- 833 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HER GÜN YENİ BİR ANI
Bu günü yaşarken farkında olamayan ben, birden geçmişe dalar gözler,kimi zaman çocukluğun masumuyetinde buluruz,kimi zaman ergenliğin aşklarında takılı kalırız, kalpimizin hop hop attığı,ayaklarımızın yerden kesilip, yüzümüzün kızarıp ha şimdi anladılar diye yerimizde duramadığımız zamanlar bir sinama şeridi gibi geçer gözlerimizin önünden.İş güç derken birde bakmışız yaş yarıdan geçmiş keşkelerimizin kölesi oluruz,hiç farkına varmadan, neden kaybettiklerimiz için,elimizden uçup gittikten sonra anlarız değerlerini bir türlü anlamadım anlamda veremedim? işte bu konuda kendi iç dünyamı döndüğümde şanşlı biri olduğumu düşünüp yaradana teşekkür ederim, yarattığı için, yaşadığım ve yaşayacağım hiç bir şey beni endişe vermedi sadece içinde bulunduğum günü yaşar, umutların ve umutsuzların biz insanlar için olduğunu bilincinde olan insan olmanın mutluluğunu yaşarım,yaşadığım umutsuzluk ve mutsuzların hayat okulundaki okulda günlük sınav olarak kabul eder, olumsuzlukların üzerine olumlu gitmekten kendime mutluluk payı çıkartırm.
Evet insanların birbirlerini severken birden ayrılık kararı almalarını anlam veremez oldum,nedenini araştırdığımda sevgi ve sevda içik emek harcamayan insanların sevgiyi çabuk tükettiklerini gördüm, gören gözlerim hüzünlendi!...Neden’mi sevgi ruhsal dünyamızın besini, seni seviyorum demek kalbimizin ilacı, canım demek beynimize sunulan ufuk, neden? neden bu bu ifadeleri birbirimize söylemekte zorlanır insan anlam veremiyorum.?Anlıyamıyorum ve anlam veremiyorum, kendilerini sevmek çok mu zor, kişi kendini sever sayar,saygı duyarsa, hiç tereddüt etmeden kerşısındaki insanlarıda sever, cinsiyet farkı gözetmeden, sadece insan oldukları için, insan olmanın önemini bildikleri için sevmenin ve sevilmenin önemini kavradıkları zaman sevmenin kolay olduğunu anlayıp,evrene sevgi yaydıkça sevginin sevilmeninde kendiliğinden yayıldığını görecekler, ama görmek istemeyen insanları görünce sadece üzülmekten öte gidemiyoruz.
Bir saniye durup düşündüğümüzde evrenin yerinde durduğunda, biz insanların geçici olduğunu ancak yaşadığımız zaman’mı anlayacağız.Çoğu zaman düşündüğümde psikolojimizi düzeltmek ve ya acıyan ruhumuzu rahatlatmak için psikologları gideriz,kimi zamanda dar çerçevelerde yaşadığımız için psikologa gitmeye çekinen insanlarla karşılaşırız?neden gitmek istemediklerini sorduğumuzda(ben deli değilim der) insan deli olduğu için gitmez,insan sadece ekmek,su, havaya ihtiyacı olduğu gibi psikologa gitme ihtiyacı duymalıdır,çünkü boşlukta kalan ruhlarını tedavi etmek için.bunun yanı sıra hala dert ettikleri dertlerini çare bulamayan insanları ikinci önerim mezarlıkları gitsinler, mezarlıklar insanı yaşam yüklüyor,yaşamı sevmeyi ve kendilerini değer vermeyi saglıyor,çünkü çok sevdiğimiz bizden birer parça olan sevdiklerimiz sessizce mezarlarında yatıyorlar, sevdiklerimizi kaybedince sevmeyelim, kaybetmeden önce sevelim, yaşadığımız anın kıymetini yaşarken kendimiz ve sevdiklerimizle yaşamanın tadını çıkaralım.
Yaşadığımız her an yeni bir anı, her anı yaşarken geçmişte kalan günleri özleyip hüzünlenmenin anlamı yok,geçmişi gülümseyerek kucaklayıp, yaşadığımız anıda, anılarımıza eklememiz lazım, hayat okulumuzdaki günlerimizı ve bize verilen ödevleri başarı ile tamamlamalıyız, ödevlerimize yaparken içine bolca yüreğimize koymalıyız,yüreğimizdeki sevgiyi sunmalıyız, nedenmi sadece yaşadığım anın önemini anlamak için hayat okulunda sevgiyi sunduğum sevdiklerimin bilerek üzmelerinin karşısında, üzülerek çözümlenmediğini yaşadığım günlerde öğrendim, ve yaşadığımız her günün anı olduğunu anladım....8/07/2009
Milas/MUĞLA