UD'um
Her müzik aleti gibi onunda sihirlidir sesi...
İçi boştur, karnı boştur UD’umun, çalan yüreğini koysunda çalsın diye...O yüzden bir dinleyen unutamaz UD’un sesini...
Öyle toktur ki sesi, dinleyene yüksekten baktırır. Biraz asalet, biraz onur, birazcık da kibir vardır onda. O yüzdenmidir bilmem ama, saraylı derler çoğunca ona...Sabırsızın kucağında barınamaz. Uzun süre kucaklamazsan ne sesi çıkar ne soluğu.... Perdesi yoktur, o yüzden parmağında gözü olmayan hiç almasın kucağına.
Bizim saraylı UD boşuna saraylı olmamış, çok şey ister ustasından. Birazda şımarık olduğundan, ihmale gelmez.Küsüverir kucaklanmadığında.
Gönlünü etmek için uzun süre kucak ister. Ne zaman ki, yüreğinin ısısı yayılı r gövdesine, işte o zaman dokun, gören parmaklarınla tellere. Dokunda kulaklar bayram etsin. Ne kadehlerde şarap kalır, ne bardaklarda rakı...Acında, sevincinde gün yüzüne çıkar. Kendi içini boşalttığı gibi dinleyeninkini de boşaltır.
Farkına bile varmazsın, ne dediğinin, ne yaptığının...
Benim UD’um farklıdır diğer aletlerden. sarıp sarmalamazsan ne sesi çıkar, ne soluğu...
22/10/2008-nilkurt