Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL
@fikret-tezel

ÇÜRÜK MEYVELER

15 Temmuz 2009 Çarşamba
Yorum

ÇÜRÜK MEYVELER

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1296

Okunma

ÇÜRÜK MEYVELER

ÇÜRÜK MEYVELER



Yıllardır muhtarıydı köyünün. Namuslu,şerefli,çalışkan ve dürüsttü. Öyle bilindi, öyle se
vildi. Elinden gelen hizmeti esirgemedi köyünden. Avanta, hırsızlık, rüşvet peşinde olmadı.
Aslan gibi bir erkek evlât, tertemiz, melek gibi de bir genç kız yetiştirdi.
Oğlu daha büyük olduğu için önce o mezun oldu üniversiteden. Kaymakamlığa atandığı gün
bayram ilân edildi köyde. Davul zurna ile halaylarla uğurlandı görev yerine. Başı dimdik oldu
alnı parladı o gün Muhtar Halil’in. Gurur duydu oğluyla.

İç Anadolu’nun güzel bir ilçesine kaymakam olarak atanmıştı Muhtar’ın oğlu Aydın. Babasın
dan aldığı ahlâk terbiye ve nasihatları hiç unutmadan başladı görevine. Namusuyla şerefiy
le hizmet etti ilçe halkına. Kısa sürede o da sevildi sayıldı.

Başı kapalı masum yüzlü bir kız çıktı karşısına. Kısa sürede gönül verdi ona. Karşılığını da aldı. Ailesini ilçesine davet etti. Dünür olundu söz kesildi düğünleri yapıldı. Mutlu bir şekil
de ayrıldı Muhtar oğlunun kaymakamlık yaptığı ilçeden. Sonunda çok sevdiği biricik oğlu
nun mürüvvetini de görmüştü.
Dönüş yolculuğunda hiç susmadı.Hep anlattı eşine. Mutluluğunu dile getirdi saatlerce.

- İşte hanım Allah’ın adaleti bu. Yıllarca tek bir yanlış yapmadan helâlinden besleyip büyüt
tük. O da bize bu güzel günleri gösterdi. Şükürler olsun, diyordu.

- Evet bey. Emeğimizin karşılığını aldık. Şükürler olsun...dedi kadın..

Güzel geçti evliliğin ilk günleri. Mutlu oldular kaymakam ve eşi.
Bir süre sonra eşinin geçmişi hakkında dedikodular gelmeye başladı Kaymakam’ın kulağına.
Gençliğinde pek masum değilmişti . İlçenin çok genciyle gezmiş gönül eğlendirmişti. Hat-
ta onunla yaşadıklarını orada burada anlatan erkekler olmuştu.

Acaba kendisinden kayırmacılık isteyen, yolsuzluğa teşvik edip karşılık bulamayanlar kas-
ten mi çıkarmışlardı bu dedikoduları ?
Kaymakam Aydın böyle avuttu kendini. Olmayacak şey değildi. Yolsuzluklarına göz yumma
dığı, rüşvetlerini geri çevirdiği kişiler olmuştu gerçekten.

Huzuru kaçmıştı bir kere. Eşinden gizli tayinini istedi bu ilçeden. Kısa sürede tayini ger
çekleşti. Bu defa Ege’nin güzel bir ilçesinde göreve başladı. Burayı daha çok sevdi. İnsan
ları daha bir sıcak geldi. Dedikodulardan uzak kalmak eski huzurunu da yerine getirdi.

Bir süre sonra bir oğlu dünyaya geldi. Annesi babası torunlarını görmeye geldiler. Sevindi
ler , mutlu oldular ailece.
Derken bir de kızları oldu aynı ilçede. Babasından aldığı ahlâk ve terbiye ile yetiştirmeye
başladı çocuklarını.

Yıllar sonra İstanbul’un bir ilçesine tayini çıktığında oğlu Savaş delikanlı, kızları Kübra ise
genç bir kız olmuştu. İkisi de okuyorlardı babaları gibi.

Oğlunun üniversiteye ilk başladığı yıl bir hırsızlık olayında göz altına alındığını duyan Kay-
makam Aydın beyninden vurulmuşa döndü. Derhal karakola koştu. Ciddi şekilde hırsızlık
la suçlanıyordu oğlu. Onunla görüştüğünde oğlu ,masum olduğunu, iftiraya uğradını haykır
dı. Kaymakam komiser beyin yanına döndüğünde, oğlunu hırsızlıkla suçlayan kişi de ora
daydı. Bütün delillerin aleyhte olduğu söylendi.

- Bakın ,ben bir kaymakamım. Oğlum da pırıl pırıl bir genç. Üniversite öğrencisi. Onu çok
ağır yüz kızartıcı bir suç olan hırsızlıkla itham ediyorsunuz. Çok iyi düşünün. Bu bir ifti
raysa, bu işin vebâlinden kurtulamazsınız.Zabıtlara da geçin lütfen. Eğer bilerek iftira
atıldığını anlarsam sizi vurmaktan kaçınmam. Ve şunu da söylüyorum. Bu çocuk bu suçu
gerçekten işlemişse ,en ufak bir ayrımcılık ya da af dilemem. Şimdi iyi düşünün ve ona göre
davranın, deyip çıktı karakoldan.

