- 693 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜMÜNE AŞK -6
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gülistan elindeki tepsiyle durduğu sırada, Ökkeş kızına bakarak ;
“ Kızım, askerlere getirmedin mi ayran ! “
“ Evet getirdim baba ! “
“ Onlara neden ikram etmiyorsun o zaman “
“ Tamam baba hemen götürüyorum. “
Babasının bu sözünden sonra, yüzünde hafif bir sevinç ifadesi belirdi. Heyecanını belli etmemeye çalışarak kapının dışında bulunan araca doğru, yürümeye başladı. Halil’ in tahmini doğru çıkmıştı. Gülistan’ ı görünce heyecanlanmış ve olduğu yerde çakılıp kalmıştı. Ayran tepsisi ile yanlarına geldiğinde kalbi duracak gibiydi neredeyse.
Gülistan, önce Mustafa’ ya uzattı ayranı. Mustafa aldıktan sonra, Halil’ e uzattı öbür bardağı. Ayranı aldı ve o sırada bahçeyi kontrol ederek, elinde tuttuğu notu gizlice Gülistan’ a uzattı. Gülistan bir an şaşırdı. Şaşkınlığı geçince, mahcup bir ifadeyle arkasını döndü ve evden içeriye girdi. Heyecan ve merakla odasına girdi. Kapıyı kapattı ve elindeki notu okumaya başladı.Notta:
“ Kara gözlüm, seni yıllardır rüyalarımda görüyordum. Allah seni burada karşıma çıkardı. Benim adım Halil. Bursalıyım. Askerliğimin bitmesine altı ay var. Seninle konuşma imkânı olabilir mi bilmiyorum ama en azından mektupla haberleşmek ve seni tanımak istiyorum. Buraya gelirken, bir çeşme görmüştüm .O çeşmeden bir kez su içmiştim. Tam arkasında bir taş vardı. Cevabını o taşın altına bırakırsan, haftaya pazar günü izin günüm. O zaman oradan alırım. Ama mektubu bırakırken çok dikkatli ol. Burası küçük bir yer ve seni zor durumda bırakmak istemem. Senin üzülmene dayanamam. Kendine iyi bak. “
Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştu. Hemen yerinden kalktı ve camın önüne geldi. Perdenin arkasından, Halil’ in olduğu tarafa baktı. Kendini bulutların üzerinden dünyaya bakıyor gibi hissediyordu. Uzunca bir süre daha baktı Halil’ e hayranlıkla. Tam o sırada dış kapının açılma sesiyle kendine geldi. Toparlandı ve elinde tuttuğu küçük kağıdı, yatağının en altına sakladı. Sonra emektar aynasının yanına geldi ve kendine baktı. Yüzü hala heyecanını yansıtıyordu. Yemenisini düzelterek odadan çıktı. Annesi gelmişti. Gülistan’ ı görünce ,
“ Kızım, dışarıda askerler var. İnşallah kötü bir şey yoktur. “
“Bilmiyorum anne, sen yoktun. Hüseyin ağabey geldi. Babamı sordu. Sonra babamlar geldiler. Bahçeye oturdular. Ben de ayran ikram ettim biraz önce. Neden geldiler bilmiyorum. Bir şey yoktur herhalde. Meraklanma sen. “
“ Aman kızım birden korktum . Olmasın zaten, biz garibanız. Ne hükümetle, ne de başkasıyla derdimiz olur. “
“ Neyse babama sorarız, onlar gittikten sonra “
Ayranını bitirdikten sonra, ziyaretin esas sebebi olan meseleyi nasıl açacağını ve bunu yaparken de Ökkeş’ i ürkütmemek için kelimeleri kafasında planlayarak konuşmaya karar verdi Ahmet astsubay.
“ Ökkeş bey, geçen gün kahvehanedeki konuşmamızda, senin üzerinde bir tedirginlik hissettim. O gün bana bir şeyler söylemek istiyormuşsun da sanki söyleyemedin gibi geldi. Aklıma takıldı bu durum. Seni o gün ilk defa görmüştüm. Çok samimi ve yakın hissettim kendime. Sakın yanlış anlama bu ifade alma gibi değil de , bir dost ziyareti sadece. Kimse konuşmuyor. O kadar insanla konuştuk o gün. Herkeste aynı tedirginlik vardı. Sanki birinden çekiniyorlardı. Bir tek sen konuşmaya cesaret edecektin ama bir kuvvet sanki seni engelledi. Seni sevdim ve sözünün eri, adam gibi adamsın Ökkeş bey. Bildiğin veya gördüğün bir şey varsa lütfen çekinme anlat bana. Zaten, otopsi sonuçları da geldi. Bu işi çözeceğim. Senin söylediğin her şey aramızda sır olarak kalacak. Sana ve ailene zarar gelmesine müsaade etmem.
