- 655 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ahlak ne ki?
düşündüm de içinden çıkamadım.
ahlak nedir? kimin ahlakı? hangi insanın, hangi kültürün, hangi dinin?
ahlaksız kim? kime göre? neden? nasıl ahlaksız oluyor biri birine?
ahlak dekolte midir, çarşaf mı?
çuvallasak denize atılır mı?
ekmek arası katık olur mu ondan?
mafya babaları ahlaksız mı şimdi?
ya da fahişe?
gösterene bakmak mı ahlaksızlık, bakana ’ahlaksız’ demek mi? bakmamak mı ya da
ne bu ahlak, klişe haricinde sözü olan var mı?
benim ahlakım senin ahlakını ahlaklandırır.
herkesin ahlakı/sızlığı kendine mi ya da?
benim arazimdeki suya sulandığında susuz komşum onun dudağını çatlatmam mı ahlak, su vermek mi? ya da verip, tepesinden iki kova su da üstüne boşaltmak mı?
sınırlar ahlaki midir?
yolda yürürken laf atana ’ahlaksız!’ diyen, neden o kişi biraz uğraşıp onu tava getirdiğinde ona bu sefer mesaj atmazsa, ilgilenmezse ’ahlaksız’ diyor?
sınır bu mu yoksa?
kabul kabulsüzlük...
e ama hangisi hangisi?
kabul mu ahlaki kabulsuzlük mü?
aynı fim kaç kere izlenince ahlakın kimyası bozulur?
ipek mendile sümkürmek ahlaksızlık mıdır?
sümkürmek yerine burun silmek mi demeliydim?
ahlaksızlık mı yapmış oldum?
sonunda üzeceğine baştan yaklaşmamak mı ahlakidir, sonunda üzdüğünü başından savmak mı?
ahlak et yemeğine benziyor biraz. çeşit çeşit yapımı ve sunumu var; ama herkes et sevmeyebilir; ya da bozuk etten yapılan et yemeği mideyi bozabilir.
kız arkadaşı veya karısı ile sokakta yürürken görülmemesi imkansız bir görüntüyü gördüğünde göz ucuyla süzen mi ahlaksız, bunu yapmasına rağmen insanlara ’başkasının karısının kızının namusuna niye göz dikiyorsun’ diyen mi?
benim memurum işini bilir düzeni mi ahlaksızca, memurun işi bilmesi mi?
bence ahlak din gibi kişisel zevk için kullanılan bir baharat çoğu zaman.
ahlakı överken ahlaksızlık yapmayan o kadar az ki, bütün bu sanallıktan bir avuç reel çıkmıyor bu nedenle...
biri miting yapıyordu bir yerde. binlerce insan var orda ve o biri dedi ki: ’falanın, filanın eline üç koyun verseniz güdemez bunlar. bunlara x şehri teslim edilmez!’
ne demek istiyor o biri? tersten oku:
ben güderim!
ohhhşaaa öküzüm ohhhşaaa! ile
nedir ahlak ya?
güden mi ahlaksız güdülen mi?
ahlak huy/seciye kelimesinin çoğulu... ne demiş atalar: ’can çıkar huy çıkmaz!’
bir de ’besle kargayı oysun gözünü’ demişler. niye ’besle köpeği, ısırsın fıtığı’ dememişler de ’karga ve oyma’yı aynı karede zikretmişler?
şimdi puzzle’yi birleştirelim.
o biri
gütmek
güdülen
falan
filan
sürü
karga
köpek
fıtık
göz
ohşaaa
ve ahlak!
olay tamamdır. anlaşıldı ki:
ahlak bir kuru dava imiş
muamelatta salça olmayınca
not: marmelat değil, muamelat
bir kişinin kendinde olmayan meziyetle dışa övünmesi mi ahlaksızlık, olanla -dışa değil- kendine övünmesi mi?
bir ön şart belirledik. filan işi yapmak ahlaklılık, yapmamak ahlaksızlık... ahlak böyle böyle dalgalı tefsirleniyor işte. ’çok iyi kepçe operatörüyüm’ diyenin sözüne itibar edilmez, işine bakılır. bu böyledir yani, adamı bir teste sokarlar önce.
