle…
güzel bir paylaşımdı.
saygılar.