Kördüğüm Bir Kabus
Öyle ki şimdi iki düşman ülke gibi bir hat çekili kendimle aramda. Yargısı olmayan bir infaz var benliğimde; öylesine savunmadan yoksun bırakılmış.
Issızlık! Alnımı koyduğum alnında bulduğum duygu. Kördüğüm bir kabusum şimdi. Öyledir; acılar, kördüğüm bir kabustur; ter içinde çırpınarak uyanılan.
Zaman, sessiz belki ama büyük bir gürültüyle akıp gidiyor ve burası, yokluğunun ustura kıyısı.
Eğik bir zeminde, yaslandığım koca çınarın altında dinliyorum yüreğimi; kaygısız değilim. Eğilmiş bir zeminde gibiyim. Hep aynı yöne yönelmenin yerçekimine direnişim, bir senin bakışlarında anlamlıydı düne kadar. Şimdi ise devrilen bir bardağın kırıkları arasında kendine yön çizme yetisini yitirerek yerçekiminin etkisinde dibe doğru, sorumluluklarımı gerçekleştirmek tek tesellisi olduğu halde çöküyorum. Dibe çökmüş tortuların az sonra tam tepesine kurulacak ve yeniden aşk şarkıları besteleyeceğim göğe doğru bakarak.
O an, kendimi sindirdiğim ruhunda, acımasız bir gidişin en hoyratıydı yaşadığım. Yapamaz diyordum çünkü ben, içindeydim; ya da öyle sanıyordum. Senin uğruna tüm yapılmazları senin için yapılır kılan benliğim, yanlış bir kişilik kaybı muhasebesinin benden hariç her şeyin uzantısındaki kararlı acımasızlığıyla, imkansız denilen imkanlılığı ile sende yok oldu gitti.
Bir güç gerekliydi o an. Öyle ki eğeyim yeryüzünü de acımasız ayakların dönsün ve yokuş aşağı yuvarlasın gerisin geri seni. Öyle bir güç ki, durdurmak imkanlı olsun zamanı. Hükmetmek imkanlı olsun yanlış hesaplarla, acımasızlıklarla dolu yüreklere.
Nasıl yapabildin sorusunu ikinci kez sormak hata olur birincisinde anlamışken yapabildiğini nasılsa; sen ikinci kez gittin. Ve ben yine ikinci kez, öteleyerek ben olanlarımı, biz uğruna sana yöneldim. Öyle ki şimdi iki düşman ülke gibi bir hat çekili kendimle aramda. Yargısı olmayan bir infaz var benliğimde; öylesine savunmadan yoksun bırakılmış. Savunmam sen de olsan seni anlatabilmek ne zor şimdi kendime.
Düşlerim benim,
Ötelerinde düşlerin...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.