Aslında Çok Yanılıyoruz!
Hayatımızda en olmadık kısacık zamanlara neleri sığdırıyoruz da bir birbirimizi sığdıramadık şu koskoca hayatlarımıza. Şimdi düşününce ne acı… Büyük hayaller, birbirine söylenen koca koca laflar ve umutlarla başlanan o büyük aşka! Sadece tek bir kelimeyle bezgin bir halde son verebiliyoruz. Hiç yaşanmamış farz edebileceğimizi, arkamızı dönüp gittiğimizde kolayca unutabileceğimizi ve bıraktığımız yerlerden hayatlarımıza devam edebileceğimizi düşünüyoruz. Aslında öyle çok yanılıyoruz ki! Hiç bir şey eskisi gibi olmuyor. Ne hiç yaşanmamış farz edebiliyoruz ne de arkamızı dönüp unutabiliyoruz. Hayatlarımız bıraktığımız yerde duruyor ama bizler o hayata tek başlarımıza kolayca alışamıyoruz. Sadece alışmaya çalışıyoruz. Unutmaya, başka başka hayatlar kurmaya, yeni hayaller bulmaya çalışıyoruz. Sonra… Kurduğumuz bu sahte hayallere kendimizi inandırmaya çalışıyoruz. İçimizde ki boşluğu doldurmaya, vicdanımızın sesini bastırmaya, yalnızlığımıza ilaç bulmaya… yepyeni sokaklar keşfediyoruz içimizde ki boşlukta. Kalabalık, sakin, bir yanı hırçın, bir yanı uysal. Daha önce görmediğimiz bu sokaklar da kendimizi arıyoruz. Kaldırım taşlarında, her köşe başında; hatırları, arkadaşları, mutlulukları… kaybettiklerimizi! Hala arıyoruz umutsuzca. Hala bekliyoruz. Bir gün geri gelecek geri getirecek eski günleri diye. Aslında çok yanılıyoruz! Giden geri asla gelmeyecek, eski günler de. Ne kaybettiklerimizi bir daha kazanabileceğiz ne de umutlarımızı, mutluluklarımızı. Her şey olduğu yerde kalacak. Geçirdiğimiz günler geçmişte bizler o tanıdığımızı sandığımız ama aslında hiç tanıyamadığımız kendi içimizde! Yeni kurduğumuz düşlerle bıraktığımız hayatımızda!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.