- 1257 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sıcak Şarabım Ve Sen
Sıcak şarabın dilimde dağılması gibi dağıldın vücuduma. Sıcaklığını hissettim tenimde. Her gece yanımdaki boşluktaydın sen, hayalim. Yavaş yavaş nüfuz ettiğin hücrelerim giderek yanmaya başladı. Ufak bir kıvılcımdan başlayan büyük bir tarihi şehir yangını gibi. Karın yağdığı, her yerin soğuduğu o eşsiz dağın zirvesine yakın bir yerlerde sunulan bir kadeh sıcak şarabım. Yudumladıkça, soğuğu sevdiren; tattıkça, tadını daha da veren; her yudumdan sonra daha fazla istek uyandıran; sen.
Şöminedeki odunların kendini teslim ederken aleve, tüm benliğimi bıraktım senin ateşinde. Az ilerideki piyano gibi eski, kullanılmayan ama asil ve idealine sadık aşkım buğulu bir Patricia Kaas müziğiyle uçuyor şimdi. Seni arıyor bu kış vaktinde, karların arasında inerek şehre. Seni istiyor hücrelerim, senin ateşini, gelip yakmanı ve teslim olmayı sana seni teslim alarak.
Duvardaki tablodaki uzun saçlı Fransız erkeğinin, baktığı gibi karşısındaki sevgilisine sana bakmak istiyor gözlerim bu gece. Ve yavaşça yaklaşmak sana, fısıldamak istiyorum kulağına o eşsiz kelimeleri. Aşkımı söylemek, yandığımı söylemek, arzularımı söylemek, tutuştuğumu söylemek istiyorum yavaşça, fısıltıyla uzun saçlarının arasındaki kulağına. Saçlarını elime almak istiyorum, tuttuğum gibi kadehimi, narince en başından en ucuna kadar koklamak istiyorum. Aşk kokuyorsun, tutku kokuyorsun, şefkat kokuyorsun, teslimiyet kokuyorsun, Paris kokuyorsun.
Kar yağıyor dışarıda. Şarabım bitti tıpkı odunum gibi. Şömine sönüyor ama yakmak gelmiyor içimden kalbim yanıyor ya ne de olsa. O ısıtır bu yalnız yaşayan, beni bekleyen soğuktaki taştan eski binayı. Üst kattaki eski gramofonun müziğe duyduğu istek gibi bekledim bu gece seni. Üşümeliyim şimdi. Yakmamalıyım odunları, içmemeliyim şarabımı. Üşüyorum bu bina gibi. Soğuktan değil sadece sensizlikten. Ama sen geliyorsun aklıma yine başlıyorum fütursuzca yanmaya. Ve sıcak kalbim kalıyor sadece, soğuk karların üzerinde.
Bahçedeki dizler boyu kar yığının içinde uyudum sonra. Eriterek karları yavaş yavaş, sinsi sinsi. Evet, hastalandım yine. Uzun bir hafta beni bekliyor hastane odasında. Üşütmüşüm ama bir haftada geçecek ya sensizlik ne zaman geçecek?