Huzur Apartmanı'nında Bir Cinayet*
"Ne günah işlediysek yarı yarıya."(Cemal Süreya)
______Birinci FlashBack_____
Kadınla adam Huzur Apartmanı’nın üçüncü katındaki eve çıktılar. Doğrudan salona geçtiler. Salonun batı tarafına düşen penceresinin camları açıktı. Salon çok sade düşenmişti. Pencerenin sağ tarafında toplanmamış bir yatak,yatağın ayak ucunda bir kitaplık ve yatağın baş ucunda ise bir sehpa duruyordu. Pencerenin sol tarafında ise televizyon vardı. Televizyonun altındaki masa epeyce genişti. Masa hem televizyon masası hem de çalışma masası olarak kullanıldığı anlaşılıyordu.
Kadın,zeminle arasında yaklaşık yarım metre yükseklik olan pencereye doğru yürüdü. Sırtını pencereye verdi. Yüzü adama dönüktü. Pencereden içeri giren hava kadının giydiği entariyi dalgalandırıyordu. "Neden sen hep pencereyi açık bırakıyorsun?" diye sordu kadın.
Adam:"Bilmem" dedi. Ve devam etti:"Belki de eve sığamamdandır."
Adam bunu söyledikten sonra yatağa doğru yürüdü. Yatağın ayak ucuna bağdaş kurup oturdu.Kadına karşısına geçmesi için işaret etti. Kadın yatağın baş ucuna geçip aynen onun gibi bağdaş kurup,oturdu. Adam yorganın köşesinden bir ip kopardı,eline aldı:"Seninle şimdi bir oyun oynayacağız. Ben bu ipi avuçlarımda saklayacağım sen hangi avucumda olduğunu tahmin edeceksin. Bilmezsen ben seni öpeceğim. Oldu ya diyelim ki sen bildin o zaman da sen beni öpeceksin."
Kadın şuh bir kahkaha attı:"Güzel oyun."dedi. Ve devam etti:"Haydi başlayalım."
Kadın ilkini bilmedi;adam kadını alnından öptü. Kadın ikincisini de bilemedi;adam kadını yanağından öptü. Kadın üçüncüsünden de çuvalladı;adam kadını dudağından öptü.:"Sen tümden kaybettin."dedi adam. "Bazen asıl kazananlar,kaybedenler olur."dedi kadın.
Adam kadını öpüyordu,hem öpüyordu hem de soyuyordu. Tam o esnada batıya bakan pencerenin karşısındaki dağdan göç eden bir kaz sürüsü çıktı. Öndeki bazı kazlar en arkaya, arkadaki bazı kazlar da en öne doğru yer değiştiriyorlardı. Alttan uçan kazlar da üste çıkıyor,üstttekiler ise altta iniyorlardı. Uzun bir yoldan gelen bu kaz sürüsü şehrin doğu tarafındaki sulak alanda dinleneceklerdi son kalan enerjilerini yer değiştire değiştire idareli kullanıyorlardı. Ve ardından çıkıp geldikleri dağın doğu tarafına bakan açık pencereli üçüncü kattaki dairedeki kadın ve erken tıpkı onların devinimlerini yatakta uyguluyorlardı.. Kazlar şehrin doğusundaki sulak alana indiler. Her biri bir yere dağıldı. dinlenmeye çekildiler. Açık pencereli salondaki adam ,kadının üzerinden yana çekildi.
Kadın adama baktı:"Ben senin neyinim?"diye sordu.
Adam:"Nasıl yani?"diye soruya soruyla karşılık verdi.
Kadın:"Bu ilişkimizin adı ne?Onu demek istiyorum. Arkadaşın mıyım,sevgilin miyim,metresin miyim?Neyinim? Bir isim bile koyamadık bu ilişkiye."
adam:"İlle de isim mi koymak lazım. Sen benim sevgilimsinsin,arkadaşımsın,metresimsin,karımsın,anamsın kısacası her şeyimsin aynı zamanda da hiçbir şeyimsin. Bir ilişkiyi bir sürü ayak üzerinde tutmak varken neden buna bir isim koyarak tek ayak üzerinde tutacakmışız."
Kadın adamı yanağından öptü:"Haklısın galiba."dedi.
