- 879 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Türkistan
Doğu Türkistan
Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türkler, yaklaşık olarak iki yüz elli yıldır Çin’in hâkimiyeti altındadır. “Çinlilerin SİNCANG adını verdikleri bu Türk topraklarında yaşayanlar, Mao nun iktidara gelmesinden sonra asimile olmayı kabul etmedikleri için, bu topluluğun fiziksel olarak imhasına yönelmişlerdir.
1949-1952 yılları arasında iki milyon sekiz yüz bin, 1952-1957 yılları arasında üç milyon beş yüz dokuz bin, 1958-1960 yılları arasında altı milyon yedi yüz bin, 1961-1965 yılları arasında da on üç milyon üç yüz bin kişi ya Çin ordusu tarafından, ya da uygulanan sistem gereği açlık, kıtlık ve hastalıktan dolayı ölmüştür. Bununla yetinilmemiş, Bu bölgeye Çinli nüfus yerleştirilerek, Müslüman Türk oranı %75 iken, bu oran % 40 lara düşürülmüştür.
Uygur Türkleri köylere sürülürken, Çinliler şehirlere yerleştirilmiştir. Türklerin Çinlilerle evlenmeye zorlandırılması da asimilasyonun farklı bir boyutu olmuştur.
Bununla da yetinilmemiş, Doğu Türkistan topraklarında nükleer denemeler yaparak çocukların sakat doğmaları sağlanmıştır. İki yüz on bin Türk, nükleer denemeler sonucu ölmüş, binlerce Türk de kanser gibi hastalıklara yakalanmıştır.
1997 yılı dört şubatında mübarek gece olması sebebiyle bir mescitte toplanan kadınlar Kur’an okurken, saçlarından sürüklenerek karakollara götürülmüş, mahallelinin istemeleri üzerine işkence ile öldürülmüş üç kadının cesedi toplananlara verilmiştir. Bunun üzerine çıkan olaylarda iki yüz Türk hayatını kaybetmiş, dört bine yakını da kamplara kapatılarak her türlü işkenceye maruz bırakılmıştır. Aynı yılın 8 Şubat sabahı ise bayram namazı için toplanan halkın namaz kılmaları engellenmiştir…
Liste günümüze kadar uzayıp gelmektedir.
Bilindiği gibi, Çin’de iktidara gelir gelmez bütün camilerin yıkılmaları emrini veren Mao Marksist felsefe ile yetişmiş, onun kültür ayağını temsil etmiştir. Karl Marx Das Kapital adlı eserini Charles Darvin’e ithaf etmiştir. Darvin de bilindiği gibi insanların yaratılmadığını, maymunlardan tekâmül sonucu oluştuğunu söyler. Bu bir teoridir. Teoriler ispatlanmamış fikirlerdir. Oysa, benzer konuda Mendel kanunu vardır. Yavrular ebeveynlerinin özelliklerini taşır düşüncesi ispatlanmış ve kanun haline gelmiştir. Buna rağmen hâlâ bu düşüncenin peşine koşanlarımız vardır.
Mao da bu inançsız felsefenin gereği, inanca düşmandır. Dolayısıyla Müslüman bir Türk toplumuna elbette düşman olacaktır. Yok etmeye çalışacaktır.
Birleşmiş Milletlerin soykırım tanımına tamamen uyan Çinin bu davranışları karşısında Birleşmiş Milletlerin de sesi çıkmamaktadır.
Türkiye olarak biz ne yapabiliriz diye sorarsanız bilmiyorum derim. İş adamlarımız ürünlerini en ucuz şekilde Çin’de üretip Türkiye’de satmakta iken, ticari olarak ilişkilerimiz her geçen gün büyümekteyken, bunları bir kenara atar mıyız, “Katliamlara son verin!” der miyiz? Bana göre gerçek anlamda diyemeyiz. Belki şöyle olabilir, Çinli yetkililerle bir ön görüşme yaparız, “Toplumumuza mesaj vermek için bazı şeyler söylemek zorundayız. Bu söyleyeceklerim gerçek değildir. Dikkate almayınız lütfen” diyebilir, sonra da bağırabiliriz. “Ey Çin, derhal katliamlara son ver!” Milyarlık nüfusuyla Çin’e kafa tutacak halimiz de gücümüz de yok. Kendi dertlerimizle boğuşuyoruz bildiğiniz gibi.
Keşke, İstanbul’daki bir sözümüzle Fransa’da yasaklar uygulayabildiğimiz dönemlerin gücüne bugün de sahip olsaydık.
Gerçek anlamda bağırsak n’olur ki. Çin’in bizden korkusu mu var. Yani ne yaparsak yapalım, Türkiye olarak bir sonuca ulaşmamız mümkün değil. Yapsak yapsak Çin mallarını protesto edebiliriz. Türkistan kongresi yönetici ve üyelerine Türk pasaportu verebiliriz. Fakat en etkilisi başarabilirsek, yapmak istersek ve yaparsak Birleşmiş Milletleri harekete geçirebilirsek bir sonuca yaklaşmak mümkün olur. Onun dışında yapabileceğimiz bir şey olmadığı gibi yapacaklarımız da afakî olur.
