KORTİZONSUZ BİR SEVDA
Kördüğümler attın ruhuma bu gece. Seni gördüğüm an silinmişti tüm geçmişim ve hayatımın iki miladı vardı; senden önce ve senden sonra.Senden önce, platonik aşklarıyla yazan bir adamdım ben. Sen girdin hayatıma ve dedin ki bana; platonik aşkları yaşamak zordur ve bundan sonra platonik aşklar istemiyorum. Senden sonra ise aşkın elbisesini hiçbir bedene giydiremeyeceğimi anlamıştım. Seni görmek yeniden doğmak demekti, sensizlikse ölümün tak kendisiydi sevgili. Senin gerçeklerinin aynalara yansıması gibi; ne grisi vardı yaşamın ne de toz pembesi; hiç ortası yoktu bu sevdanın ya siyahtı veyahut beyaz. Seni benden alıp götüren otobüslerin zamansız gelişlerinde değişiyordu ruhum, ağız dolusu küfürler ediyordum ayrılığa ve sen benden bihaber hayatında mutluydun. “Aşk yok” diyordun gerçekçiliğine yenilip duygularını ayaklar altına alarak. Benim yüreğimde fırtınalar kopuyordu yokluğuna hüküm giydiğim sensizlik hücrelerinin orta yerinde tek başımayken ve yüreğime neşter darbesi atsaydı o cümleyi söylerken inan canım o kadar acımazdı. Aşkın elbisesini giydirmeye çalışıyordum ruhuna senin var olduğuna kendimi inandırmışken. Oğlan kıza kavuşamazsa aşk olur diyordum içimden, ozan misali. Seni delice sevdim ben, menfaat duygularım çıplak, sevdam ise giyinikti.
Tekerrürden ibaretti tarihler, kimi sevdiyse bu yürek, canım dediklerince hançerlenmekle kalmayıp, sevdaları çalındı. Senin gerçekliğini çaldılar benden ve bahaneleri hazırdı; bu devir ihanetperverlerin devri, senin gibilerin değil. Düşündüm. Bir adam, bir kadını değerinden fazla değer verir ve gerektiğinden çok sever de, kadın adamı onun sevdiği değer de sevmezse, kadın o adama layık değildir sevgili ve o tertemiz aşkı hak etmemiş demektir. Seni düşündüm. Ya yüreğimdeki sevdanın kendi penceresinden su damlası gibi görünen gerçekliğinin aslında sonu olmayan bir deniz olduğunu görüp, korkacaktın o denizde boğulmaktan ya da aşkına gerçekliğinle değer biçecektin; aşkı arabaya, sevdayı şık takım elbiselerinin içinde gizlenen yalancı sevda sözlerine, mutluluğu kalabalıkların arasındaki yalnız alış veriş anlarına, sevgini de sana sadık olmadığını bildiğin ihanetperver bir insanın ruhuna hapsedip, loş ışıklı mekanlarda kahkahalarını sunacağın bir hayatı seçerek terk edecektin. Sandığın her şey boşa çıkmıştı, uzman değildi bu adam sandığın gibi, sadece yüreğini ortaya koyan bir kalem işçisiydi ve büyü bozuldu gözlerinde, bakışlarında istem dışı bir küçümseme yerini aldı; “işçisin sen işçi kal” dercesine… Sana defalarca söylenen istem dışı hareketlerini bir an sende fark ettin kendi içinde, arkeolojik bir kazıda değerli bir geçmiş bulmuşçasına sevindin küçümseyişlerini keşfettiğin an. Güneşten kaçıyordun ama bilmiyordun ki senin güzelliğin güneş söndürür.
En sevdiğim insana söylemiştim seni ve sen her an onu düşünerek kaçsan da kendi içinde, oynasan da hayat rolünü ve herkesin sana inandığını sansan da, saatler ayrlığı gösterirken akşam üstlerinin hüzünbaz sessizliğinde, ona koşuyordun ve ben bu gerçeği bile bile seni delice sevmekle kalmıyor köpekler gibi sadık kalıyordum. Ne zordur, ilk açıldığın insanın kollarında sevdiğini görmeler bilir misin?