________İkinci FlashBack_______
Adamla kadın Huzur Apartmanı’nın üçüncü katındaki açık pencereli geniş salonda yatağın üzerinde yan yana oturmuşlar. Televizyonda bir sinema filmi izliyorlar. Filmin ismi "Kutup Çizgisi Aşıkları." Filmin hikayesi annesinin ikinci evliliğini yaptığı adamın oğluna aşık olan bir genç kızın hikayesi. Ve erkek çocuk da kıza karşı ilgisiz değil. Üvey kardeşler arasında bir aşk hikayesi. Kızın adı Ana, erkek çocuğun adı Otto. İkisinin ismi de tersten okununca aynı oluyor.
Filmi izleyen adam kadına:"Ne kadar da imkansız bir aşk"diyor.
Kadın cevaplıyor."İmkansız olmayan aşk mı var?"
Film devam ediyor. Genç kız kendi kendisiyle konuşuyor."Geçmiş zamanı adımlamak"diyor."Geriye doğru gidebilsek. Keşke geriye doğru yürüyerek geçmişe dönebilsem."
Filmi izleyen adamın gözü filmde,kadına soruyor:"Sen de böyle bir şey ister miydin?"
Kadın cevap veriyor:"Asla!"
Adam göz ucuyla kadına bakıyor. Kadının dudakları titriyor.
Fimde üvey kardeşler sevişiyor.
___________Üçüncü FlashBack___________
Adam Huzur Apartmanı’nın üçüncü katındaki geniş salondaki dağınık yatakta başı öne eğik halde oturmuş vaziyette. Yaklaşık yarım saat sonra kadın kendi anahtarıyla içeri giriyor. Doğruca açık olan pencere doğru gidiyor. Sırtını pencereye veriyor. Adam başını kaldırmadan kadına soruyor:"Neredeydin?".
Kadın:"Arkadşımdaydım. Her zaman ki arkadaşımda."
Adam:"Senin arkadaşın her gün adres mi değiştiriyor. bir haftadır seni takip ediyorum. Bir sürü değişik eve girip çıktın."
Kadının yüzünde acıyla karşık bir gülümseme:"Demek ki takip ettin?." Durumu kabullenmiş.
Adam:"Evet."diyor."Neden bana her şeyi anlatmadın."
Kadın:"Bazı şeyler gizli kalabilmeli. Hatta o bazı şeylerden kişinin kendisinin bile haberi olmamalı. Sen beni takip ederek benim de öğrenmek istemediğim bazı şeyleri bana öğrettin. Bunu yapmamalıydın."
İkisi susmuş vaziyette yaklaşık on dakika beklediler,adam söze girdi:"Böyle olmamalıydı."
Kadın:"Evet. Böyle olmamalıydı. Beni takip etmemeliydin.Sen beni bu halimle değil,beni kafandaki gibi bilmeliydin."
Adam."Sen kafamda şüphe ve kuşkudan başka bir şey değildin."
Kadın:"Olsun. Kuşku veya şüphede umut oranı çok fazladır. Umut da kalmadı şimdi."
Adam:"Haklısın."dedi.
Adam kalkıyor. Başı öne eğik halde salonda tur atıyor. Kadın gözleriyle adamı takip ediyor.
adama söyleniyor:"Ben bunu kaldıramam." Bunu söylerken sözlerinde kararsızlık okunuyor.
Adam aniden gelip kadının karşısına geçiyor. Kadına doğru elini uzatıyor. Adamın eli kadına değmeden kadın kendini açık pencereden sırt üstü boşluğa atıyor. Kadın betona çarpıyor. Adam ise elleri uzatılmış halde. Sarılmak ile itmek arasındaki konumda. Öylece.
**Bir sevgili dosta geç kalınmış doğum günü hediyesidir.
YORUMLAR
''Bazen asıl kazananlar, kaybedenler olur'' dedi kadın...
Aşk bitiyorsa eğer bunda her iki tarafta aslında kaybetmiştir bir şeyleri...
Aslında çoğu olaylarda da böyledir . Kazanılan şey aslında başkasının kaybettiği bir şey olabilir yani bir yerde kazanç varsa haksızlıklar da var demektir. Sonuçta mutlu sonla bitişin olmama durumudur eğer ortada kazanç ya da kaybetme varsa ki hikayenin sonu da belki bu yüzden olumsuzdu..
Düşündüren, tartışılan kavramlar, güzeldi sevdalım...
Sevgilerimle...