Biliyorum ki Merhum Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı İsa Yusuf Alptekin’in kemikleri sızlamaya devam edecek. Allah, gayretlerinde Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kader’e yardımcı olsun.
Sağlıkla kalınız.
YORUMLAR
Sesimizi çıkaracak kadar güçlü bir devlet olmadıktan sonra
cılız kalacak bir ses cıkarmamız neye yarar. Osmanlı'yı Türkiye'yi yıkmaya çalışanlar henüz ensemizden inmedi. Bize nefes aldırmadı. Taktik değiştirerek, yıkım planlarını daha uzun zamana yayarak bize olan kinleri düşmanlıkları devam ediyor. Doğu Türkistan'da zulüm katliam acı hiç eksik olmadı. Dünyada bir çok müslüman ülke çok kötü günler yaşadı. Geçmişte dünyanın yüzü Osmanlıyla gülmüştü. Bir nebze huzur bulmuştu. Son kale Türkiye, ve bizde üzerimize rehavet çokmüş gibi umursamaz bir şekilde böyle beklersek, bir idealimiz olmazsa. İnsanlık adına Türkiye adına hiç cıkarsız güzel şeyler yapamaya çalışan, bir avuç aydınlık yüzlere gönül alperenlerine de var gücümüzle çelme takıyorsak, halimiz ne olur düşünemiyorum. Dua etmekten Yaradan dan yardım dilemekten başka caremiz yok ama bunu bile yapamıyoruz yapmıyoruz. Acaba sizce çoğunluk olarak, kainatı halk edenin varlığı düşüncelerimiz de hiç şek ve şüphesiz mevcut mu? mevcut olanlarda tamamı bu gücün farkında mı ?
"Gevşeklik göstermeyin, tasalanmayın; eğer inanıyorsanız üstünsünüz." (Âl-i İmrân, 3/139
''İnanan sarsılsada devrilmez''
Duyarlı yüreğiniz kaleminiz var olsun.
Saygılar
Güzel bir anlatım hocam harika ifadeler ve tarih bilgisi
karanlık zamandan geçiyor yürekler
ama aydınlatacağız bu gecenin karanlığını... Ne tesadüf bu gün sizin bu yazınızı eklediğim gün üstümüze çöken ylanetler 5.lanet Türkistan üstünde şiirimi de siteye eklemiştim.. Şimdi daha bir keyif aldım
Yapacak bir şeyimiz yok değil.İşte yapacak bir şey. Kalemini oynatmışsın ve desteğini belirtmişsin.Bende kalemimi alıyorum elime ve hem sana hem de uygur kardeşlerimize yanınızda olduğumu bildiriyorum.Elimizle destek olamıyorsak bile gönlümüzün onlarla olduğunu bilsinler şimdilik yeter.Zamanı geldiğin de elimizle de yardımlarına koşarız.
21.yüzyıldayız.İnsanlar hak ve özgürlüklerin neler olduklarını biliyorlar artık.Bundan böyle sosyalist rejimlerle insanların hürriyetlerini kısarak idare etmek çok zor.
Çin'deki sosyalist rejimde kısa zamanda çökecektir.Bu çöküşte iktisadi yönde başlayacaktır.Bu çöküş Çin'in de sonu olabilir.Devrilen ağaç ne kadar büyükse çıkaracağı ses ve parçalanma da o denli büyük olacaktır.
Bu parçalanma da Çin de tarih boyu akıttığı kanların içinde boğulacaktır.
Etme bulma dünyası.Ne ekersen onu biçersin.
Dileğim Çin'in merhamete gelmesi,kendilerinin ve uygur kardeşlerimizin insan olduklarını idrak edip insanca davranması.
Tarih tekerrürden ibaret.Yoksa tarih bir Kürşat daha çıkarır derslerini aldırır onlara.
Bilmem bu sefer korkaklıklarının belgesi olan meşhur çin sedlerini gökyüzüne mi kuracaklar acaba.
Yazını ve duyarlı yüreğini kutluyor,katliamda can veren TÜRKİSTAN'lı kardeşlerime rahmet diliyorum.Bu arada merhum dava adamı büyük lider İsa Yusuf ALPTEKİN Bey'imizide rahmetle anıyor,nur içinde yatsın diyorum.
SAYGILARIMLA.
sevgilikardeşim verdiğiniz bilgilerden ve duyarlı kaleminizden ötürü teşekkürü bir borç bilirim..lakin şunu bilmemiz gerekir ki biz TÜRK ler istedikmi birleştikmi dünyaya kafa tutarız hem bilyormusun çinliler çok korkaktır korkak ki sizinde dediğiniz gibi uygurları asimile etmeye çalışıyor keşke o günlere dönebilsek keşke TURAN birliği kurabilsek işte o zaman bütün dünya ya adalet dolacak biz görmesekte şimdiden tohumları atalım ki torunlarımız Turan ı kursun ..saygılarımla..