Ne çok ortak yanımız vardı seninle. Fallarda bile sen çıkıyordun, aklımda fikrimde hep sen, bende her daim yaşıyordun, sen yeşil gözlü ihanetleri seçerken… Bende hep sen vardın, sende ben kendimi bulurum umudunu yeşertirken içinde, gözlerinde ben yoktum. Seni severken, ihanetin koluna girip gidişini izlediğimde, ihanetin yanı başında gördüğümde seni hep içimden terk ediyordum. Yine de saçının teline zeval gelsin istemiyorum, dualar ediyorum mutluluğun için sevgili. Aşka inanmadığın gibi, platonik sevdalara yer yok hayatında biliyorum. Kendini ele vermeme sebep sen oldun. Geçen gün, özledim seni; ağır bastı özlemlerim ve adımlarım sana doğru getirirken yorgun bedenimi, ihanetin yanı başında seni buldum. Mutluydun, acım büyüktü, yüreğim kanıyordu ama mutluluğunu gördükçe mutlu oldum. Sevdim mi işte böyle seviyorum. Fakat ruhum firari peşinde, ruhumu yitirdim sevda adına, şehir şehir seni arıyorum. Nasıl aynalar gözler gibi yalan söylemezse, suya yazdığın ismimin yüreğinde olmadığını biliyorum, bey olarak kalacağım ben hep sende ve sen o buz gibi kelimeyle hep bir duvar öreceksin aramıza, aşk üşüyecek, sevda donacak çekilen duvarlara çarptıkça ve ben asla sende bir sen olamayacağım biliyorum, söylediklerine artık inanmıyorum. İki ruhun var senin, biri güneşten kaçan beyaz tenli bir kız çocuğu, diğeri kızıl saçlı, gözlerinden ateş çıkan ve o ateşle güneşi yakan bir ihanetperver ruhun.
Mutlu ol sevgili, doğru gösterip yalan söyleyen, yanlışlarını sana doğru olarak öğreten, bedenine sahip olmak arzusundan ve seni süs eşyası gibi taşımaktan zevk almakla kalmayıp, gece her şeyi gizler diyerek senin onu düşündüğün anlarda gündelik aşklara yelken açan, seni senin gibi insanlara senden habersiz tercih eden bir insanla yaşamaktan mutlu ol. Doğruluk, dürüstlük, sevgi, aşk senin harcın değil sevgili. Sen yıllar öncesinden sana adanmış, yıllarca seni kendine saklamış, ismini, fiziğini, siluetini bilmeden kortizonsuz bir sevda ile sevmiş, sana kendini saklayıp en ıssız mabetlerin karanlıklarında, acısıyla seni beklemiş, hele ki aşkı sarhoşluk derecesinde yoğun yaşayan bu ruhu hiç ama hiç hak etmiyorsun sevgili. Yolun açık olsun. Çek git düşlerimden ve ruhun gibi ihanetlerine sarıl, sakat sevdanın kör akına sahip çık. Çünkü sen buna layıksın.
Hayatın içinde haritasız gelirken sana, Kerem ve Mecnun aşkına aşk katarak, yüreğimin sesiyle yol alırken, aslında doğru adresin sen olduğunu gözlerimi kör eden bir sevdayla düşünürken, gerçekler yine tokat gibi beni kendime getirdi. Numarataj hatası varmış bu aşkta ve sana geldiğimde anladım yüreğimdeki sevda sokağının aşk çıkmazında senin adına, senin sahip olduğun bir konut yok. Yüreğimdeki ulusal veri tabanında silindin sevgili. Mezarını kazdın kendi ellerinle ve artık yüreğimde sana dair bir kayıt yok. Güle güle.
BAKİ EVKARALI
YORUMLAR
Mutlu ol sevgili, doğru gösterip yalan söyleyen, yanlışlarını sana doğru olarak öğreten, bedenine sahip olmak arzusundan ve seni süs eşyası gibi taşımaktan zevk almakla kalmayıp, gece her şeyi gizler diyerek senin onu düşündüğün anlarda gündelik aşklara yelken açan, seni senin gibi insanlara senden habersiz tercih eden bir insanla yaşamaktan mutlu ol. Doğruluk, dürüstlük, sevgi, aşk senin harcın değil sevgili. Sen yıllar öncesinden sana adanmış, yıllarca seni kendine saklamış, ismini, fiziğini, siluetini bilmeden kortizonsuz bir sevda ile sevmiş, sana kendini saklayıp en ıssız mabetlerin karanlıklarında, acısıyla seni beklemiş, hele ki aşkı sarhoşluk derecesinde yoğun yaşayan bu ruhu hiç ama hiç hak etmiyorsun sevgili. Yolun açık olsun. Çek git düşlerimden ve ruhun gibi ihanetlerine sarıl, sakat sevdanın kör akına sahip çık. Çünkü sen buna layıksın
kutladım saygılarımla...