- 433 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YANLIŞINI BAŞKALARI ÇEKMEK ZORUNDA MI ?
İçinde bulunduğumuz toplumda bir insanın vereceği kararlar çok önemli.Genelde çekirdek aile yapısından henüz kurtulamamış ailelerde bu kararlar,çok önemli etken.Bir aile reisinin
vermiş olduğu kararda tutarsızlık varsa ileriye dönük fizibilite çalışmaları yapılmadan verilmişse sonu kesinlikle hüsran olacaktır.
İşin en kötü tarafı da ilerde doğabilecek enkazın altında sadece kararı veren kişi kalsa mesele yok.
"Yaptığı pisliği temizlesin." "Altında kalsın,cezasını çeksin" dersin böylece sen de rahatlamış olursun...
Kendimden pay biçiyorum.Çocukluk yıllarımda babamın vermiş olduğu yanlış kararlarla bütün aile fertleri etkilenmiş yoksulluktan kurtulamamıştık...Yani bir kişinin hatası hepimize mal olmuştu...Sadece kişisel kaprisleri sonucunda;bir kişinin yanlışından diğer fertler de etkilenmiş dünyaları zindan olmuştu...
Şimdi Kastamonu’da bulunmaktayım. Kayınçının branşında olmayan işlere körü körüne saplanmasıyla facia ile karşılaşması kaçınılmaz olmuş.İşin ilginç tarafı düştüğü felakete ailesini haberdar etmeyerek gittikçe yalnızlaşıp psikolojik bunalıma yuvarlanmış olması..
Aileyi toplayarak önce felaketin boyutlarınından herkesin haberdar olmasını sağladım.Önce ağlamalar sızlanmalar,Kendimi asarım,öldürürüm diye hayıflanmalar oldu.
Zamanla ortalığı sakinleştirdim.Herkesi bu sıkıntının psikolojik havasına alıştırdım.Aile promlemi kanıksayınca işin diğer boyutlarına el attım."Bütün yetki bende,ben ne dersem onu yapacaksınız" diye güvence verdim.Borcun boyutunu hesaplayarak kadınların yastık altındaki bütün altınlarını aldım.Evi ipoteğe verip uzun vade kredi çektim.Maden ocağında ki işçilere güvence sağladım...
Bugün buraya geleli on gün oldu.İşler yavaş yavaş yoluna girmiş durumda.Aile fertlerinin yüzü yavaş yavaş tebessüm etmeye başladı.
"Ne yapalım,düşmez kalkmaz bir Allah" diyorlar artık.
Kayınçımı karşıma aldım: "-Bundan sonra patronluğun kalmadı.Maden ocağına girip benim emrimde işçi olarak çalışacaksın" diye baskı yaptım...
O da yavaş yavaş gerçek yönünü görmüştü."Sigaramı yasaklama da ne yaparsan razıyım,enişte" diye suçlu gibi yavaşca bana boyun eğdi..
Hülasa insan dereyi görmeden paçayı sıvamamalı,hesabını ona göre yapmalı.Yoksa başına gelmedik belalar kalmaz...
Bu arada kendi stresimi atmak için de ayakta gezerken kitap okuyor,tuvalette bile şir yazıyorum..
Benim sonum da tımarhane olacak bu gidişle...
YORUMLAR
Galiba abi can senin sonunda benim sonum da tımarhane olacak gerçektren. Yazında anlattıklarına gelince. Maalesef Türk toplumunda gelenekselleşmiş bir alışkanlık var. Aileler hele erkek çocuklarına (istisnalar kaideyi bozmaz )D aha fazla bir anlayış gösteriyor ve onların yapmaları gereken görevleri üstlerine alıyorlar. O her zaman rahat olmalı. Sıcak sudan soğuk suya girmemeli. Bu durumu gören erkek çocuğu her şeyin merkezi olarak görüyor kendini. Sorumluluk duygusu gelişmiyor ve sonrasında sorumluluk aldığında ise bocalıyor.Sonra yıkımlar başlıyor. Böyle olmamalı aslında. Kız da olsa, erkek te olsa sorumluluk duygusunu geliştireceği fırsatlar verilmei çocuklara. Ben böyle düşünüyorum. Ben orta okul yıllarımda evin market alışverişini yapardım kendi başıma. Ben kaybetmedim kazandım. Güzel bir yazıydı. Kutlarım. Saygılar, selamlar
Bence hiç girmeseydin daha iyi ederdin çünkü sonuçta zararı sana dokunacak gibi görünüyor. Sen en iyisi kendini garantiye al derim ben, noolur noolmaz... Sonunda pazarı ve arabayı kaybetme ihtimalin de olabilir...
Yine de umarım ders çıkarmıştır da beklenilenler olmaz diyelim..
Sevgilerimle Ayhan...