“ Komutanım, benim için böyle düşünmen beni gururlandırdı.Ben, bu yaşıma kadar hem fakirlikle, hem de törenin getirdiği yükümlülüklerle boğuştum. Kendi canım için hiç endişelenmedim. Altı çocuğum ve hanımın can sağlığından endişelenirim hep. Onun içinde bugüne kadar onlara zarar vermemek için elimden geleni yaptım. Şimdi sana desem ki ağanın yakınlarına bak diye. Sen ağanın yakın adamlarına bakacaksın. Birisi sizi burada görecek ve ağaya yetiştirecek. Ağada benim imiğime binecek. Ya da aileme zarar verecek. Daha olmadı iftira edecek. Ben kalkamayacağım altından. Ben ancak bu kadar diyebilirim sana. Aman komutan benim başım kimseyle belaya girmesin. Benim ocağıma incir dikerler. Adım ispiyoncuya çıkarsa, o sıfatı ömrüm boyunca temizleyemem. Beni karıştırmayın ne olursun. Yoksa, bir tek kendi canım olsa, idama gitmekten çekinmem. “
“ Tamam Ökkeş bey, sen merak etme. Seni rahatsız eden ve huzursuz eden birileri olursa haberim olsun. Endişelenme sen. Geleli epey oldu. Ayran da iyi geldi. Sağ olasın. Bana müsaade. Bu kağıtta benim telefon numaram var. Bir sıkıntın olursa beni çekinmeden arayabilirsin. “
“ Allah razı olsun senden Komutan. Ararım elbet. Ama dediğim gibi beni zorda bırakmayın. Yoksa buraları terk etmem gerekir ve hatta öğrenirse ağa sonumuz hiç iyi olmaz. “
“ Tamam, sen endişelenme. Ben bu işi çözeceğim.Allah ısmarladık. “
“ Güle güle komutan. Allah kolaylık versin. “
Araca doğru geldiğini gören Mustafa ile Halil hemen esas duruşa geçerek selam verdiler. Mustafa kapısını açtı ve Ahmet astsubay yerine oturduktan sonra hareket ettiler.
Yol boyunca Ahmet astsubay düşünceli bir haldeydi. Kaşları çatılmış ve sanki kendisiyle konuşur gibi bir hali vardı.
“ Ağam, sizinle yukarı mahalleden Abbas görüşmek istiyor. Alayım mı içeriye ? “
“ Al oğlum al. Bekletme. Gelsin hemen. “
Abbas,ağayı köydeki olaylardan haberdar ederdi. Kim ne konuşmuş, ne yapmış hepsini anlatırdı ona. Sonra da ağa olayları ve konuşanların cezasını kesmeye kalkınca, insanlar saf ve hiçbir şey bilmez Abbas’ ın söylediğini tahmin etmedikleri için, ağanın nereden bildiğini sorgularlardı beyinlerinin içinde. Yıllar yılı bu şekilde devam etmişti. Çok dikkatli davranmıştı bugüne kadar. Falso vermemek için gayret gösterirdi.
“ İyi günler ağam. Sağlığına duacıyım ağam. Sana anlatacaklarım vardı da o yüzden rahatsız ettim sizi.”
“ Hoş geldin Abbas. Anlat! Dinliyorum seni. “
“ Ağam, bugün jandarma geldi köye. Onları görünce merak ettim. Uzaktan takip ettim. Ökkeş’in evine gittiler. Onun bahçesinde epey bir süre oturdular. Onu haber vereyim dedim. “
“ İyi etmişsin. Peki ne konuştuklarını duydun mu ? “
“ Duyamadım ağam. Yaklaşamadım. Astsubay girdi bahçede oturdu Ökkeş ile. Dışarıda da erler onu bekliyordu. Aslında bir bahaneyle oradan gelip geçerken dinleyecektim ama kuşkulanmasınlar diye yapamadım. Sadece uzaktan seyredebildim onları. Ama epey hararetliydi konuşmaları. Hemen koştum geldim sana. “
“ Sağ olasın Abbas.”
Dedikten sonra, cebinden çıkardığı paraların içinden bir elli lirayı Abbas’ a uzattı. Abbas önce almak istemedi. Ağanın ısrarı ile aldı ve cebine attı. Geri geri yürüyerek kapıdan çıktı ve gitti.
Ağanın canı sıkılmıştı. Bu durum hiç hoşuna gitmemişti. Bu astsubay çizmeyi aşmaya başlamıştı.
