- 724 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KADININ DÜŞMANI YİNE KADIN!!!
Evet bir düşman varsa bize o da kendimiziz öncelikle. Kendimizi ve birbirimizi yıpratıyor, incitiyor, acıtıyoruz ama bilinçli ama bilinçsiz!
Tüketiyoruz birbirimizi. Her iki şekilde de hatalıyız.
Öncelikle annelik sıfatımızla kötülük ediyoruz bir başka kadına. Oğlumuzu yanlış eğitiyoruz. Sen erkeksin deyip ayrıcalıklı davranıyoruz. Kızımızı kısıtlarken, ona olabildiğince serbesti tanıyoruz. Kızımıza yasaklar, kurallar koyarken, oğlumuzu özgür bırakıyoruz olabildiğince. Ne kadar kızla birlikte olmuşsa o kadar erkek sayıyoruz, ne kadar yaşlı göz bırakmışsa ardında o kadar öğünüyoruz erkekliği, hatta çapkınlığıyla, ama iş kızımıza gelince, dizimizin dibinde otursun, eli değmesin istiyoruz hiçbir erkeğin, başkalarının kızlarını hiç düşünmeksizin. Sen otur, erkeksin diyoruz, suyu kız kardeşin getirsin, çayını, kahveni getirip, ütünü yapsın diyoruz.
Sonra da aynen böyle yetişmiş bir erkek, eşimiz ya da damadımız olduğunda kınıyoruz, suçluyoruz o erkeği hiç düşünmesiz bir başka kadının eseri olduğunu!
Elinin kiri diyoruz oğlumuza, yıkarsın olur biter, her şey pir ü pak, kızımızsa söz konusu olan, aman sakın ha, alnında karadır, yapışır kalır, çıkmaz ne kadar yıkarsan yıka diyoruz.
Gün geliyor, nasılsa yıkayınca çıkar, varsın kirlensin kirlenebildiğince deyip o erkek, önüne gelenle aldatıyor eşini, öyle ki bazen kendi arkadaşının eşi, hatta eşinin arkadaşıyla bile. İşin acı yanı bazısı kadınımızın, bile bile kabulleniyor, gerçekten de temizlenmiş sanıyor yıkanan elleri. Ya unutup gidiyor, erkektir olabilir diye, kimi de zorunluluktan, kimi menfaatinden, içinde bir yerlerde saklayıp bu kirini erkeğin, yumup bir gözünü yaşayıp gidiyor. Saklayamayanı bastıramayanı acısını, yıkamayla gitmediğini bileni ise, çekip gidiyor o kirli elli erkeğin hayatından.
Burada da biz kadınlar değil miyiz suçlu olan. Evet, erkek suçlu, hem de çok suçlu, ama tek suçlu mu? Hayır tabii ki, kadın da en az onun kadar, hatta daha da suçlu. Zorla paydaş etmiyor kadını bu suça erkek. Zorla gel eşimi aldatmama yardımcı ol demiyor. Kadın kendi bilerek, isteyerek paylaşıyor bu suçu. Bilmeyenleri var şüphesiz, aldatılan kandırılanları var. Evli değilim denilerek, ayrılmak üzereyiz denilerek, bizimkisi zaten kâğıt üzerinde denilerek, aradığım hiçbir şey yok eşimde, ne varsa sende var denilerek.
Yine de ben kadında buluyorum suçu, evli değilim, ayrıldım denilerek kandırılanlar dışında kaldı ki biz kadınların 6. hissi güçlüdür, hisseder o yalanı, belli eder erkek istediği kadar iyi oyuncu da olsa yalan söylediğini.
Ya bilerek, evli olduğunu bile bile, bir başka kadının atlatılmasına hiç vicdanı sızlamaksızın, hiç o kadının yerine kendisini koymaksızın, bir başka kadına bu çirkinliği yapan kadının hiç mi yok suçu? Suçun büyüğü onda bence! Hem de en büyüğü.
Bir düşünebilse kadın, oturup da bir sıralayabilse kendisine yapılmasını istemediklerini. Sorsa bir kendine, bir başka kadın neler yaparsa bana ayıp olur, çirkin olur, canımı acıtır, üzer, yaralar beni diye!
Ne aldatan kalır, ne de aldatılan yeryüzünde!