- 540 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
MUCİZE
Emine kendi halinde ve bu yapısının yanında sevecen tavırları ile etrafında hemen sevilebilen biriydi. Tanısın, tanımasın herkesin yardımına koşar, onların isteklerini hiçbir karşılık beklemeden yapardı. Ve bunun karşılığını da insanlardan sevgi sözcükleri ve minnettar bakışlarla alırdı.
Emine bir hastanede çalışıyordu. Hastalara olan sıcak davranışları nedeniyle herkes tarafından takdir görüyordu. Diğer arkadaşlarından onu ayıran özelliği de buydu. Sevgi dolu yüreği yüzündeki gülümsemesine yansımıştı. Dokuz yıllık evliydi. Dört yaşında da bir oğlu vardı.
Oğlu Melih gayet sağlıklı bir yaşam sürerken kilo almaması nedeniyle, oğlunu doktora götürdü. Yapılan tetkikler sonucunda o üzücü gerçekle yüz yüze geldiler. Oğlu,Tip 1 Diabet hastasıydı.Yani halk diliyle şeker hastası ! Emine ve ailesi günlerce gözyaşı döktüler. Melih ise bu duruma bir anlam veremiyor, sadece şaşkın şaşkın etrafındaki insanları seyrediyordu.
Kesinlik kazanınca doktorlar tarafından hemen hastaneye yatırıldı ve tedaviye başlandı. Hastane kurallarına göre yanına refakatçi olarak kimse alınmıyordu. O yüzden de Emine hastanede çalışmasının avantajıyla ancak bekleme salonunda bekleyebiliyordu.
Emine oğlunun hastalığına çare olamıyordu. İçinden sadece Yüce Yaratan’ a oğlunun iyileşmesi için dualar ediyordu. Yapabildiği tek şey buydu. Son zamanlarda hastalıkla uğraşırken girdiği stres ve üzüntü psikolojisini iyice bozmuştu. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü. Hiç geçmeyen baş ağrıları başlamıştı. Odanın önünde otururken hep ağlıyordu. Yanına oğlunun doktoru geldi. Elindeki kâğıtları uzatarak tahlil sonuçlarını alması için ona verdi.
Birden içine bir sıkıntı yerleşti. Tetkik sonuçlarını almak için gittiği yerde pencerenin yanına geldi. Bulunduğu yer binanın beşinci katındaydı. İyice bunalan Emine birden camı açtı ve tam camdan kendini atacağı sırada gözü aşağıda beton zeminin içinde bitmiş ve epeyce büyümüş durumda olan ağaca takıldı. Beton zemin içinde yaşama sarılmış ve bulunduğu boyuta ulaşmıştı. İntihar etmek istediği için kendinden utandı. O anda Allah ‘ a şükretti. Belki de en zor anında ona Yüce Yaratan tarafından gösterilmek istenen bir mucizeydi o ağaç.
Umudunu hiçbir zaman yitirmeyeceğine söz verdi kendi kendine. Yaşamak her türlü sıkıntıya ve acıya rağmen güzeldi. O bunun değerini biliyordu.!
YORUMLAR
Ders verici bir hikaye, tesekkür ediyorum paylasim icin.
.
Hepimiz zaman icerisinde benzeri olaylari yasamisizdir.
bMesela benim 4 evladim var ve 3ünün hastalikllarinda sabrin son demine geldigim cok oldu ama sükür eninde sonunda karsiligini buldum.
Sabir acidir ama meyvesi tatlidir, mükafaki CENNETTiR. Allah bir cok ayetinde sabredenlere müjdeler veriyor ve bilindigi gibi 3 yerde sabir gerekir.
Musibetlere karsi SABIR.
ibadetlere devam etmede SABIR.
Günaha karsi direnmede SABIR.
ve SABIR imandandir, insanin inanci derecesinde sabri vardir, o halde ilmimizi cogaltmaliyiz derim.
Rabbim cümlemizin yar ve yardimcisi olsun dileklerimle, sevgiyle...