“ Belki de başka bir iş için gelmiştir. Ökkeş öyle boş boğaz biri değildir. Konuşmaya cesaret edemez. Benden çekinir. “ dedi kendi kendine. Hemen telefonun yanına gitti ve numaraları çevirdi.
“ Alo ! Nerdesin Allahın cezası! Senin yüzünden, bir sürü sıkıntı çekmek zorunda kalıyorum. Madem doğru dürüst ateş edemeyeceksin, niye taşırsın o tabancayı. Buralara gelmeye kalkma. Soruşturma devam ediyor. Başının çaresine bak. Ben arkanda değilim. Yakalanırsan da ben senin için hiç bir şey yapmam. Bunu bilesin. “
“ Ağam! Özür dilerim ağam. İnan ki çok üzgünüm. Vicdanım zaten beni rahat bırakmıyor. Kaç gündür oradan oraya kaçıyorum. Hayalet gibi oldum. Ağam, tamam yakalanırsam beni tanıma. Ama ne olur aileme sahip çık. Ben düzenimi tutunca, onları yanıma aldırtacağım. O zamana kadar onlar sana emanet.
“ Tamam. Haydi dikkatli ol ve buralara gelme ! İşlerini hallet ve bir an önce al aileni yanına. “
“ Tamam ağam. Allaha emanet ol “
“ Haydi kapat artık. Bu telefon hayrına çalışmıyor. “
Dedikten sonra ahizeyi sertçe yerine bıraktı.
Kalakalmıştı öylece olduğu yerde Halit. Bir kurşunla hayatı alt üst olmuştu. Evinden ve ailesinden çok uzaklara itmişti o uğursuz kurşun. En önemlisi de, küçük çocuğun acıyla kıvranan o hali beynine kazınmış ve aklından çıkmıyordu. Olaydan sonra, aklı başına gelir gelmez oradan kaçmıştı. Belki de kaçmamalıydı ama o şaşkınlıkla yapmıştı. Sonrasında olaylar çorap söküğü gibi gelişmişti. Eve gelerek, kötü günler için biriktirdiği parayı aldı ve hanımına fazla bir açıklama bile yapamadan çıkıp gitti. Şimdi ise ağa için yaptığı o kadar hizmetin karşılığını bu şekilde alıyordu. En çok ta o koyuyordu.
“ Keşke o gün teslim olsaydım adalete. “
Dedi pişmanlığını anlatırcasına sessizce kendi kendine.
Komutan gittikten sonra biraz daha oturdu bahçede Ökkeş. Yüzünde endişeyle karışık rahatlama ifadesi vardı. Akşam yemeğini hazırlayan kızının yanına gelerek çağırmasıyla içeri girdi. Oğullarını, Komutanın konuşmasına başlamasıyla, kaş göz işaretleriyle içeriye göndermişti.
İçeriye girdi ve sofranın başındaki yerini aldı.
DEVAM EDECEK
Nermin KAÇAR 19.07.2009
YORUMLAR
Değerli yazar kardeşim Nermin hanım geç de olsa ,öncelikle günün yazısını kutluyorum.Bütün bölümleri roman tadında okuma şansım olduğu için seviniyorum.Çok güzel bir roman.Tebrikler kaleminize sağlık. Okuduğumuz yerler gözümüzde canlanıyor ...Başarılarınızın devamı dileklerimle...
Sevgili Nermin,
Yazdıklarınızı okudum. Güzel, oturmuş bir üslubunuz var. Bunun bir hikaye olmayacağını söylemeliyim; çünkü teknik olarak bu bir roman girişi. Kişiler, olaylar ileride olay örgüsünü geliştirmeye müsait bir durumda. Kişileri ve mekanı daha detaylı vermek için geri dönüşler yapacağınızı, daha doğrusu yapmanız gerektiğini düşünüyorum. Yazacaklarınızın planlamasını yaptınız mı bilmiyorum; ama bu yazıda romanın planı da çıkmış görünüyor...
Yazınızda birkaç yerde imla hatasına rastladım. Sanıyorum gözden kaçmış, edat olan 'de, da'ları bitişik yazmışsınız. Noktalama ve imlaya azami dikkati gösteriniz.
Güzel bir roman çıkacağına inanıyorum. Devamını takip edeceğim... Başarılar diliyorum...
Sevgiler...
cinar39 tarafından 7/21/2009 11:25:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yazar kardeşim,Olayları en küçük teferruatına kadar ilmek ilmek işlemen ve yaşanan gerçekleri işlemen ne kadar toplumsal içerikli bir yazar olduğunu ortaya çıkartıyor...
Öyküyü okumak insana keyif veriyor.Senden guru r duyuyorum...
Saygılar ve sevgilerimi gönderiyorum.selamlar...