- 573 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖNCE HÜZÜN SONRA ........
C şehrinin tenine yoksulluk sinmiş mahallerinden bir tanesinin hüzün yapraklarıyla saçları süslenmiş sokağındaki ahşap binada, ömür sandığındaki yaşam sermayesini fütursuzca harcıyordu.Zeytin karası gözlerinde şimşekler çakan,alnı yer yer ince çizgilerin işgaline uğramış genç adamın -otuzuna yeni merdiven dayamasına rağmen-şakaklarına ,çile mevsiminin ayazlı günlerinde kar taneleri aheste aheste düşmüştü.İş yeriyle kendi iç aleminde sürekli karamsarlık bulutları yüklü seyahatler yaptığı evi arasında gün tığıyla zaman geçirme danteli dokur,muhitindeki insanlarla samimi münasebetlere girme noktasında teşebbüs bayrağını açmaktan şiddetle kaçınırdı.Yalnızlıktan tariflere sığmaz derecede hoşlanır,sessizliğin kalp atışlarının duyulduğu kuytu mekanlara karşı yüreğinde aşka benzer hisler uyanırdı. Ailesini tabiat sarayını koyu karanlığın yorgan misali sarıp sarmaladığı bir gece yarısı çıkan itfaiye ekiplerinin tüm yoğun gayretlerine rağmen güç bela söndürdükleri yangın cehenneminde yitirmişti.Az nüfuslu,geçim kaynakları tarım ürünleri ve elde edilen ürünlerin ticaretine dayanan,aynı zamanda mert,sözünün eri sayılan insanlarıyla nam salmış yerleşim merkezine ,arkadaşının tavsiyesi üzerine ; ama hakikat planında zihin taşına kazınan bacasından acı tüten hadisenin derin izlerini bir nebze de olsa silebilmek için taşınmıştı.Lakin yaklaşık yedi ay evvel gerçekleşen vakanın menfi tesirlerini ,hafıza toprağının derinliklerine gömemediğinden kendini toplumdan mecburi ilişkiler haricinde soyutlamış,dar kabuğuna çekilmiş,altına imzasını akıllıca koyduğunu sandığı kararın doğruluğuna duygu selinin sert parmaklarının dimağ kapısının düşünceler adlı tokmağına teması nedeniyle canı gönülden inanmıştı.Kader perdesinin çiçek motifleriyle bezeli yüzüne yazılan takdiri ilahi bestesinden bihaber oluşu ,ruh ovasının dert bulutlarıyla kaplı semasından azıcık çabayla umut ve saadet güneşinin sevimli ışınlarına kucak açacağı gerçeğine sırt çevirmesine neden olmuştu.Sanki dünya ,sevgilisinin ekseni dairesinde dönme hareketine ,elveda nameleri yazmış,ümit gülleri ebediyet alemine ,ölüm tabutlarının solgun kanatlarında göç etmişti. Kuşların dallarda şarkılar söylediği,yarin hasretiyle bağırları yanan çiçeklerin tatlı tebessümlerle doğa anayı çekiciliğin doruk noktasına taşıdığı ,yeniden uyanış ve canlılık mevsiminde, öykümüzün keder ülkesinin prensi , öğle vaktini gül bakışlı bir eşin ,masumiyet havuzunda sineleri yoğrulmuş yavruların şeker deresinde yıkanmış seslerini duymaktan mahrum duvarlarlarla çevrili odasındaki yorgun kanepede dinleniyordu.Biraz sonra dışarı çıktı,çukurların hakimiyetinde esaret fıçısına çile yığan toprak yolda ilerlerken yüz metre ilerdeki çayırlık alanda ,annesinden üç dört saat önce koparılan kuzucuğun ayrılığı unutup neşeyle oynadığını,zıpladığını gördü.-Mini mini yavrucağın merhametli fani koruyucusu ,saatler önce gerçekleşen çetin bir pazarlık sonrası zengin müşteriye iyi bir fiyatla satılmıştı-. Keder sisiyle örtülü dağın karanlık mağarasındaki kelebek(genç adam) aniden daldığı uykunun zincirlerinin kırıldığını hissetti,saliseler saniye atlarını ışık hızıyla kovaladı; nazar oklarını içindeki tasa heykelinin avuçlarındaki yaşlardan ayıramayan delikanlı,gizli bir elin lütuf dokunuşuyla sağlıklı düşünceler üretme gemisiyle ferah denizine doğru yelken açtı.Merhamet çeşmesi annesinin,çınar gibi sağlam iradeli babasının,gül kokulu kardeşinin emanet mühürlü canları kuş olup uçmuştu; fakat yaşam treninin vagonlarında sadece gam,kasvet kaygı tabaklarında yemek servisi yoktu.Şimdi kendini rahim(anne rahmi) beldesinden imtihan diyarına inen bebek hafifliğinde hissediyor,inayet nimetini esirgemeyen Mevla’ya şükür cümlelerinin samimiyet rayihası kokan elleriyle yalvarmanın eşsiz güzelliğini hücrelerine değin yaşıyordu.Hüzün ikliminden mutluluk atmosferine hicret Alemlerin Gerçek Sultanı’nın engin kudretiyle tecelli aynasının göbeğinde gerçekleşiyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.