- 973 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Yarım akıl, tam yürek!..
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Herşey yabancı sana. Hiçbirşey koyduğumuz yerde değil. Kuru dallı çam ağacına iliştirdiğin bez parçaları sahi umutların mı senin?
Sen gözlerini karanlıklarda unuttukça, ben kelime karşılığı olmayan can yanışlarımda boğuluyorum. Sağırlaşıyor kelam ile kalemim. Varlık içinde yokluk gibiyim. Ey yar! Zamansız ölüm seninki.
Bedenin canlı olsa ne yazar? Ruhun konuşmadıkça...
Çizemedim çaresizliğini; avuçlarımda yangın! Tutamadım karanlığa kaptırdığın bakışlarını... Zaman faili bu alaboranın. Sen dedi akrep, yelkovana inat. Aldı götürdü seni ışıksız sahralara. Kavga ettim gecelerle. Odamın duvarlarında siluetini biriktirdim usanmadan. Hep seni gösterdi aynalar. Kah prangalar vurdular ayaklarıma, kah kırık begonya gülüşleri yapıştırdılar tebessümlerime. Oysa sen derdin bana; bir gülüşün yeşil iklimlerle yarışır diye. Peki ya şimdi; kırık bir pikap iğnesi elimde kalan. Eskimiş diye giymediğin düşlerini dikiyorum.
Sesimi, soluğumu yitiriyorum seni ararken. Şimdi gözlerimle bağırıyorum göz bebeklerine. Kıyıya çarpıp geri geliyor medetlerim. ’Yangından çıkmış bir ağaç kadar sabırlı olamadın mı?’ diye sövesim geliyor içimden...
Bir devrimcinin esir düşme korkusu seninkisi. Veremli bir türkü mü söyleyemediğin? Yalancı çobanın söndürmeyi unuttuğu ateş gibi büyüdükçe büyüyor çaresizliğin. Ateşler bitirdi avuçlarımı; tutamam. Bağırmalarım zincirlerde. Terk edilmiş bir memleket misali yapayalnız benliğim. Yorgun bir coğrafya, küflü bir dilim ekmek gibi viranelerde varoluşum. Bu yitikliğim senin uğruna ey yar!
Beni de azaltarak tüketiyor bu karanlık. Güneşi giydiremez oldum gölgelerine. Sen soğudukça; bir ızdırap dikenli tel olup dokunuyor bam telime. Suçumuz günahkarlığımızsa eğer; ben de ümitler bitmez yaradandan ötürü. Bir kapı kapanır, bin kapı açılır elbet.
Hep uzak bildik aydınlığı. Cennet sarp dağların ardındadır diye kısa yoldan cehennemi seçeriz bilmeden. Oysa ki; bilmeden işlenen suçlar kimi zaman müebbettir. Gece karanlığı emzirirken; sütten kesilmiş aydınlık zayıftır belki... Ama uzak değildir ey yar!
Çölde; susuzluğun ayyuka çıktığı yerde, sinsi oyunlar peydahlanırken; ben son bir karanfil gibi taşıyacağım aydınlığımı.
Ufku döven bir demircinin bakır düşlerinde soluklanacağım. Mabedimin sedasında şafaklar sökeceğim karanlığa inat. Med-cezir takvimlerini aralayacağım kimi zaman, unutmayacağım hiç bir anımı.
Varsın nesli tükensin aydınlıkların. Ve yine seveceğim hayatı yarım akıl, tam yürek!
Hanife ŞEKER...
YORUMLAR
soluklanacağım. Mabedimin sedasında şafaklar sökeceğim karanlığa inat. Med-cezir takvimlerini aralayacağım kimi zaman, unutmayacağım hiç bir anımı.
Varsın nesli tükensin aydınlıkların. Ve yine seveceğim hayatı yarım akıl, tam yürek!
çok güzel o güzel yüreğiniz dert görmesin
saygılar:)))