- 1401 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KULAĞIMDAKİ KÜPELER
YALAN
Ne müthiş şeydir, inananı da mahveder, inandıranı da..
Ama asıl söyleyenden ziyade inananın vay haline.
Azap bırakır ruha tortusu, yalan ile başlayan bütün müştereklerin..
ve en kötüsü farkında bile olmadan kul, imanını alıp götürür..
“Netlik çok önemli” demişti bir zamanlar çok değer verdiğim birisi.
"Net olmamız lazım." demişti. "Net olmayı başaramıyorsan sen değişmiş olamazsın" demişti.
Nedir netlik.? Düşünüyorum;
Birinin net olduğu yerde bir diğeri net olmayınca bir anlamı var mıdır acaba netliğin.
Duruş bir griye bakıyorsa değer netliğini ne kadar sürdürebilir ki?
Bir ayna düşünün, arkasındaki sırları bozulmuş.
O aynada suretinizi ne kadar net görebilirsiniz?
Göremezsiniz değil mi? ..
O zaman baktığınız aynanın net olmasını arzu etmek hakkınızdır..
Peki bu durumda ne yapılır…
En kolayı aynayı elinizden atmak.
Hatta yere vurup parçalamaktır sanırım.
Oh çok şükür kurtuldum demek…
Sonra, cam kırıklarına bakmak.
Ve bakışlarımız ile dokunduğumuz her parçada bir miktar muhabbeti görmek.
Geçmişimiz de olan muhabbetin kırılan parçalardaki yansımasıdır gördüğümüz.
Ve gözlerimize batar camlar, yansımalar acıtır bir yerimizi…
Bir yerleri acımayanlar da vardır.
Oturup tâkiye yaparlar. Hak adına. Hukuk adına...
MAŞALLAH. dedirtircesine…
Kul hakkından bahsederler,kulun hakkını alırken..
İftiradan bahsederler kula iftiralar atarken..
En kötüsü de yalandan bahsederler, kendileri birer yalancılık abidesine dönüşürken!
Şaşırtırlar,
Şaşırırsın,
Kalakalırsın,
Oysa hiç düşünmezler:
Kendilerinin nasıl bir ziyanda olduklarını…
Çünkü;
"Yalancı yalancılıkla şöhret bulunca sözü doğru bile olsa kimseyi inandıramaz."
"Çok yalancıların afetinden birisi de, yalanını unutup,doğrusunu hıfz etmesidir."
Kıymetli bir hadistir:
Ashaptan bazıları Resulullah (s.a.v) Efendimize soruyorlar:
“Mümin zina eder mi?”
Susuyor. Cevapsız bırakıyor soruyu. Tekrar soruyorlar:
“Mümin yalan söyler mi?”
Mübarek başını kaldırıyor ve net bir şekilde buyuruyor:
“Hayır, mümin asla yalan söylemez”
Şimdi bu suskunluk ve cevaptaki hikmeti düşünmenin zamanıdır.
Zamanımızda manevi değerlerimiz yavaş yavaş kayboldukça, yaşamlarımız da hayatlarda yalancı hayatlara dönüşmekte.
Benim Sevgili anneciğim hep şöyle der:
“Kuzucuğum, yalanın üstünü asla örtemezsiniz. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın muhakkak bir yeri açıkta kalır”
Kulağıma küpedir, çocukluğumdan beri bu söz.
Sık sık kullanırım ve ben de üzülerek derim ki:
“Yalan söyleyen sadece kendini kandırmış olur. Ve yalan söyleyen her kişi, ancak içindeki alçaklığı ortaya atmıştır. ”
Bu sebeple üzerini örtememekten korktuğum için hayatımda yalana da yer vermedim.
Doğrucu Davutlar kısa vadede hep kaybettiği için ben de kaybettim ama uzun vadede kazanç benim.
Çok eminim.
Selamlarımla…
Sevim ÇAKICI
Kargülü`nüz!
YORUMLAR
YALANLA İMAN AYNI KALPTE BARINMAZLAR ..MÜMİNLER YALAN SÖYLEMEZLER .İMAN ZAYIFLIĞINDANDIR YALAN SÖYLEMEK..BENDE BUGÜN İNSANLAR NEDEN YALAN SÖYLERLER KONUSUNU YAZDIM ..
DOĞRU SÖZ VARKEN NEDEN YALANA BAŞVURURLAR HALA ANLAMIŞ DEĞİLİM..
DESELERKİ BABAN MEZARDAN ÇIKACAK YADA ŞU KURTULACAK YİNE YALANA BAŞVURMAM ..
YALAN İÇİNİ YER BİTİRİR SÖYLEYENİN HAR ATEŞE BENZER..
GÜZELDİ KONUSU.. ALLAH RAZI OLSUN..SELAM VE DUA İLE..
ÜLKÜ BAHÇESİ tarafından 8/17/2009 9:29:15 AM zamanında düzenlenmiştir.
"Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar" sözünü söyleyenler boşuna söylememişlir. Yılanın zehri yalnızca bu dünyadaki hayatını alır götürür. Ammaaaaa yalanın zehri her iki dünyanı da mahveder.
Yalanın üstüne temel atılmaz benim bacım. Eninde sonunda yıkılır. Sevgili Annenizin sözü çok anlamlı. HİÇ BİR ZAMAN YALANIN ÜSTÜNÜ ÖRTEMEZSİNİZ.
Ağzınıza sağlık.
Yalansız riyasız bir yaşam dileklerimle........
Bir hadis-i Serifte Efendimiz aleyhi selatuvessellem şöyle buyuruyor: "Yazıklar olsu o kişiye ki başkasını güldürmek için yalan söyler"
Ne kadar inçe bir detay
- Abdullah İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, evimizde otururken, annem beni çağırdı ve: "Hele bir gel sana ne vereceğim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam anneme: "Çocuğa ne vermek istemiştin?" diye sordu.
"Ona bir hurma vermek istemiştim" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Dikkat et! Eğer ona bir şey vermeyecek olursan, üzerine bir yalan yazılacak!" buyurdular."
üzerinde ne kadar titizlikle durulması gereken bir konu
yalansız olsa insanlar nasıl olurdu dünya çok merak ediyorum
tekrar var ol
can dostum
can dost
Adın bile tüm puanları siler süpürür, +10
konu yalansa uzak dursun kardeşlerimden
eskiden yapılması zor şeyler için yalan söylerlermiş, şimdi ekmek peynir yer gibi yalan söyleniyor...Ne komik,
inanırmısın bazen insanları kırmamak adına yalan söylediğimde bakıyorum ki Rabbim dediğim gibi yapmış, yani yalan söylmemem için uyarıyor...Çok şükür
hiç bir şeyden korkmam ama yalancı insandan korkarım
Allah hidayet etsin bizlere
var ol
Tabi ki temmuzda bu üşüten kar neden yağdı demiyoruz. Belli ki bir nedeni var.Yalan insanla birlikte var;ama,bazen öyle yalanlar görürüsünüz ki ağzınız açık kalır. Birçok türü var;hayatını yalan üzerine inşa edenler gördüm. Artık burada doğruya yer yok. Zincirleme olmak zorunda. Siz kayıp düştüğünüzü anlatırsınız,adam buzun altında beşyüz metre gittiğini söyler ve sizinde inanmanızı bekler. Şaka sandınız değil mi? Adam bunu bize ciddi ciddi anlattı. Bütün fizik kanunları altüst. Adamlar vardır,niyeti yalan söylemek değilde biraz sözü süslemek,herşeyi abartılı anlatır.Durumdan vazife çıkaran yalanlar vardır. Bir de beyaz yalanlar...Yazının çatısını oluşturan insanın duruşu ise,zamana ve zemine göre değişebileceği var sayılan bir olgu. İnsan değişmeli mi? Evet. Bel ki sorunun doğrusu,nasıl ve nereye kadar,ne için? Kimse kendini tam olarak ele vermeyince,sizde duruşunuzu belirlemekte zorlanırsınız. Sonra saf deyiverir arkamızdan gülerler. Burada artık maharet anlatanda değil,anlayana düşüyor. Doğruyu arayan,anlamayı da iyi anlamalı. Çünkü ona lazım...Yürekten kutladım.Selam,saygı...
hyazici58 tarafından 7/7/2009 1:30:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
İsmail b. Vasid anlatır:
ALLAH Resûlü’nün vefatından sonraydı.
Ebû Bekir’in [r.a] bir hutbe verdiğini işittim, şöyle diyordu:
“Bir sene önce Resûlullah [s.a.v], şu bulunduğum yerde ayağa kalktı” dedi
ve duygulanıp bir müddet ağladıktan sonra şöyle devam etti:
“Yalandan sakının; çünkü o kötü ahlâk ile beraberdir ve her ikisi de ateştedir.”
********************
Ebû Ümâme, Resûlullah’ın [s.a.v] şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Yalan, münafıklığın kapılarından bir kapıdır.”
Hasan-ı Basrî [rah] der ki:
“Gizli ve açıktan yapılan şeylerin, sözlerin ve işlerin,
giriş ve çıkışların birbirine uymamasının münafıklıktan olduğu söylenir.
Münafıklığın temeli ise yalan söylemektir.”
Peygamber Efendimiz [s.a.v] şöyle buyurmuştur:
“Konuştuğun konuda sana inanan bir kardeşine yalan söylemen büyük bir ihanettir.”
İbn Mesud [r.a], Resûlullah’ın [s.a.v] şöyle buyurduğunu anlatır:
“Kişi yalan söylemeye ve yalancılıkla uğraşmaya devam ederse
ALLAH katında yalancılardan yazılır.”
KargülüALMILA tarafından 7/7/2009 3:55:57 PM zamanında düzenlenmiştir.