Kısa süre sonra oğlunun salıverildiğini gördü. Sevinmek istedi fakat olmadı. Evdeki davra
nışlarından ve konuşmalarından olayın bir iftira olmadığını gördü. Oğlu gerçekten bu hırsız
lığı yapmıştı. Kaymakam buna kesinlikle inandığı halde ne oğluna ne karısına ne de polise bu
nu açıklamak cesaretini gösteremedi.

Yıllarca alnındaki bu kara ile yaşamaya çalıştı. Hep ağrıdı başı, utandı karardı yüzü. Kimse
lere söyleyemedi. Oğlundan da soğundu. İntiharı bile düşünür oldu ama beceremedi.

Gün oldu , önce kızı evlendi. İktisat bitirip bir şirkette çalışmaya başlamış ve iş yerinde tanıştığı bir gençle evlenmeye karar vermişti kızı Kübra. Oğlu hep üzdü onu. Benzer olay
lar sık sık gündeme geldi. Sürekli oğullarının hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar.
Okulunu da bir türlü bitiremedi Savaş. Kaymakam Aydın’ın adeta yüz karası oldu...

Evliliklerinin üzerinden bir kaç yıl geçmişti kızlarının. Elinde bavulu ile babaevine döndü Kübra.Yıkıldı kahroldu Kaymakam.

- Dövüyor baba. İçip içip dövüyor beni, dedi kızı. Dayanamıyorum artık...

Akşam sarhoş olarak kapılarına geldi damat. İçeriye buyur ettiler. Kaymakam ayrı bir oda
ya aldı damadını. Konuşmak istedi.

- Oğlum ne diye böyle yapıyorsun ? İçki,dayak...hangi kadın dayanabilir buna ?...

- Sen, sen adam mısın Kaymakam ? Kaymakam olmak yeter mi adamlık için ?

- Ne diyorsun oğlum ? Ben sana ne yaptım ?

- Daha ne yapacaksın be, daha ne yapacaksın ?

- Ne yaptım oğlum ? Söyle ne yaptıysam...

- Sen adam olsan önce kızına sahip çıkardın. Onu bana kız olarak tertemiz verirdin. Kızın
bana geldiğinde duldu senin..anladın mı duldu !..

Bu sözler kurşundan beter geldi Kaymakam’a. Başında derin bir ağrı hissetmeye başladı önce. Sonra ellerini ayaklarını kıpırdatamamaya başladı. Dili tutuldu, konuşamadı.

Yıllarca tekerlekli bir sandalyede hareketsiz oturarak sustu. Uzaklara hep uzaklara baktı.
O uzaklarda alnındaki üç karayı gördü. Karısı, oğlu ve kızı.

Karısı çürük bir ağaç, çocukları ise o çürük ağacın çürük meyveleriydiler.

Oysa o bunları hiç de hak etmemişti.

Fikret TEZAL

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çürük meyveler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çürük meyveler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇÜRÜK MEYVELER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
eyidas
eyidas, @eyidas
10.11.2009 10:01:05
Sıradan bir hikaye, abartılarla dolu tam bir Türk filmi olmuş. Hayatta her şey insan için, hikayedeki olayların yaşanabilirliği yüksek olsa da düşünce ve yaklaşım tarzı fazlaca sabit. Ayrıca damat olayı var düşüncelerime uygun gelmeyen, madem evlendiğinde bakire bir kız istiyordun bakire olmadığını anladığında neden söylemedin? Artı evlendiğin kızın bakire olmaması senin içmeni ve şiddet uygulamanı mı gerektiriyor? Gibi sorularla yorumu uzatabilirim. Neyse tek tek ele almadan ben buradan yavaşca gideyim.
Böyle yazılardan sonra anlayış ve düşünce yapımı analiz edebiliyorum, bu anlamda sizi kutlarım :)
çiğdem aydın
çiğdem aydın, @cigdemaydin
15.7.2009 22:58:24
Allah bu acıyı kimseye tattırmasın.NeAcıymış Aydın Bey için.
Duygu dolu bir o kadar hüzünlü bir hikaye olmuş
lizeya
lizeya, @lizeya
15.7.2009 20:13:12
bence, bu çürüklük değil..ne yani dedikodu olamaz mı?
ve insan hapse de girebilir..gençler hata yapar..
abartı bu çürüklük lafı, bence..

yine de ilgiyle akudum arkadaşım..
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
15.7.2009 19:27:13
7 puan verdi
Fikret bey güğzel ama güzel olduğu kadar da hüzünlü bir hikayeydi. Maalesef bazen insan istediklerinin hiçbirine kavuşamaz. Kaymakam için de aynı olmuş sanırım. Kutlarım efendim.
UÇUK
UÇUK, @ucuk
15.7.2009 18:34:03
10 puan verdi
sizin kaleminizden...
yine harika bir yazı daha okudum..
saygılarımla..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.