- 488 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsan Mühendislikleri
onun ona ve onun gibilere ait bir küçük dünyası vardı ve birileri insan mühendisliği adına o dünyanın içine minik bir ekrandan milyonlarca ona ait olmayan dünyayı bombardıman kalleşliğinde yağdırdılar. o şimdi küçük dünyası ile yetinemiyor ve oradan dışarı da çıkamamanın bunaltısı ile kendi dünyasının ozon tabakasını çektiği oflarla deldi.
her kız manken, her erkek jön gibi salınırken sokaklarda, mutluluğu tatminkar sabit; ya da yüksek gelirliliğin ev araba kariyer üçgeninde arayanlar için faşizmin daniskasının vahşeti 21. yüzyılın arenasında olacak sanırım.
tek tip doğ, tek tip ol, tek tip yaşa. tek tip öl.
*
kaşifleri sever ve macera belgesellerini saatlerce bıkmadan izleriz. balta girmemiş ormanların eşsiz manzaraları bize ’orada olmalıyım’ duygusu yaşatır da, o kaşiflerin yerinde olsak, acaba bu arzumuz sürer miydi? sivrisinekler, envai çeşidiyle böcekler, yırtıcı hayvan saldırısı, yılan, akrep, örümcek sokma endişesi, bataklık, aşırı sıcak ve ter... bunaltı nefes almamızı zorlaştırırır, dizlerimizde derman kalmaz, yürüyemezdik. ateşli hastalıklar ve karşılaşabileceğimiz hesapsız yaban şartları tehlikeleri de cabası. o ortamda alışık olmadığımız yaşam şartlarında kondisyonsuz, donanımsız bildik bildik en fazla bir saat süreceğimiz keyf, sonra bir an önce ’evim evim güzel evim’ şarkısına başlardık.
bazımız bazı zaman zaten hep böyle değil miyiz?
koltuk ve minder maceracıları...
aşkımız sanal, cesaretimiz de...
işin tuhafı artık heveslerimiz bile sanal...
*
kendi dünyasını imar etmeye bakmalı insan, yan komşunun dünyasına sarkmadan. merak turşusu canlı kırmızı salça kıvamında zehirdir, albenisi fena değildir; ama talepkârı tadına bakınca onu soldurur, yaşama küstürür.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.