’ben sana aşığım nalan?’ nalan kadar başına taş düşsün kendinin aşığı; çünkü nalan ona verdiğinde nalanın saçlarından süpürge imalatına giriyor.
bir iddiam var. yıllar sonra salatalık ekmeye gerek kalmayacak. salatalıkta ne varsa hepsi yapay ortamda ortaya konulacak ve hatta ağız diş v.s kullanımı sayılırken yeme denilen iş tamamen bitecek. daha olmadı tat ve lezzet v.s hisleri de nöronlara ihtiyaç kalmadan direk beynin algısına sunulacak.
o zaman ahlak ne olacak?
bunu bugünden konuşmak ahlaki mi ya da?
holigan ahlakçılık
falan filan ne der diye
ona buna yaranmak adına
kendine ve
hatta tanrıya
sana ait olmayan meziyetle donanmak
o meziyetin iddiacısı olmak
senin içinin gittiğinden kaçınmak
ama imrenmek dudak ısırmak
benim ahlakım bana seninki sana
eniştem içki içmezdi; ama özellikle müslümanların kutsal saydığı günlerde evinde içkili parti verirdi.
Allahın günü mü kalmadı da o gün diye baksak olaya, klasik insan tepkilemesi ile karşılaşırız. onun ahlaki anlayışı bunu ona doğru ve yapılabilir görürken, teyzemi namaz kılarken secdede arkadan tepiklemesini okuduğunuzda bir yüz ekşitir kiminiz, birinciye bir gerekçe var da ikinciye bulamaz.
ben ona da bir gerekçe buldum: gerekçesizlik...
adam despot canım ne olacak, kafasına göre takılıyor. tebasının da ona tabi olmasını bekliyor. e madem güdülmeyecektiniz ne işiniz vardı bu sürüde hesabı...
başörtülüler arabistan’a gitsin! gitsinler tabi! ne işleri var laik ittihatçıların rejiminde onların?
travestiler, fahişeler süründürülsün/sürülsün! bak tam burada başörtülüler de destek verdi birden onları sürdürmek isteyenlerin lafına...
camilere sandalye konulsun! ömründe camiye gitmeyenler el kaldırdı: kabul!
saçmalama hakkını dibine kadar kullanma özgürlüğüne şükür diyelim ne diyelim.
meselenin özü çoğalmışlık hep... azı çoğalta çoğalta
kuyrukta beklerken sıkılan ve hey ahali yan bakkala yağ gelmiş yalanını yumurtlayan şapşalın kendi yalanına inanıp yan bakkala koşması...
bir de şu var: ahlak deforme olmuş bir kelime. sarkmış...
ahlakı iyi
ahlakı kötü
ahlaksız!
hangi ahlakın yokluğu kastediliyor? akla hemen iyi ahlakın olmadığı geliyor değil mi?
niye de?
şartlandırılmışlık
ahlakın yaptırım gücü örneklemeleri:
beğenir
beğendiğini kuru kuru beğenir
beğenir
beğendiğiyle beyninde sevişir
beğenir
beğendiğiyle sanalda sevişir
beğenir
beğendiğiyle teke tek sevişir
beğenir
beğendiğiyle grup sevişir
beğenir beğendiğiyle bilmem ne bilmem ne
sonra
inanır
inandığına kuru kuru inanır
inanır
inandığına beyninde inanır
inanır
inandığını hayatına taşır
inanır
başkalarının hayatına da taşır
inanır
yaşamayanları öldürür
ve şimdi
konu ahlak...
en baştaki cümleler okunur, daha varsa söylenecek söz söylenir
yesinler ahlakı...