- 1034 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
95 - CEZA
Onur BİLGE
Evimizde herkes birbirine karşı samimiydi ve her şey apaçık ortadaydı. Kimse kimseden bir şey saklamaz, bir süre saklasa da sonra uygun bir zamanda mutlaka söyler, aksi halde rahat edemezdi. Kulak yırtma olayı da açıklığa kavuştu. Annem, kimin ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Ablama ‘kaynanam’ derdi. Pek çok huyu ona benziyormuş. Göbek adı da onun adıymış. Hafifçe kamburluğu bile ona çekmiş. O da çok muzipmiş.
“Semiray’ın işi değil bu Lale’nin işi...” dedi. Dediği gibiydi. “Çünkü o, bunu planlayamaz. Etin yırtılacağını tahmin edemez. Ustaca planlanmış bir öç alış şekli! Yapsa yapsa kaynanam yapmıştır, bunu. Çocuğa öğretti, yaptırttı. Yapan, çocuk; kurtuldu diyelim; yaptırtan, yetişkin... Çok günah, çok! ” dedi ve ablama kızdı:
“Lale ne yaptın sen? Bu çocuğa intikam duygusunu öğrettin! .. Yüreğine kin tohumları ektin! ” dedi ona. “Artık hayatı boyunca deve gibi kin güdecek, senin gibi. Onu da kendine benzettin! İyi ettin! .. Aferin! .. Ne oldu şimdi? Kızın kulağı yırtıldı. İki gün sonra bitişecek. Yara kapanacak. Sen, ölünceye kadar vicdan azabı çekeceksin. Bu çocuğu zehirlediğin ve o çocuğu yaraladığın için günah
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 4
AYNA - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
amin allah hepimizi o günün degsetinden korusun.
arzunuzu gerceklestirmis olmaniz güzel tabi,ama birde okadar yoruldugunuzu bilmek biraz kiyamamak gibi bir duyguyu uyandirdi icim de.
elleriniz dert görmesin.
yazdiginiz her hikayede ögüt bilgi vardi.
binbir gece masallarinin sonu gelmesin.
yüreginize saglik.
Huylu, huyundan vazgeçer mi Uğur Bey? Can çıkar, huy çıkmaz. Öykülere malzeme kişilikler bir değil, binlerce...
Üç gün önce tansiyonum çok düştü. Öyküyü, misafirlikte kaleme almıştım. Bilgisayarda başkası yazdı, ben düzelttim. Sürünürcesine ekledim. İNTİKAM isimli öykümü. Asabiydi. İyiyim. Hatta çok iyiyim.
Bu maraton da çok yordu beni. Her geceye bir öykü yetiştirdim.. MUTLUYUM. Arzumu gerçekleştirmekte olduğum için...
Küçüklüğümde babam sorardı, nasıl bir masal kitabı istediği,mi:
_ "BİN BİR GECE MASALLARI olsun! Hiç bitmesin!" derdim.
Alır getirirdi. İncecik bir kitap... Kahrolurdum! He4r gün öğleyin kitap aramaya çıkardım. Arkadaşların evlerinde olmazdı. Sadece elden ele dolaşırdı. Sabaha kadar okur, bitirmeden asla uyumazdım.
Gece karnım acıkırdı. Kalkar ekmek kızartırdım. Tereyağı, peynir, çay... Vay ki vay!.. Ne güzel gecelerdi! Kaç hayata girer, kaç ömür yaşardım!..
Ben yaşadıkça öykülerim bitmesin! Öykülere doysun çocuklar!
Sizler de mutluluklara doyamayın!
Sevgiler, saygılar, sağlık, güzellik ve teşekkürler...
SEMİRAY :=)
Çok güzel bir anlatımdı yine zevkle okudum.
Kutlarım
Ablaanız hala aynı seyirde gidiyor mu merak ettim doğrusu.:>
Aile içi eğitiminize ve babanızın tutumuna hayran kaldım doğrusu.
Eskiden TV yokken ailelerde sosyal bir yaşam vardı fakat TV ler evlerin baş köşelerine kurulmayaa başladıktan sonra hayatları,zihinleri gasp etti, göz bağcılığı yaptı
TV ler sosyal yaşamı mahvetti
Ailelerde sohbet ortamını yok ettti